Deniz Abidin

Hür-İş Başkanı Yakup Latifoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Latifoğlu, ülkede çalışan eleman bulamadım diyerek, yurt dışından yabancı iş gücünü buraya transfer eden işverenler olduğuna dikkat çekerek, ülkemizde mağarada yaşamaya mecbur edilen bir aile varsa bunun tek nedeninin iş bulamaması olduğunu belirtti.

Latifoğlu, hiç kimsenin ailesini böyle bir yerde yaşatmak istemeyeceğine vurgu yaparak, yönetenlerin artık bulundukları o odalardan çıkarak, makam arabalarından inerek halkı ilgilendiren konulara eğilmeleri gerektiğini söyledi.

Latifoğlu, Lefke'de geçtiğimiz gün yaşanan olaylara da değinerek, zaman zaman Mağusa'da da benzeri olayların yaşandığını söyleyerek, insanların düşüncelerine saygı gösterilmesi gerektiğini kaydetti. Latifoğlu, karşı bir duruş olması halinde bunun fikirlerle ortaya konulması gerektiğini, karşı tarafı da bu konuda ikna etmek gerektiğini söyledi. Üniversitelerin kendi güvenliğinin olduğuna dikkat çeken Latifoğlu, bu gibi etkinlikler yapıldığı zaman polisin de tedbir alması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Latifoğlu, son zamanlarda Türkiye'de tırmanan terör olaylarının ülkemizde bu gibi etkinliklerde düşünce çatışmasından dolayı bazı hadiselerin yaşanmasına neden olduğunu belirtti.

"Destek, kontrollü desteğe dönüştü"

Latifoğlu, Türkiye'nin her zaman yeni hükümet oluştuğunda ilk yurt dışı ziyaretini KKTC'ye yaptığını söyleyerek, bizi tanıdıklarını dünyaya deglere etmeye çalıştıklarını kaydetti. Latifoğlu, 90'lı yılların sonlarında Türkiye'nin KKTC'ye mali ve siyasi açıdan koşulsuz destek verdiğini belirterek, "belli bir zamandan sonra imzalanan protokollerin süs olmadığı bize lanse edildi" dedi. Latifoğlu, Türkiye'nin belli bir zamandan sonra verdiği desteği kontrollü desteğe çevirdiğine dikkat çekti

"Bu madde bu ülkede çalışmaz"

Latifoğlu, Ekonomik Protokolün Başbakan tarafından sürkile imza ile imzalanarak Türkiye'ye gönderildiğini belirterek, protokolde yer alan emekli yaşının Avrupa standartlarına taşınması maddesinin yer aldığını söyledi. Avrupa'ya bakıldığında en düşük emeklilik yaşının 65 olduğunu belirten Latifoğlu, Finlandiya'da emekli yaşının 70'e çıkarılması için halkın talepte bulunduğunu kaydetti.  Ülkedeki dengeler açısından emekli yaşının 65 olmasının bu insanların hiç emekli olamayacağı anlamına geldiğini ifade eden Latifoğlu, "65 yaşında işini kaybeden bir kişi iş bulup da karnını nasıl doyuracak?"diye sordu. Sosyal sigortaların aktöriyal dengesinin sağlanacağının ifade edildiğini de ekleyen Latifoğlu, şöyle devam etti, "Her ay varolan borçlardan dolayı aktörüyal dengenin sağlanmasını ben mümkün görmüyorum. Bunun mümkün olabilmesi için kayıt dışı çalışanların kayıt altına alınmasının sağlanması gerekir. Bunun ötesinde var olan prim yükünün artırılması gerekir. Daha ne kadar alınacak ki? Sefalete oynayan emekçilerin cebinden daha ne kadar alınacak? Protokolde yer alan bu madde bu ülkede çalışmaz. Çalışmaması da lazım zaten. Bu maddenin çalışabilmesi için huzurlu bir toplum, 60 yaşında işini kaybeden bir insanın çalışabileceği bir iş ortamı ve insanlara bir kenara çekilip hayattan ümitlerini kesmek yerine hizmet vererek yaşamın içinde hayatlarını devam ettirmeyi sağlayacak ortamın yaratılması gerekir"

"İş ve çocuk mahkemeleri olmalı"

Latifoğlu, ivedilikle iş ve çocuk mahkemelerinin bu ülkede olması gerektiğinin altını çizerek, protokolde yargı sisteminden bahsedildiğini, bu maddenin bunlar için kullanılması gerektiğini söyledi. Latifoğlu, "Yargı sistemimizden biz  yavaş işlemesi dışında memnunuz"dedi.

"Doğrudan vergi, dolaylı vergiye dönüşecek"

Latifoğlu, seyrüsefer ruhsatlarının akaryakıta yansıması konusunda ise, vergi adaletsizliğinin, dolaylı vergilerin en çok olduğu ülkelerde yaşandığını söyleyerek, bizim ülkemizde olan doğrudan verginin dolaylı vergiye dönüşmesinden bahsedildiğini kaydetti. Latifoğlu, "İlk başta bakıldığında kullandığımız kadar ödeyeceğiz. Bu kulağa hoş gelebilir. Ama bunun altında ne var bilemiyorum. Hiç gündemde yokken, birden bire patladı. Bu ne demek olacak, sağlıksız araba kullananlar yollarda olacak. Çünkü  muayene de ortadan kalkacak. Bunu dolaylı vergi haline getirmeyi neden ihtiyaç duydunuz? Bunun olumsuz olarak bir adım sonra zam olarak  yansımalarını bu insanlar nasıl göğüsleyecek? Tüketilen benzine konulacak olan zam ile seyrüsefer ruhsatlarını ikiye katlamayı mı hesapladınız? Esas amaç bunu gizlemek diye düşünüyorum"diye konuştu.

"Öneri hazırlandı, Bakanlar Kurulu'na sevkedildi"

Latifoğlu, Asgari Ücret konusunda bazı sendikacıların" Hür İş görevini yapmıyor" diyerek eleştirilerde bulunduğunu belirterek, son üç yıldır sendika olarakyaptıkları girişimler sonucunda komisyonun toplandığını söyledi. Şubat ayında yine aynı şekiilde bu masanın kurulduğunu, ancak hükümet değişimine denk geldiğini belirten Latifoğlu, komisyon başkanının da emekliliğini talep ettiğini kaydetti. Latifoğlu, yeni hükümetin komisyonun yeniden şekillenmesi için atamasını gerçekleştirmesi gerektiğini söyleyerek, önerinin hazırlandığı, Bakanlar Kuruluna sevkedildiği duyumunu aldıklarını belirtti.

Latifoğlu, Asgari Ücretin hangi esaslara göre belirlenmesi gerektiğinin yasada  belli olduğunu söyleyerek, yalnızca esaslara "ülkedeki ücret politikası dikkate alınacak"diye bir madde eklendiğini kaydetti. "