Bertuğ Topal

Türkiye’de yaşanan terör olayları ve siyasi belirsizlik dövizi uçurdu. Dün akşam saatlerinde 4.70 sınırına dayanan Sterlin, KKTC’de bulunan tüm vatandaşların sinirlerini alt üst etmiş durumda.

Dövizin bu denli yükselmesinin ardından ülkede TL’den sonra en fazla kullanılan para biri olan sterlinin rekorlar kırması özellikle dövizle borçlananları ve okul harçlarını ciddi şekilde etkiledi.

Ulusal Birlik Partisi-Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler hükümeti dövizde yaşanan artış nedeniyle tedbir alma noktasında yavaş kalıyor.

Hükümet önlem ararken olan döviz cinsinden borçlanan vatandaşa oluyor.

Sendika temsilcileri ise hükümetin gerekli tedbirleri bir an önce alması gerektiğini ifade ederek “ya para birimi olarak Türk Lirası’ndan vaz geçilip Euro’ya geçilsin ya da en azından vatandaşlar için döviz cinsinden borçlanma yasaklansın” dedi.

Latifoğlu: Devlet yol göstermeli

Hür-İş Federasyonu Başkanı Yakup Latifoğlu, ülkede kullanılan para biriminin Türk Lirası olması rağmen bir çok işlemin Sterlin ile yapıldığını ifade ederek bu sistemin artık çark ettiğini belirtti.

Döviz kullanımının düşürülmesi gerektiğini belirten Latifoğlu, alışkanlıklardan dolayı hükümet ve toplum olarak döviz cinsi para kullanmadan kurtulamadıklarını söyledi. Devletin bu konuda vatandaşa yol göstermesi gerektiğini de belirten Latifoğlu, devletin kendisinin de dövizle işlemlerini yürüttüğünü belirtti.

“Devlet döviz kullanımından vazgeçsin”

Latifoğlu, “Devlet bundan vazgeçmeli. Vatandaşa ve işletmelere örnek olmalı. Yasaklayabileceğini zannetmiyorum ama kullanılmasını önleyecek tedbirler alınmalı. Devlet gümrük kapısında tüm işlemlerine dövizi esas alarak işlem yapıyor. Tapu Dairesi’nde bile dövizle işlem yapılıyor. Devlet önce kendisi bunlardan vazgeçmeli sonra da halkına bu konuda çağır yapmalı. Borçlanmaların da TL olması gerek. Halkı dövize yönlendiren kurların durağan olduğu dönemlerde faizlerde yarattığı avantajdır” diye konuştu.

“Maaşlar ona göre düzenlenmeli”

Vatandaşın da durumun böyle olması ile döviz borçlanmaya ağırlık verdiğini ifade eden Latifoğlu, “Bugünkü ortamlarda da dizlerimizi döveriz çünkü kazancımızla doğru orantılı gitmiyor. Dövizle işler gidecekse ona göre maaşlar da düzenlenmeli. Hükümet liberal ekonomi diyerek kendi şartlarını kendi oluşturarak devam etmekte. Bankalar kendi bildiklerini yapıyor. Ücret politikası da dar gelirliyi sık boğaz ediyor. Çare üretmesi gereken hükümet de bu konu konuda seyirci” diyerek sözlerini tamamladı.

Dilek: Yasaklama olmasa da ciddi tedbir alınmalı

Kamu-İş Başkanı Sami Dilek ise Havadis’e yaptığı açıklamada ülkede maaşların TL cinsinden ödendiğini kaydederek dövizle borçlanmanın yasak olması gerektiğini belirtti. İnsanların çok büyük sıkıntılar içinde olduğunu kaydeden Dilek, dövizle borçlanmanın yasaklanmasının güzel bir düşünce olduğunu belirtti. Dövize karşı hükümetin önlem almasının yerinde bir davranış olacağını da dile getiren Dilek, kendilerinin de birçok vatandaşı bu konuda uyardıklarını belirtti. Vatandaşların taksitlerinin dövizin artışı ile buçuk katına çıktığını söyleyen Dilek, “Dövizin bu durumu insanları çok büyük çöküntülere sokacak. Aile yıkımlarına, depresyonlara neden olacak. Hükümet, döviz konusunda önlem olarak döviz faizlerinin sıfıra çekilmesi gibi tedbirler alabilirler. Bunlar yapılırsa ülke bir nebze yangından kurtulacak.

“Korkuyoruz”

Dilek şöyle devam etti: “Döviz borçlarının yanında kiralar, araba alımı taksitleri de sıkıntıya girmiştir. Döviz olayıyla ilgili hükümetin kriz ilan edip ne yapacakları konusunda acil önlem almaları gerek. Gerçekten korkuyoruz. Aldığımız maaşlar döviz bazında değerlendirecek olursa sıfırlanmış bir durumdadır.”

“Euro’ya geçmek cesaret ister”

Dilek, Euro’ya geçiş olayı ile ilgili ise öyle bir düşüncenin zaman zaman gündeme geldiğini ancak bu uygulamanın hükümetlerin işine gelmediğini söyledi. Dilek, Türkiye’den gelen yardımlar da TL bazındadır. Euro’ya geçiş politikalarını Türkiye ile birlikte yürütmek gerek. Hükümet o önlemi alacak noktadaysa adımlarını atsınlar. İnsanların yaşadığı sıkıntılar son bulur bu durumda. Ama böyle bir cesareti var mı hükümetin çok iyi düşünmesi gerekir. Acil önlem alınması noktasında oluşturulacak olan kriz masasındaki kişilerin oturup bu konuda da fikir üretmeleri önemlidir” dedi.

Kaptan: Euro’ya geçiş olmalı

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası Başkanı Ahmet Kaptan ise döviz cinsinden borçlanmanın yasaklanmasının anti demokratik bir uygulama olacağını belirterek hükümetin yapacağı en doğru tedbirin Türk Lirası’ndan çıkıp Euro’ya geçmek olduğunu açıkladı.
Kaptan, “Sadece maliyede TL kullanılmaktadır. Araba alımından ev alımına, kiradan beyaz eşya alımına kadar her şey dövize endekslenmiştir. Bizim TL’ye bağlılığımızdan dolayı her geçen gün halk fakirleşmektedir. Bir an önce başka bir para birimine geçmeliyiz” diye konuştu.

“Euro’ya geçmek için çözümü beklememeliyiz”

Kaptan, “Kısa süre sonra çözümün geleceğini söylüyorlar. Yasalarımızı da onlara göre düzenlemeye çalışıyorlar. Birleşik Federal Kıbrıs’ta para birimi Euro olacak. Bizim de bir an önce mali açından Euro’ya geçmenin tam da zamanıdır.  Bugünkü hayat pahalılığından ve oluşacaklardan halkın rahatlaması sağlanacaktır. Yasal herhangi engel yoktur. Prosedürler yerine getirilir ve ülkenizde para biriminin Euro olduğunu söylersiniz. CTP de yıllarca stabil para birimini savunmuş bir partidir. Geçmişteki iktidarlara da tavsiyelerde bulunuyordu. Buyursun yapsın biz de destek verelim” şeklinde konuştu.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Şener Elcil de Havadis’e yaptığı açıklamada esas sorunun döviz değil Türk Lirası olduğunu ifade ederek ülkedeki her şeyin devletin gümrük tarifelerinin bile dövize endeksli olduğunu kaydetti. Elcil, dövizi yasaklamak yerine Euro’ya geçilmesinin en doğru hareket olacağı görüşünde. Elcil, “Bütün hizmetlerde Euro geçerli olması gerek. Bu bizi TL’nin enflasyonundan koruyabilir. Bu öneri yeni değildir. 1986-87 yılında 33 gün grev yaptık biz. Bizi dinlemediler. Bizim haklılığımız bugün bir kez daha onaylandı. Bunun için de kurtarıcıdan kurtulmak gerek. Buradaki sistem Türkiye’nin bir alt denetimidir. Bunun bir an evvel sona erdirilmesi gerek. Kıbrıs’ın bütünleşmesi gerekiyor. Geri kalan çözümlerin tümü geçicidir. Kıbrıs’ta bir an evvel çözüm bulunması gerek. Bizi kurtaracak budur. Hükümetin tedbirlerinin bir kısmı tamamen geçicidir” ifadelerini kullandı.