Başbakan Binali Yıldırım, Fetih Şöleni'nde yaptığı konuşmada, "Yeni bir fetih ruhu filizlenmesin diye terörü başımıza bela ettiler, devlet içinde devlet oluşturarak, paralel güç yarışına girdiler. Okyanus ötesinden Türkiye'ye yol biçmeye kalktılar. Yaban elleri, sinsice bu ülkenin damarlarına zerk ettiler zehrini. Masum görünümlü şebekeler, kuzu postundaki ihanetleriyle milleti kalbinden vurmaya çalıştılar. Milletimizin evlatlarını kandırarak, teröre bulaştırdılar. Gezi kalkışmasıyla, gençlerimizi sokağa döktüler. 6-8 Ekim olaylarıyla, bu milletin çocuklarını kandırarak sokağa döktüler" dedi.
Binali Yıldırım, konuşmasında şunları söyledi:

"Bizleri böylesine mutlu bir günün yıldönümünde buluşturan cenabı Hakk'a hamd ediyor ve bu büyük fethi bize ufuk çizerek hedef gösteren sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed'e şükranlarımızı sunuyoruz. Aziz İstanbullular, bizim inancımızda fetih, hakkın, doğrunun, iyiliğin kapısını açmaktır. Fetih, ben'den biz'e ulaşmak, ben'i biz içinde eritmektir. Farklılıklarımızı zenginlik saymak, her dilden, her dinden insanı barış içinde yaşatmaktır. Adaletin önündek engelleri ortadan kaldırmaktır. Fetih, Sakarya'da, Çanakkale'de, Dumlupınar'da düşmana kök söktürmek, haddini bildirmektir. Yeniden tarihi yazmaktır. Fetih, çağ kapatıp, çağ açmaktır. Mazlumun yanında ve yakınında olmak, düşeni kaldırmaktır. Ezilen halkların yürek yakan haykırışlarına derman olmaktır; çare olmaktır. Diriliş ateşini yakmaktır. Fetih demek, bu millete hizmet etmektir. Fetih demek, bu necip millete hizmet etmek demektir, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapmaktır, Osman Gazi Köprüsü'nü yapmak, iki kıtayı birbiriyle birleştirmek demektir. Diriliş ateşini tutuşturmak, geleceğe umutla, kararlılıkla yürümektir. Miskinlik örtüsünden sıyrılmak, doğrularak yeniden tarih sahnesine çıkmaktır fetih... Şimdi yeniden fetih ruhuyla ayağa kalkmanın zamanıdır. Öyle değil mi İstanbul? Dünya lideri, memleket sevdalısı, cumhurun başı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile kenetlenerek, bir ve bütün olarak tarih yazmanın zamanıdır."

"PARALEL GÜÇ YARIŞI..."

"Yedi düvele karşı, adaleti ve hakkı söyleme zamanıdır. Dünya halklarının, mazlum ve hakkı gasbedilenlerin dualarını, desteklerini alarak, yeniden kutlu yürüyüşe devam zamanıdır. Tarih inancımızın, bize yüklediği sorumluluğun gereğini yeniden yapmak, tarihin öznesi olma zamanıdır. Yeni bir fetih ruhu filizlenmesin diye terörü başımıza bela ettiler, devlet içinde devlet oluşturarak, paralel güç yarışına girdiler. Okyanus ötesinden Türkiye'ye yol biçmeye kalktılar. Yaban elleri, sinsice bu ülkenin damarlarına zerk ettiler zehrini.

Masum görünümlü şebekeler, kuzu postundaki ihanetleriyle milleti kalbinden vurmaya çalıştılar. Milletimizin evlatlarını kandırarak, teröre bulaştırdılar. Gezi kalkışmasıyla, gençlerimizi sokağa döktüler. 6-8 Ekim olaylarıyla, bu milletin çocuklarını kandırarak sokağa döktüler.

Ancak millet bunları yemedi. Halkın irfanı tuzakları yendi. Milletin adamı, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıkarak vefasını gösterdi, Milletin adamı, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıkarak vefasını gösterdi. İşte burada olduğu gibi. Şimdi bizi tökezletmek isteyen, birliğimize, kardeşliğimize kastedenlere karşı, dimdik durmanın zamanıdır. Değil mi kardeşlerim? Yeniden fetih ruhu ile şahlanmanın, hizmeti ülkenin her köşesine götürmenin zamanıdır. Yıkmanın değil yapmanın, inşa etmenin, imar etmenin zamanıdır. Sınırlarımızı aşarak her mazlumun avuç dolusu dualarında yer alma zamanıdır."

"BİR ZAMANLAR DÜNYA BİZDİK..."

"Bir zamanlar dünya bizdik, biz dünya idik. Zulme uğrayan biri bizi hatırlar, bizden yardım isterdi. Kiliselerde, havralarda güvenlik bizden sorulur, huzur içinde ibadet ve yardım yapılırdı. İstanbul fethedilince nice Hıristiyan, Süryani, başka dinlerden insanlara adaletin gülen yüzünü biz tanıttık. Her dilden, dinden insan özgürce yaşardı. Hülasa; biz insanların şefkatli sığınağı ve hamisiydik. Bizim ecdadımız olmadan adil bir dünya olmazdı. Hz. Ömer, Selahaddin Eyyubi gibi büyük fatihler gayrimüslimlere adalet dağıtırken, ilkel dünyaya da insanlık dersi verdiler. Bütün dinler, kültürler, milliyetler, medeniyetler varlıklarını ancak ve ancak bizim kurduğumuz dünyada gerçeğe dönüştürdüler. Bir zamanlar bizler bu misyonu ifa etmenin şerefiyle tarih yazmışız. İnsanları huzur ikliminde buluşturmuşuz. Düzeni, çarkı, dümeni bozuk dünyaya nizam vermişiz. Azmanlaşan, kibirlenenlere karşı çelik bir iradeyle karşı koymuşuz. Ancak fetih ruhuyla
direnerek Çanakkale'de destan yazmış, yedi düvele fetih ruhuyla var oluşun taşlarını döşemişiz."

"EY FATİH SULTAN MEHMET HAN..."

"Diyarbakır İstanbul, İstanbul Diyarbakır'dır... Van, Yozgat, Samsun, Edirne İstanbul'dur. İstanbul köşe bucak Türkiye'dir. Şimdi İstanbul'un fethini yad ederek, birliği kuşanmanın, milletçe bir ve bütün olduğumuzu dost alem herkese göstermenin tam zamanıdır. İstanbul'un şahsında Türkiye'yi yeryüzü cennetine çevirmenin, dünyaya müjdeler dolusu mesaj vermenin zamanıdır. Buradan,

Yenikapı Meydanı'ndan... Ey Fatih Sultan Mehmet Han... Sen bu aziz İstanbul'u fethetmek için gemileri karadan gezdirdin. Senin torunların, Tayyip Erdoğan ve arkadaşları, trenleri, arabaları denizin altından geçirdi. Marmaray ve Avrasya ile iki kıtayı birbiriyle buluşturdu."