Çiğdem Aydın - Melin Dobran

Kıbrıs’ta olası bir çözüm durumunda Rumlarla rekabetten korkmayan meslek sahipleri “yeter ki haksızlık yapılmasın, önümüze engeller çıkarılmasın” diyor.

Diyalog’a konuşan Oto Kaporta, Boya ve Oto elektrikçileri, Türklerin çalışkan olduğunu, işten korkmadığını belirterek, eşit koşullarda Rumların önüne geçebileceklerini söylediler.

Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan esnaf, mesleklerde birçok sıkıntı olduğunu dile getirdi. Özellikle son zamanlarda çırak yetişmediğine vurgu yapan esnaf, bu sıkıntının personel bulma şansını azalttığını söyledi. Esnaf, bir anlaşma olması halinde Rum tarafından mesleki açıdan bir korkusu olmadığını vurguladı. Esnaf, iş ve tecrübe açısından Güney Kıbrıs’tan daha iyi olduğunu ifade etti.

Esnaf ne dedi?

Nadir Bağışlayıcı (Oto Tamirci) 

“Bu işe çıraklıkla başladım, ustalığa ve dükkân açmaya kadar yavaş yavaş geldik. Çıraklık dâhil 41 yıldır bu işle uğraşıyorum. 2003 yılında Kıbrıs’a geldim. İlk geldiğim dönemde FAB’ta işe başladım 3 yıl kadar orada çalıştıktan sonra bir buçuk yıl da yine başka bir garajda işe başladım ardından dükkân açtım. Altı yıldır da buradayım. Mesleğime çok meraklıyım arabalar hep ilgimi çekmiştir. Direk işin mutfağından geliyorum. Çıraklıkla başladım ardından eğitim aldım ustalık belgelerim var. Bu işte kendi kendini yetiştirmek önemlidir. İşlerimiz fena değil fakat son üç yıla oranlayacak olursam kötü diyebilirim. Ben bu kötü gidişatı insanların ekonomik durumuna bağlıyorum ama aynı zamanda denetimsizlik de belimizi büken bir başka unsur. Şimdi firmalarla anlaşıyorum onların işini kendim yapıyorum yanımda da meslek okulunda okuyan bir çocuk var. Hem staj yapıyor hem de harçlığı çıkıyor. Çözüm olursa rekabet edebilir miyim? Evet, edebilirim çünkü bizim tarafta mesleki bilgi açısından daha iyiyiz. Onlar çoğu zaman arabalarını bize getirir çünkü Rum tarafında hem işçilik pahalıdır hem de bu işi yapanların çoğu yabancıdır ve usta değildir. Bizim sorunumuz bu tür mesleki eğitimlere yeteri kadar çocukları yönlendirmemek yeteri kadar bu dala bütçe ayırmamaktır. Eğer bir devlet politikası oluşturulmazsa, bir çözüm halinde ne olur bilemem. Kendi adıma bir sıkıntı ile karşılaşacağımı düşünmüyorum.” 

Kemal Bağışlayan (Bağışlayan Oto Garaj) 

“Bu mesleğe toplam 32 yılımı verdim. Her anından da keyif aldım. Mesleğimi seviyorum ama ne yazık ki sıkıntılarımız var. Sistemsel sıkıntıların çözümlenmesi gerek. Ben bu işe çıraklık eğitimiyle başladım. Yaz tatillerimi garajlarda iş meslek öğrenmekle geçirdim. Bizim dönemde öyle okul mokul hikâye idi. Babam beni, karneyi alınca doğru tanıdık bir ustanın yanına iş ve meslek öğrenmem için gönderirdi. Şimdi kötü mü oldu hayır olmadı. Meslek daima bileğinizde altın bir bileziktir. Tabi bu sadece usta yanında olmaz profesyonel eğitim almak da şart. Ben bu eğitimi 10 yıl kadar çalıştığım Hundai garajında aldım. Yurt dışında eğitim aldık işimizi bilgimizi geliştirdik. Hayat daha sonra bizi buraya taşıdı ve kendi yerimi açtım çok şükür. Şu anda işlerimiz çok şükür iyi. Bizi bireysel olarak bilenler, işimizi bilenler bizimle yola devam etti. Kötü olan sadece piyasadan parayı toplayamıyoruz. İşi yapıyorsun yaz tahtaya al aybaşı oluyor. Aybaşı geliyor insanlar da haklı, memleket pahalı yaşam koşulları zor, sizin de yüzünüz biraz yumuşaksa aylar geçer o parayı toplayamazsınız. Ama dükkân kirası, elektrik, personel parası, sigorta derken harcamalarınız dağ gibi karşınızda duruyor. Ben kendi adıma 3 ayda bir sigortalara 2 milyar TL para yatırıyorum. İş yapmak sorun değil, yaparsın sıkıntı parayı toplayabilmektedir. İşler kimi gün artıyor kimi gün düşüyor. Millet Rum tarafına parça almak için gidiyor. Bizim tarafta çok pahalı ama işçilik bizde daha iyi. Beni Güneyde Subaru’ya çağırdılar gitmedim. Ustalık konusunda Güney, Kuzey’i geçemez. Bizim rekabet edilebilirliğimiz kesinlikle daha iyi. Bizlerin belini büken şey piyasada sıcak para dolaşmıyor, vergiler yüksek, denetim yok, kaçak çok, hele esnaf küçükse hiç desteklenmiyor. Çözüm olursa mesleki açıdan rekabet edebiliriz ancak vergiler düzenlenmezse o zaman sıkıntı olabilir. Yoksa iş bakımında biz Güney’den çok daha iyiyiz. Burada ben dâhil 3 kişi çalıyoruz. Daha fazla personel alamam çünkü elimize sıcak para geçmiyor. Burayı tek başıma açtım. İki yıl içerisinde üç kişi olduk. Biri stajyer meslek okulunda okuyor. Ne çözümden ne de Rum tarafından mesleki açıdan bir korkumuz yok, dediğim gibi onlar hizmeti bizden alıyor çünkü zanaatkâr değildirler.” 

Fahri Karaca ve Hakan Aslı (Diyagoz Oto Elektrik) 

“Otuz yıldır bu mesleği yapıyoruz. Bu yola birlikte çıktık iki kişi başladık, iki kişi de devam ediyoruz. Endüstri meslek lisesi mezunuyuz. Bizim mesleğe başlamamız biraz da meraktan oldu. Sevdiğimiz bir işi yapıyoruz. Zorluklarımız var elbette en büyük sıkıntımız gerek Sanayi bölgesinde gerekse dışarıda bu işi kaçak yapmaya çalışanlardır. Onlar vergiden muaf, parçadan muaf, işçi parası, dükkân kirası, elektrik yok çünkü adam, bu işi gece evinin bahçesinde yapıyor. Başka tanıdığı varsa ona gider yapar, en büyük problem bu. Vergilerimiz çok yüksek, elimize para geçmiyor biz de mecburen, vatandaşın alım gücü düştüğü ve nakidi olmadığı için daha sonra alırız demek zorunda kalıyoruz ama devlet bize daha sonra alırız demiyor. Götürü usulü vergi sistemi getirilmezse bu sektörde bu piyasayla işimiz çok zor. İş yerimizi büyütemedik, yanımıza birini de alamadık çünkü ekstra masraf ödeyemeyiz. Ama işlerimiz iyidir müşterimiz yeteri kadar var. Para toplayamıyoruz topladığımızı da bölük pörçük topladığımız için sıkıntı yaşıyoruz. İşler kötü değil ama bu kapsamda iyi de değil. Altı yıldan beridir burada bu işletmede çalışıyoruz. Bizi bilen müşteri başka yere gitmez. Daha önceki yıllara oranla işlerde düşüş var ama bunun nedeni kaçak çalışanlardır. Bir de en önemlisi ekonomik nedenler. Bundan üç dört yıl önce müşteri içeriye girdiğinde işi sorardı. Şimdi kaça biter bu iş, en son ne olur? gibi sorular soruluyor. Yani para yok demek. İş kalitesi önemlidir. Ben işimin garantisini veririm. Bende ücret örneğin 50 TL ise kaçak çalışan adam 20 TL’ye yapar ama iki ay sonra yine bana gelir. İnsanlar o an için onu düşünmez. Eskiden işin kalitesi önemliydi şimdi cepten çıkan önemli. Çok değil sadece birkaç yılda durum bu hale geldi. Altı yıl direndik. Günde 13 -14 saatlik bir çalışma tempomuz var. Rum tarafıyla rekabet etmekten korkmayız onlar bize gelir usta bulmak ve iş yaptırmak için. O tarafta usta yok. Bizim rekabet gücümüz var mesleki açıdan vergilerde düzenlenirse sıkıntı olmaz.” 

Ahmet Öksüz (Yedek Parça Satışı) 

“Yaklaşık 25 yıldır bu işi yapıyorum. Geçmişten günümüze baktığımızda, eskiye oranla işler çok iyi değil ama yine de güzel. Yaşam koşulları, memleketin arz ve talebi bu iş için uygundu. Biz de bir şekilde başladık. İşler iyi gidiyor. Son 3-5 yıla oranla her şey değişti. Sıkıntı vatandaşın arzı değil, devletin istekleri ve vergileridir. Devlet vergilere asıldıkça bizim de satış fiyatlarımıza yansıyor. Bu ne yazık ki bu şekildedir. Piyasada da sıcak para dolaşmıyor. Yoksa müşteri var mı var. Ben kendi yerimde 4 kişi çalıştırıyorum. Zaten dörtle başladım dörtle de devam ediyoruz. Çözüm olursa rekabet edebilir mi, bizim sektör bana göre edebilir. Bence işini düzgün yapan kaliteli yapan her sektör ayakta kalır. Dahası onları da geçeriz. Yurt dışından ithallerde bizler için iyi olacağını düşünüyorum çünkü Avrupa mallarına gümrük sıfırdır. O taraf şimdi bu avantajı da kullanıyor fakat işçilik ve kalite bizim taraftadır.” 

Osman İncirlili (İncirlili Kaparto Boya) 

“1986 yılından bu yana bu mesleği yapıyorum. Sanayi bölgesindeki ilk boyacı benim. Bu işe çıraklıkla başladım. Okul mokul yok ama işimizi iyi öğrendik usta olduk ve dükkânımızı açtık. Ortaokuldan sonra bu mesleğe başladım ve bugüne kadar geldim. Şimdiyle o yılları kıyasladığımda, hiçbir şeyin tadı tuzu kalmadı. Mesleki anlamda iş güç bitti artık. Herkes bu işi yapamaz ama bir bakıyorum, herkes bu işi yapmak için kolları sıvadı. Kaçak çalışan çok, denetim yok. İhbar edersiniz, elinizle götürürsünüz, bir bakarsınız adam iki gün sonra daha büyük yer açmış ne deyim artık. Eskiden iş yapardınız, paranızı alırdınız şimdi iş yaparsınız alamazsınız. Piyasadan para toplamak çok zordur. Bunlara sebep, ülkedeki ekonomik durum değil, sistemsizlik ve öngörüsüzlüktür. Nasıl ki devlet senden alacağını hemen alır, sen de almalısın diyen çok ama ne yapacaksınız? Adam yok diyor mahkemeye gitsen ödeyeceğin avukat, bekleyeceğin zaman, davaya git gel, ömrün gider. Ben bu iş yerini açtığımda yanımda 8-10 kişi çalışırdı. Şimdi 1 kişi çalışıyor. Onu da iş azlığından Türkiye’ye gönderdim. Biraz hava alsın da iş olursa yine gelir çünkü yapacak bir şey yok. Çözüm olacağına inancım olmuştu olacaktı derken yeniden başa dönüyoruz. Olursa da biz rekabet edebiliriz, işimize sanatımıza ve kalitemize güveniyoruz. Sorunla karşılaşacağımı tahmin etmiyorum. Biz tembel insanlar değiliz, bazılarının düşündüğü ve söylediği gibi.”

Ahmet Yayğıç (Toycan Oto Elektrik LTD Sorumlusu)

“Ben ilkokuldan beridir bu işle uğraşıyorum. 1999 yılından beridir de bu iş yerindeyim. İşimi severek yapıyorum. İş durumunda düşüş var. Piyasa ekonomisi kötü. Bir akü taktığımızda parasını bir ay sonra alırdık, şimdi 6 ay sonra alıyoruz. Meslekte birçok sıkıntı var. Makinist yanında izinsiz çalışanlar var. Onların önüne geçilmesi lazım. Lastikçide ve benzin istasyonlarında bile akü ve silecek bile satılıyor. Bunlar bizim işimizi kesiyor. Çalışan sayısında düşüş var. Bu da ekonomik sebeplerden dolayıdır. Daha önce 20 kişi çalışırdı, şu an 8 kişi çalışıyor. Kıbrıs sorunu çözülürse, rekabet edemeyiz diye düşünüyorum. Orada her şeyin daha ucuz olduğu söyleniyor. Birçok kişi aracına benzini bile Rum tarafından alıyor.”

Murat Çepik (Çepik Kardeşler Pompa ve Enjektör Atölyesi)

“Kendimi bildim bileli sanayinin içindeyim. Yaklaşık 15 yıldır bu işle uğraşıyorum. Baba mesleği olduğu için biz de devam ettiriyoruz. İşler yoğun ama para piyasasında düşüş var. İşi yapıyoruz, bitiriyoruz, müşteri 15 gün sonra ödeyeceğim diyor. Kısacası veresiye iş var. Çalışan sayımızda düşüş yok, artış da yok. Artış yok çünkü sanayi bölgesine ilgi azaldı. Eskisi gibi çırak yetişmiyor. Çalışan sayısı hep aynı kalıyor. Kıbrıs sorunu çözülürse, rekabet etmek için gücümüz vardır. Herhangi bir sorunla karşılaşacağımızı tahmin etmiyorum.”

Abdullah Topal (Smooth Car Service)

“Ben 17 yıldan beridir bu işle uğraşıyorum. Mesleğe ilkokulu bitirdiğim zaman başladım. Yaklaşık 1 yıldan beridir de sanayi bölgesinde dükkânımı işletiyorum. Arabalarla uğraşmayı sevdiğim için kendime bu mesleği seçtim.  Piyasada bir parasızlık var. Nakit akışı yok, para dönmüyor. Eskisi gibi çırak yetiştiremiyoruz. Bu da eleman sıkıntısına neden oluyor. Çıraklık yapan kalmadı. Çalışan sayısında düşüş var. İşten ayrılanın yerine başka bir eleman bulmak zordur. Yetersiz kalan elemanı işten çıkarıyoruz. Bir seneden beridir 6-7 civarında personelle çalışıyorum. Güney ile rekabet etme gücümüz var çünkü Rum tarafındaki piyasayı da biliyoruz. Bir sorunla karşılaşacağımızı sanmıyorum.”

Ahmet Yavuz (Cinno Garaj)

“Ben 25 yıldan beridir bu işle uğraşıyorum. Çocukken çıraklıktan yetiştim. İşlerimiz fena değil. Geçmişe göre daha iyidir. Sıkıntımız, yetiştirmek üzere eleman bulamıyoruz. Dışarıdan bulduğumuz çırakları da devlete kaydı olmadan işe alamıyoruz. Esnaf ve zanaatkârlar da eleman yetiştiriyor fakat bu yeterli değildir. Çırak eksikliği ve alt kadro eksikliği ile karşı karşıyayız. Müşteriler ödemeyi geciktiriyor. Bu konuda sıkıntı yaşıyoruz. Uzun vadeli çekler alıyoruz. Çalışan sayısı geçmişe nazaran düşüktür. Bu da personel giderlerini karşılayamadığımız içindir. Şu an 13-14 personelle çalışıyoruz. Daha önce 17-18 kişiyle çalışırdık. Anlaşma olursa Güney’le rekabet eder miyiz onu zaman gösterecek.”