Sokak hayvanları için sivil toplum örgütleri ve belediyeler tarafından sokaklara yemek ve su kabı bırakıldığını anımsatan Emrah Yılmazer, bu kapların sakız, sigara izmariti gibi çer çöple doldurulduğunu söyledi.

Kartal Harman’ın Genç TV’de hazırlayıp sunduğu “Ayak Üstü Bir Saat” programına katılan Hayvan Koruma Barınakları Aktivistleri Emrah Yılmazer ve Eren Kösedağ, ülkedeki hayvan barınakları hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundular. Emrah Yılmazer ve Eren Kösedağ, özellikle Lefkoşa Türk Belediyesi’ndeki bazı yetkililerin sahipsiz hayvanları uyuttuğu yönünde iddialarda bulunurken, geçtiğimiz günlerde yaşanan su baskınlarında Gönyeli barınağındaki hayvanların boğularak can vermesine de tepki gösterdi.

Su baskınlarının yaşandığı gece hayvanların öldüğünü ve hayvanların hangisini kurtaracaklarını şaşırdıklarını anlatan Emrah Yılmazer, arabalarıyla ve kendi çabalarıyla hayvanları evlerine götürdüklerini ve ellerinden geldiği kadar çok hayvanı kurtardıklarını, ancak 4 köpeğin boğularak yaşamını yitirdiğini anlattı.

“Kimse yardıma gelmedi”

Emrah Yılmazser, yaşanan sorunun belediyelerin yetersizliğinden kaynaklandığını ve bugüne kadar kendilerine verilen sözlerin yerine getirilmediğinden yakınarak, hayvanları kurtarmaya çalıştıklarını ve haberin yayılmasının ardından kimsenin yardımlarına koşmadığını söyledi. Yaşanan sıkıntının ardında kimsenin telefonla bile destek olmak için aramadığını ifade eden Yılmazer, birçok insanın sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden paylaşımda bulunarak şov yaptığını, ancak kimsenin yardım etmediğini dile getirdi.

“Belirli günler dışında ziyaretçi almıyorlar”

Yaşanan su baskınlarında küçük köpeklerin çoğunun suların içinde öldüğünü veya şu anda hastalıktan ölmek üzere olduklarını aktaran Yılmazer, ülkedeki en iyi barınağın Gönyeli Hayvan Barınağı’nın olduğunu ifade ederek, Lefkoşa Hayvan Barınağı’nda belirli günler dışında ziyaretçilerin barınağa alınmadığını aktardı. İnsanların hayvanlara yardım etmesinin dahi Lefkoşa barınağında kabul edilmediğini de sözlerine ekleyen Yılmazer, barınak yöneticilerinin hayvanları önemsemediğini kaydetti.

Yasa yok

Hiçbir maddi destek almadan ve gönüllü olarak hayvanları koruma görevini üslendiklerini ifade eden Emrah Yılmazer ve Eren Kösedağ, yetkililerin hayvanları önemsemedikleri için hayvan koruma barınaklarına da önem göstermediklerini ve yardımda bulunmadıklarını söyledi. Hayvanları koruyan bir yasa da olmadığını ifade eden Kösedağ, eğer yetkililerin hayvanları koruyan bir uygulama hayata koysalardı, barınakların şu an çok farklı bir düzeyde olmuş olacağını belirterek, şu anda barınaklarda elektrik dahi bulunmadığını açıkladı.

Lefkoşa barınağının da “enkaz” durumda olduğunu ifade eden Yılmazer, Lefkoşa Türk Belediyesi içinde “elleri kanlı olup dışarıya gülerek tebessüm eden” bazı şahısların bulunduğunu ileri sürerek, köpekleri rahatsızlık verildiği gerekçesiyle uyuttuklarını ve daha sonra imza topladığını kaydetti. Hatta uyutulan sahipli ve kayıtlı köpeklerle ilgili alaycı konuşmalarla Lefkoşa barınağının dağıtılacağı yönünde açıklamalar yapıldığını ifade etti.

“Belediye hayvanları uyutuyor”

Kendilerinin sokaktaki hayvanları korumaya ve kontrol altına almaya çalışırken, Lefkoşa Türk Belediyesi yetkililerinin kayıtsız davranışlarının kabul edilir bir durum olmadığını dile getiren Kösedağ, köpeklerin kayıtlı olup olmadığını, rahatsızlık verip vermediğini gözetmeksizin hayvanları uyuttuklarını savundu. Bu nedenle bir gün Lefkoşa Türk Belediyesi’ne giderek hakkını aramaya çalıştığını aktaran Kösedağ, kendisine belediye tarafından “Küstahlık ve taşkınlık” yaptığı için dava açıldığını söyledi.

“Bizi soğutmaya çalışıyorlar”

Kösedağ, hayvanlara iyi bakılması yönünde çağrı yapan bazı belediye çalışanlarının, öte yandan köpeklere baktıkları için kendilerine soruşturma başlattığını anlatarak, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin söyledikleri ile yaptıklarının birbirini tutmadığını söyledi.
Kendilerinin sokakta hayvanlara baktıkları için hakaret işittiklerini, belediye görevlileri tarafından rahatsız edildiklerini ve baktıkları hayvanların belediye tarafından toplanarak uyutulduğunu ileri süren Kösedağ, kendi emekleriyle ve gönüllü olarak yaptıkları hayvanları koruma aktivitelerinden soğutulmaya çalışıldıklarını anlattı.

Sokaktaki kaplara çöp atılıyor

Sokak hayvanları için sivil toplum örgütleri ve belediyeler tarafından sokaklara yemek ve su kabı bırakıldığını anımsatan Emrah Yılmazer, bu kapların sakız, sigara izmariti gibi çer çöple doldurulduğunu söyledi. Zaman zaman gönüllü kişilerin Lefkoşa barınağına giderek hayvanlara bakmaya çalıştıklarını söyleyen Emrah Yılmazer ve Eren Kösedağ, hayvanların suları kalmadığı için belediyeye telefon açtıklarında, kendilerinin giderek hayvanların su kaplarını boşalttıkları yönünde suçlamalara maruz kaldıklarını açıkladı. Bugüne kadar hiçbir dernekten, iş adamından veya kurumdan destek almadan gönüllü olarak hayvanları korumaya çalıştıklarını anlatan Emrah Yılmazer ve Eren Kösedağ, sokak hayvanlarını korumak için herkes tarafından bir şeyler yapılması gerektiğini söyledi.