Özlem Çimendal

Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı 1 Temmuz 31 Aralık 2015 çalışma dönemine ilişkin olarak rapor yayınladı. Yapılan çalışmaları kamuya sunan Dizdarlı, çalışmalarını bir ülkenin olmazsa olmazı insan hakları ihlalleri, temel hak ve özgürlükleri bağlamında da sürdürmeyi hedef edindiğini aktardı. Dizdarlı, son dönemlerde kamu yönetimine karşı çıkan güven krizinin aşılması ve kamu yönetiminde dürüstlüğün sağlanması için hesap verilebilirlik ve etik kavramlarının ön planda tutulması gerektiğini aktardı.

“Basın-yayın ile sıcak ilişkiler kuruldu”

Göreve geldiği günden beri basın yayın ile yakın ilişkiler içerinde olmaya özen göstererek, çalışmaları konusunda şeffaflık içerisinde hareket etmeye çalıştıklarından da bahseden Dizdarlı yaptığı açıklamada, “Dairemizin faaliyetleri konusunda radyo ve televizyon programlarına katılarak halkımızı bilgilendirmeye çalıştım. Aynı şekilde yazılı basına da söyleşilerde bulundum. Bu program ve söyleşiler aracılığı ile işlevimiz, raporlarımız ve güncel gelişmelerle ilgili açıklamalar yapılmıştır. Dairemizin basınımızdan gördüğü ilgi çok yüksek olmuştur” ifadelerini kullandı. 

“Şeffaflık, hesap verilebilirlik ve etik ön planda tutulmalı”

Şeffaflık ilkesinin çalışmalarının mihenk taşını oluşturduğundan da bahsettiği açıklamasında Dizdarlı, “Son yıllarda kamu sektörüne karşı duyulan güvenin giderek azalmasıyla, kamu yönetimine karşı çıkan güven krizinin aşılması ve kamu kamu yönetiminde dürüstlüğün sağlanması için, “hesap verilebilirlik” ve “etik” kavramları ön planda tutulmalıdır. Etik kişinin içindeki kontrolü ve sorumluluğu, hesap verilebilirlik ise dıştan kişiye yönelik denetim sürecini anlatmaktadır” şeklinde konuştu. Dizdarlı, yönetimde şeffaflık için hesap verilebilirliğin ön şart olduğunu, hesap verilebilirliğin ön şartının da yine şeffaflıktan geçtiğine değinerek, hesap verilebilirlikle şeffaflığın iç içe geçmiş olgular olduğunu ve ülkelerin varlığını oluşturan toplumların da güven duygusunun ayrılmaz parçası olduğunun unutulmaması gerekliliğine de işaret etti. Şeffaflığın sağlanmadığı takdirde denetim, hak ve yükümlülüklerin eksik kalacağı söyleminde de bulunan Dizdarlı, şeffaflık için bir diğer önemli noktanın da bilgiye erişim olduğunu vurguladı.  

“Her türlü şikayet dikkate alınıyor”

Yüksek Yönetim Denetçisi’nin (Ombudsman) yetki alanları ve çalışmaları hakkında da bilgi verdiği açıklamasında Dizdarlı, ayrıca Ombudsman’ın gerek sözlü şikayetler gerek basın veya medya yoluyla kamuoyunun gündemine getirilen kamu vicdanını yaralayan olaylar hakkında araştırmalara (söz konusu olay veya işlem ile ilgili dava açılıp açılmadığına, Hukuk Dairesi’nin veya polis örgütünün bu konuda araştırması olup olmadığının araştırılması) başlama yetkisinin yanı sıra çalışmalarını raporlaştırdığından da bahsetti.

“2015 yılı 33 başvuruyla yılların en yükseği”

Eski Ombudsman Feridun Önsav’ın 2011 yılında emekliliğe ayrılmasının ardından boş kalan dairenin başına Emine Dizdarlı’nın atanmasından sonra yapılan çalışmalar neticesinde 2015 yılına kadar daireye yapılan başvuruların yıllara göre dağılımı ise şöyle:

2011 yılında 22 başvuru

2012 yılında 17 başvuru

2013 yılında 4 başvuru

2014 yılında 2 başvuru

2015 yılında 33 başvuru

Toplam: 78 başvuru

“Lehe çıkan sonuçlar da dikkat çekti”

2015 yılında göreve atanmasından sonra başvuru sayısındaki artışa da dikkat çeken Emine Dizdarlı, 31 Aralık 2015 tarihi itibarıyla 78 başvurunun içerisinde halihazırda devam eden başvuru sayısı 22 iken, raporları tamamlanmış ve yayımlanmış başvuru sayısının ise 16 olduğu açıklamasında bulundu. Ayrıca açıklamada, soruşturma neticesinde başvuru sahibi lehine sonuçlanıp kapatılan başvuru sayısının da 11 olduğunun görülmesi de dairenin başlatmış olduğu çalışmaların faal bir şekilde işleyişi açısından da dikkatlerden kaçmadı.  

“İlk sırada Tapu ve Kadastro Dairesi…”

Ombudsmanlığa yapılan başvuruların konulara göre dağılımında ilk sırayı “Tapu ve Kadastro Dairesi, hudut ihtilafı” alırken onu sırasıyla başvuru sayılarındaki çokluğa göre izleyen konulardan bazıları ise şu şekilde sıralandı: Polis Genel Müdürlüğü/Hukuk Dairesi, Atama/Münhal, Çevre ve Kaçak Yapılar, Kamulaştırma, Sosyal Sigorta Yatırımları, Emeklilik Kesintileri. 

“Bakanlıklarda şikayet, usulsüzlük ve yasalara riayetsizlik”

Aralık 2015 sonuna kadar yapılan başvuruların bakanlılara ve yerel yönetimlere göre dağılımın aşağıdaki gibi olduğu Dizdarlı’nın açıklamasında, başvuru şikayetlerin içerik olarak incelendiğinde konuların genellikle idari usulsüzlük, idari ihmal, idari işlemlerde gecikme, yasalara riayetsizlik ve tüm bunların ışığında da idarelerin söz konusu olaylarda hukuk devleti ilkelerine uygun olarak çalışmadıklarının ortaya çıktığı ifadelerine de yer verildi.

İçişleri ve Çalışma Bakanlığı:26

Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı: 6

Bayındırlık, Çevre ve Kültür Bakanlığı: 8

Turizm Bakanlığı: 1

Ulaştırma Bakanlığı: 2

Maliye Bakanlığı: 3

Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı: 1

Salık Bakanlığı: 3

Kamu Hizmeti Komisyonu: 8

Polis Genel Müdürlüğü/Hukuk Dairesi: 6

Yerel Yönetimler: 12

Toplam: 76

Şikâyetler, İçişleri ve Çalışma Bakanlığı’nda yoğun

Başvuru ve şikayetlerin İçişleri ve Çalışma Bakanlığı ve Yerel Yönetimler çerçevesinde yoğunlaştığının görüleceğinin de işaret edildiği açıklamada, cevap alınamayan bakanlıklar ve yerel yönetimler de açıklandı:

İçişleri ve Çalışma Bakanlığı: 2

Maliye Bakanlığı: 2

Ulaştırma Bakanlığı: 1

Eğitim Bakanlığı-Dipkarpaz Belediyesi: 1

 Gönyeli Belediyesi: 1

Ayrıca raporu yayımlanmış ancak Yönetimin görev alanında olan  bir hizmetin yerine getirilip getirilmediğinin takibinin yapıldığı başvuru sayısı 1 ile Ulaştırma Bakanlığı olarak görülüyor.  

İdari kadro eksikliği çalışmaları etkiliyor

Açıklamasında göreve başladığı süre içerisinde başvurulardaki artışa dikkat çeken Dizdarlı, Yüksek Denetim Denetçisi Dairesi’nin çok dar bir kadroyla hizmet vermeye gayret göstererek, görev ve sorumluluğunun bilinciyle hareket ettiğini de vurguladı. İdari kadro eksikliği nedeniyle raporları Başdenetçilerin kendilerinin yazdığı açıklamasında da bulunan Dizdarlı, Yüksek Yönetim Denetçisi Dairesi’nin yoğun olarak hukuki meselelerle uğraşan bir daire olduğu ifadelerini kullandı.

Birçok daire ‘Dilekçe Hakkı’na uymuyor

Yetki ve sorumluluklarının dışarısında kalabilecek bazı durumların yasal düzlemde dezavantaj oluşturduğunu da ifade eden Dizdarlı yasanın 13. Maddesinin sıkıntılı olduğuna vurgu yaparak yasal düzenlemenin de gerekliliğine işaret etti. Ayrıca Anayasa’nın 76. Maddesi gereğince düzenlenen “Dilekçe Hakkı” çerçevesinde idarenin kendisine yazılı olarak başvuran yurttaşlara en geç 30 gün içinde gerekçeli ve yazılı olarak kararını bildirmesinin hükme bağlandığını hatırlatarak, dairelerinin birçok idari birimin dilekçe hakkına uymadığı yönünde yoğun başvuru aldıklarını aktardı.