Tuğçe Ülkü Aydın

Yüksek Öğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) üyeleri, YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş’un Yüksek Öğrenim Yasası’nı ihlal ettiğini savunarak, istifasını istedi.

YÖDAK üyeleri Prof. Dr. Hasan Kömürcügil, Prof. Dr. Olgun Çiçek ve Prof Dr. Mehmet Hasgüler bugün düzenledikleri basın toplantısında YÖDAK Başkanı Gökçekuş’un “yasa tanımaz, kural tanımaz, keyfi, baskıcı ve diktatörce” bir tutum sergilediğini savunarak, Gökçekuş’un bu tutumu nedeniyle KKTC yükseköğretiminin zarar gördüğünü ileri sürdü.

YÖDAK binası önünde gerçekleştirilen basın toplantısında, üç üyenin imzasını taşıyan basın bildirisini YÖDAK üyesi Prof. Dr. Mehmet Hasgüler okudu.

Hasgüler, YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş’un Yükseköğretim Yasası’nı ihlal ettiği konuları, madde madde sıralayarak, YÖDAK’ın yasada belirtilen şekilde özerk, demokratik, şeffaf ve hesap verilebilir bir anlayış ile yönetilebilmesi, kurumun itibarının korunması ve KKTC yükseköğretiminin daha fazla zarar görmemesi adına Gökçekuş’un istifasını isteyen Hasgüler, aksi halde ise bağlı bulundukları makam olan Cumhurbaşkanlığı’na gereğini yapmak üzere çağrıda bulundu.

Hasgüler, “YÖDAK başkanının aksine, YÖDAK üyeleri, Kurul’un bütün üniversitelere eşit mesafede durması ve kararlarını yasalar ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde alması gerektiğine inanmaktadırlar ve bu yönde davranmayı kararlılıkla sürdürmektedirler” dedi.

Hasgüler, Gökçekuş’un ihlal ettiğini savunduğu konuları ise maddeler halinde kamuoyuyla paylaştı

Hasgüler, bazı maddeleri şöyle sıraladı:

“Toplantılarda kendi isteği doğrultusunda karar aldıramayınca çıkan kararları farklı yorumlamak, kurulun onayı ve bilgisi dışında resmi yazılar yazmak, mevcut üyelere bağırarak, tehditler savurarak toplantıları terk etmek, üyelerin yazılı çağrılarına rağmen toplantı yapmamak, gelen yazılar hakkında bilgilendirmemek

YÖDAK başkanı, kurul ile ilgili yaşanan mahkeme süreçlerinde, kurul kararı ile tutulan avukatları reddetmiş, kendi başına avukat tutmuştur. Daha sonra mahkeme YÖDAK Başkanı’nı haksız bularak yürütme organının kurul olduğunu vurgulamış ve bu kararı iptal ederek kendisini mahkeme masraflarını ödemeye mahkum etmiştir. Bu avukatı kendi başına YÖDAK avukatı olarak atadığını toplantıda beyan etmiş ve daha sonra dava kaybedildiği halde kendi imzası ile avukata 6 bin TL ücreti haksız yere ödemiştir.”

YÖDAK Başkanı Gökçekuş’un ayrıca, “Girne Üniversitesi, Pilotaj Bölümü”ne, üç üyenin olumsuz görüşüne rağmen öğretime  başlama izni verdiğini savunan Hasgüler, YÖDAK’ta usulsüz bir biçimde anayasaya ve yükseköğretim yasasına aykırı olarak, herhangi bir kurul kararı olmaksızın araştırma görevlileri (doktora öğrencileri) çalıştırıldığını ileri sürdü. 
Hasgüler, bu kişilerin herhangi bir sözleşmeye tabi olmadan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Yasaları’na aykırı olarak YÖDAK’ta üyelerin bilgisi dışında, çalıştırıldıklarının bilindiğini öne sürerek, şöyle devam etti:

“Kurumda güvensizlik ortamı yaratılmış, idari personel korku, kaygı, huzursuzluk ve mutsuz bir ortamda çalışmaktadır. Kuruma kamera sistemi, parmak okutma cihazı alınması için girişimler başlatılmış, personelin odaları, yerleri, dolapların ve kapıların kilitleri değiştirilmiştir. Toplam 10 personeli bile idare edemeyen bir görüntü ortaya çıkmış ve olmadığı iddia edilen bütçe kalemleri keyfi ve tek başına kararlarla gereksiz yerlere harcanmaktadır.”

Bir üniversitenin izinsiz olduğu tespit edilen yüksek lisans ve doktora programları konusunda da kurul kararı olmasına rağmen gerekli yazışma ve süreç takibinin yapılmadığını savunan Mehmet Hasgüler, “YÖDAK başkanı tarafından, YÖDAK bütçesi ile ilgili hiçbir bilgi kurulda paylaşılmamaktadır ve ne kadar harcama yapıldığı, nereye harcandığı hakkında bilgi dahi verilmemektedir. 2 yıldan beridir ita amiri olarak tek imza ile tüm harcamalar YÖDAK Başkanı Prof. Dr.Hüseyin Gökçekuş tarafından yapılmaktadır” dedi. 

Gökçekuş’un ayrıca, Yükseköğretim Strateji Belgesi olarak, kendi başına hazırladığı, hiçbir bilimsel dayanağı ve resmiyeti olmayan (kurul tarafından hazırlanmamış ve onaylanmamış) dokümanı her platformda yetkililere dağıtarak yanlış bilgi ve yönlendirme yaptığını da öne süren Hasgüler, şöyle devam etti:

“TC YÖK İLE İLİŞKİLERİMİZ EN ALT SEVİYEYE VE MİNİMUM DÜZEYE İNDİ”

“YÖDAK olarak TC YÖK ile ilişkilerimiz en alt seviyeye ve minimum düzeye inmiş, üniversiteler ile ilişkiler durma noktasına gelmiş, resmi kurumlar nezdinde itibarımız sıfırlanmıştır. Her gün basında yer alan olumsuz haberler ile de kurumumuz hızla yıpranmıştır.”

Hasgüler, şu maddelerin de Gökçekuş tarafından ihlal edildiğini savundu:

“Yükseköğretim yasasının 6/2 maddesi; “karar alma süreçlerinde demokratik katılım sağlanır”, 6/5 maddesi; “her türlü işlem hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak uygunluk içinde yürütülür”, 6/9 maddesi; “kamu ve özel kesimler, sivil toplum örgütleri ile ulusal ve uluslararası bilim kuruluşları ile işbirliği gözetilir”

Gökçekuş’la ilgili şikayetlerin hem Cumhurbaşkanlığı döneminde Derviş Eroğlu’na, hem  Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya, hem de Ombudsman’a yazılı ve sözlü olarak şikayet edildiğini belirten Hasgüler, Gökçekuş hakkında gereğinin yapılmasını istedi.

1463409631.jpg

“HASGÜLER’E ŞANTAJ”

Hasgüler, basın toplantısında ortak açıklama haricinde kendi imzasını taşıyan başka bir metin de okudu.

Hasgüler, okuduğu metinde, görev aldığı YÖDAK’ta kendisine ahlaksızca teklifler yapıldığını, bu teklifleri kabul etmeyince de kendisine şantaja başlandığını ileri sürdü.

“YDÜ yöneticilerinden ve 26 yıllık dostum Murat Tüzünkan, kişisel münasebetimizi YDÜ patronlarının menfi çıkarları için kullanmaya çalışmıştır” diyen Hasgüler, şöyle devam etti:

“Kendisi son günlerde defalarca beni arayarak, hukuk huzurundaki bir konu olan ‘Girne Üniversitesi’ programlarını görüşmemiz ve hukuk dışı davranmamı istemiş, öncelikle bana YÖDAK görev sürem bittiğinde dekanlık ve ardından eşim için iş teklifi yapmıştır. Bu çirkin teklifi reddetmem sonucunda kendisi ile yaptığım başka bir telefon görüşmesini kaydederek, YDÜ sahiplerine vermiştir. Söz konusu telefon kaydında da onurlu duruşuma leke sürecek en ufak bir söylemim olmamıştır. ” 

Kendisine, dostane bir görüşmede geçen diyaloglarımda yer alan bazı kelimeleri seçerek, “Youtube’a atarız bunları herkes dinler” gibi şantajlarda bulunulduğunu savunan Mehmet Hasgüler, “YDÜ patronlarına ve yöneticilerine buradan hodri meydan diyorum” şeklinde konuştu.

Hasgüler, basın toplantısı sonrasında avukatı Mustafa Asena ile savcılık ve Polis Genel Müdürlüğü’ne suç duyurusunda bulunacağını sözlerine ekledi.