Devrim Demir
İnsani koşullarından uzak bir yaşam süren Merkezi Cezaevi’ndeki mahkûmların açlık grevi dün sona erdi. 89 mahkûm açlık grevi nedeniyle 2 gün yemek almadı. Mahkûm yakınları ise cezaevinin sürekli sorunlarla gündeme gelmesi ve içerde yaşanan olumsuzluklara tepki göstermek amacı ile dün öğle saatlerinde Merkezi Cezaevi önünde toplandı.
Mahkûm yakınları, içerde bulunan ve seslerini duyuramayan tüm mahkûm ve tutuklular adına toplandıklarını ifade etti.
Mahkûm yakınları adına kısa bir açıklama yapan Alparslan Şengül, hükümetin olmayışı nedeniyle, kendilerini dinleyecek kimsenin olmadığını belirterek daha büyük bir katılımla ilerleyen günlerde bir eylem gerçekleştireceklerini kaydetti.
Cezaevine düşen mahkûmların hiçbir şekilde topluma kazandırılmadığını belirten mahkûm yakınları, dışarıdan destek vermek için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.
Mahkûm yakınları ne dedi?
Gazi Urhan
Oğlumun hapislik cezası 10 yıl ve biz onu görebilmek için Sivas’tan geldik. Burada torunlar var, bugün burada bulunmamamızın nedeni cezaevindeki yaşam şartları. Mahkûmlar seslerini duyuramadıkları için onların istekleri için buradayız. Cezaevinin yaşanılabilir bir hale getirilmesi için herkes elini taşın altına koymalıdır.
Zöhre Aslan
Merkezi Cezaevinde iki oğlum yatıyor. Cezaevindeki şartların iyileştirilmesi için bugün buradayız ve destek veriyoruz. Dışarıdan yiyecek almıyorlar, parası olan var olmayan var. Tüm düzenlemeler eksik yapılmış, içerdekiler kadar ailelerde bu konuda oldukça mağdur. Parası olan bir şekilde içerde olan yakınını mağdur etmezken olmayanların içi kan ağlıyor.
Alparslan Şengül
Ben ve ailem kardeşim için buradayız. Bir buçuk senedir cezaevinde mahkûmların isteklerini dile getirmek için bugün Karpaz’dan gelen insanlar var. Cezaevinin koşulları ortada, Meclisten geçen yasalar bir kez daha gözden geçirilerek iyileştirilmelidir. Cezaevinin kapasitesi her gün basına yansıyan durumda ve içler acısı. Olmayan bir hükümete karşı sesimizi duyuramayacağız ve en kısa zamanda daha yüksek bir katılımla yeniden toplanacağız.
