Çiğdem AYDIN

Önce sendikacı, daha sonra milletvekili olarak görev yapan Esat Varoğlu, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda konjonktürün uygun olduğunu söylüyor.

Diyalog’a konuşan Varoğlu “En büyük sorunumuz uluslararası hukukun dışında olmamızdır” diyor ve bu sorunun çözümden sonra ortadan kalkacağını iddia ediyor.

Varoğlu, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:
   
Soru: Siyasete ne zaman başladınız, ne zaman ara verdiniz?

Yanıt: Siyasete girmeye hiç niyetim yoktu ama yine de arkadaşların ısrarlarıyla girdim. 1976 yılında KTÖS (Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası) Genel Sekreteri idim ve TKP bizim sendikanın desteğinde kurulan bir partiydi. Bana ‘Sen de aday olacaksın’ dediler. 1976 seçimlerinde aday oldum ve sendikadan da istifa ettim. Kazanamayınca tekrar sendikaya döndüm. 1981 yılında yine aday oldum. Kontenjandan girmeyi kabul etmedim ve halk oylamasıyla seçilmeyi tercih ederek birinci sıradan aday oldum ve kazandım. 1985 yılına kadar vekillik yaptım, kurucu mecliste yer aldım. 1985 yılında tekrar aday oldum kazanamadım. Hiç üzülmedim çünkü politikayı çok sevmemiştim. Ama hiç de kopamadım. Bu süreçte parti içi görevlerime devam ettim. 2005 yılında BDH’dan aday oldum, kazanamadım ve milletvekilliği adaylığna ara verdim.

Soru: Siyaset öncesinde ne iş yapıyordunuz, şimdi ne yapıyorsununuz?

Yanıt: Öğretmenlik yapıyordum. 1962-1963 yılında başladım ve ilkokul öğretmenliği yaptım. Yedi yıl boyunca mücahitlik yaptım. 22.bölükte er olarak başladım, bölük komutanı olarak tamamladım.
31 Temmuz 1970 yılında Şht. Ertuğrul İlkokulu’na adını verdim. 17 yıl öğretmenlik yaptım ve emekli oldum.

Soru: Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi? Arayıp, soran oluyor mu?

Yanıt: Aksine benim dost sayımda artış oldu. İnsanlar beni daha çok aradı sordu. Şu andaki saygınlığım siyasette olduğundan daha fazladır.

‘İyi ki vekil değilim’

Soru: Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz? Yanlışlar nedir?

Yanıt: Malesef bugünkü siyaset ve siyasetçiler seviyeyi çok aşağıya çektiler. Bu meclis için demiyorum.Ama bundan önceki meclis için kalite yok denecek kadar azdı diyebilirim. 
Halkın siyasiler için ne düşündüğünü gördükçe ‘iyi ki vekil değilim’ diyorum. Ama seçmen artık daha seçiçi bu iyi  bir şey çünkü çürük elmaları temizliyorlar. Bu bir başlangıçtır bana göre. Bazı çalışmalar biraz hantal gidiyor. Bunu da öz eleştiri olarak söyleyebilirim.

Soru: Bundan sonraki dönemde aktif siyasete devam edecek misiniz? 
Yanıt: Toplam sendikacılıkta siyaset sayılırsa 1968 yılından bugüne kadar kıyısından köşesinden milletvekilliği dahil hep siyasetin içerisindeyim. Aktif siyasete şu anda girmeyi düşünmüyorum ama zaman ne getirir onu da bilmem gerekirse girerim. 

Dış güçler devrede

Soru: Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yanıt: İlk kez bu kadar çözüme yaklaşılmıştır. Üzüldüğüm tek bir konu vardır her iki tarafın toplumu da bu süreçte sadece seyircidir. İki toplumun  daha aktif olarak sürece katkı koyması gerekiyor.Dış güçlerin süreçle ilgili daha aktif rol aldığını  görüyorum. Gerek uluslararası konjektür, gerekse doğal gaz kaynakları ve gelecek olan su bizlere bir çözüm olacağını gösteriyor. Fakat Türkiye buradan suyu arap ülkelerine pazarlayacak bu gözden kaçırılmamalıdır. Bu sorunu Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar çözmelidir. 1 Mayısı çok  güzel bir şekilde iki toplum birlikte kutladı daha fazla iki toplumlu etkinliklere yer vermelidir ve iki toplum  da gerek iç, gerese de dış meselelerde ipleri ellerinde tutmalıdır.İhtiyatlı bir bekleyiş içinde olmalıyız.

Soru: Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı? Değilse ne yapmalı?

Yanıt: Toplumda istenç var ama irade olması önemlidir. Bana göre Kıbrıs Türk toplumu her zaman çözüme hazırdır. Bunu Annan Planı döneminde de göstermiştir. Rum tarafında ise ekonomik yapı onları hazır hale getiriyor. Yeter ki iradeye yansıması olsun. 

Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? 

Yanıt: Toprak sorunu en büyük sorun olacaktır. Geçmişte ‘bir taş bile vermem’ diyen bir liderliğimiz vardı. Ama hakkından fazlasını isteyen bir Rum liderliği olduğu da kesin.Yanlız bu sorun aşılamaz diye bir şey de yoktur.Tazmin, takas, iade yoluyla çözümlenebilir. 

Soru: Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?Apple-tab-span" style="white-space:pre">

Yanıt: Çözüm olursa normal hayatıma devam edeceğim. Koşullara göre bir ihtiyaç varsa da elbetteki siyasete veya sivil toplum  örgütlerine girebiliriz. Ama yeni yetişen gençler bu işi rahatlıkla götürür. Sıra artık gençlerdedir.