Bloomberg'e verdiği röportajda darbe girişimiyle ilgili soruları yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım, gözaltına alınanlarla ilgili, "Bu işi yönetenler, halihazırda adalete teslim oldu. Geriye kalan çok fazla insan olduğunu düşünmüyorum" dedi. 

"Şu anda zaten çatışma yok" biglisini veren Başbakan, 15 Temmuz gecesi için de, "10’da başladı ve olay ertesi günün sabah 4’te, 5’te bitti. Onun dışından bir çatışma, can kaybı yok. Sabahtan itibaren de zanlılar gözaltına alınmaya başladı" dedi.

Bloomberg'ün, "İstihbarat kuruluşlarının altyapsının değiştirilmesi gerektiğinden söz ettiniz" hatırlatması üzerine Yıldırım, "Biz öncelikle kurumların yapısal sorunları neyse onları halledeceğiz. Şu anda darbe girişimi sırasında görevde bulunanlarla ilgili herhangi bir kasıt veya zafiyet varsa bunları da araştırıyoruz. Bilinen bir gerçek var, bu darbe öncesinde bir zafiyet vardır, darbeye müdahale sırasında bir zafiyet vardır. Bunlar araştırılacak, hukuk çerçevesinde gereken yapılacak" bilgisini verdi. 

"Türkiye ile kıyaslanamaz"

Başbakan'a olağanüstü hâl de soruldu. Yıldırım, Fransa'da Kasım ayında düzenlenen Paris saldırıları sonrası alınan olağanüstü hâl kararına atıfta bulunarak, "Fransa’yı düşünün; bir terör hadisesi oldu. Bunu uzattılar. Biz uzatmaktan yana değiliz. Ama 3 ay içinde bütün bu işleri yoluna koyarsak kaldırırız. Fransa’da yaşanan olayla Türkiye’de yaşanan olay kıyas bile kabul edilemez. Orada terör hadisesi oldu. Burada rejimi değiştirmeye, demokrasiyi yok etmeye yönelik silahlı bir darbe girişimi oldu. Bizim Fransa’ya göre çok daha haklı gerekçelerimiz var" diye konuştu. 

Başbakan, "Yürütmek istediğiniz reformlar nelerdir? OHAL döneminde özel tedbirler devreye sokacak mısınız?" sorusuna ise, "Tabii ki. İlk kanun hükmünde kararnameyi kabul ettik. Binlerce insan gözaltına alındı. Bunları sorgulamasının sağlıklı yapılmasını için gözaltı süresini uzattık" bilgisini verdi. 

"Seçim yok, vatandaş yoruldu"

Başkanlık sistemi, referandum ve erken seçim tartışmaları da Başbakan'a sorulan konulardan biri oldu. "Başkanlık sisteminden bahsetmiştiniz. Bu konuda bir değişiklik oldu mu? Hâlâ bir referandum ya da erken seçim planınız var mı?" sorusunu Yıldırım şöyle yanıtladı:

"Erken seçim gibi bir şey söz konusu değil. Hükümet, AK Parti darbeden güçlü çıktı, baskın seçim çıkacak falan, bunu etik de bulmayız. Seçim yok geçim var. Vatandaşın işe güce ihtiyacı var. Vatandaş yoruldu. Seçim demek ekonomik faaliyetlerin yavaşlaması demek. Öngörülebilirliğin ertelenmesi demek. İhtiyaç olmadığı halde seçimi gündeme getirmek ülkeyi sevmek değildir. Başkanlık sistemi bugünün meselesi değil. Yeni anayasa yapılması, tüm partilerin istediği bir konudur. Başkanlık sistemi de yeni anayasa içerisinde ele alınması gereken bir husustur. Bizim AK Pati olarak tek başına anayasa yapma şansımız yok. Bunun için de diğer siyasi partilerle birlikte çalışmamız gerekir."

"Darbe girişimi oldu diye her şeyden vazgeçeceğiz diye bir şey yok"

Bunun üzerine Başbakan'a, "Yani darbe girişimi sonrası siyasi birlikteliği uzlaşma için bir fırsat olarak mı görüyorsunuz?" denilince de, Yıldırım, "Ümit ederim öyle olur. Bunu henüz test etmedik. Darbe girişimi oldu diye her şeyden vazgeçeceğiz diye bir şey yok. Milletimizin talebini gerçekleştirmek için çalışacağız. Bir fedakârlık yapmamız istenirse onu da yapmaya hazırız. Yeter ki sorunlar çözülsün, ortada kalmasın" ifadelerini kullandı.

"Alınterinden çok akıl terine öncelik tanıyoruz"

"Türk ekonomisinde birinci çeyrek oldukça güçlüydü. Net yabancı yatırımların Türk ekonomisine katkısı olmuştu. Cari açık büyür mü?” sorusunu da yanıtlayan Yıldırım küresel yatırımcılara çağrı yaptı.

"Küresel yatırımcılara şunu söylüyoruz. Bu geldi, geçti. Milli irade bu darbecileri yok etti. Türkiye’de hayat normale dönmüştür. Yatırımcıların önüne turkuaz halı seriyoruz. Her türlü vergi indirimi var. Alınterinden çok akıl terine öncelik tanıyoruz. Yatırımcıların orta ve uzun vadede, hisse senedi, bono ve tahvil değil de uzun vadeli yatırımlara çok güzel kolaylıklar sağlıyoruz. Şirket kurmayı kolaylaştırıyoruz. Sadece gayrımenkul değil de menkul kıymetleri de teminat göstermeyi sağlıyoruz. Planımız yatırım, ihracat ve üretimi artırmak. Yani gerçek ekonomiye yönelmek."

Başbakan, "Bütçede açığı öngörüyor musunuz?” sorusuna ise, "Başka ülkelerle kıyaslandığında bizim cari açığımız çok emniyetli bir seviyede. Bizim amacımız ekonomiyi hareketlendirmek. Tüketimle değil de üreterek büyümek. Bu yüzden yatırımı önemsiyoruz. Bunu yaparken mali disiplinden taviz vermek yok" yanıtını verdi.

Kaynak: Bloomberg