Deniz Abidin

Zeytin Üreticileri Birliği (ZEYBİR) Başkanı İrfan Çelik, Yeni Bakış'a zeytin üretimini ve yaşanan sıkıntıları değerlendirdi. Çelik, zeytinin 24 ay yaşam döngüsü olan bir ağaç olduğunu belirterek, on beş yaşına kadar her yıl ürün verirken,  iki yılda bir ürün verebilir duruma gelebileceğini söyledi. Çelik, bu durumun zeytin ağacının genel karakterinde olduğuna dikkat çekerek, bunu azaltacak birçok faaliyet olduğunu kaydetti. Çelik, zeytin ağacının budanmasının çok önemli olduğunu ifade ederek, her yıl ince budama yapılması gerektiğini söyledi. Çelik, ağacın her yıl sürgün verilmesinin sağlanması durumunda her yıl ürün alınabileceğini kaydetti. Çelik, en çok ihmal edilen ve her yıl ürün alamamanın esas nedenlerinden birinin  ince budama olduğunu belirtti. Çelik, genel olarak dünyadaki iklimin olumsuz devam etmesi nedeniyle ve bilinçsiz yapılan karbon salımı yüzünden meydana gelen ısınmanın zeytini olumsuz etkilediğini söyledi.

"Tarımda yeni yöntemler uygulanmalı"

Çelik şöyle devam etti, "Daha kuru, daha tozlu ve daha sıcak havalarla karşı karşıyayız. Daha seyrek, daha az ama daha şiddetli yağmurla karşı karşıyayız. Genelde tarımda yaptığımız uygulamalarda bir değişikliğe gitme zorunluluğu doğuyor. Eskiden yapılan yöntemlerle tarım yapma maalesef hiçbir şekilde geçerliliği olmayan bir aktivite haline geldi. Değişen hava şartlarını biz fırsat olarak değerlendirebiliriz. Ancak uygun ve yeni yöntemleri de uygulamak zorundayız. Bunu yapmazsak biz üreticiler olarak toprağın çölleşmesiyle karşı karşıya kalabiliriz. Az fakat şiddetli olan yağmurun erozyona sebep olup en üst tabakayı alıp götürmesini önleyecek yöntemler özellikle susuz zeytinciliğin yapıldığı alanlarda ağacın etrafının yükseltilmesi,yağmurun  daha iyi hasat edilmesine  neden olur"

"Yer altı su kaynakları sorumluca kullanılmalı"

Çelik,yağmurhasatının su yönetiminin bir parçası olduğunu belirterek, yer altı su kaynaklarının sorumluca kullanılması gerektiğini kaydetti. Çelik, yağmurla gelen hasadın iyi yapılmaması durumunda ve yapılan hasadın da iyi depolanmaması durumunda gelen şiddetli suyun toprak erozyonuna neden olacağını söyledi. "Yağmuru doğru zamanda aldığınız takdirde zeytin ağacı onunla yetinmeyi bilir"diyen Çelik, "Maalesef insanoğlu yeteri kadar aklını verip destek sağlamıyor" diye konuştu. Çelik, değişen hava koşullarına uygun yeni bir zeytincilik ve tarım uygulamasının yapılması gerektiğinin altını çizerek, değişen koşulların ise ağacın daha güçlü kılınması zaruriyeti doğurduğunu kaydetti. Çelik, "Su, az veya pahalı olduğu zaman gerektiği kadar su vermek gerekir. Çünkü fazla su zeytinyağının kalitesini düşürür"diye konuştu.

"Hasad bu yıl düştü"

Çelik, zeytin hasadının bu yıl, geçen yıla göre düştüğünü belirterek, ihracata ve ithalata gerek olmamakla birlikte kilo başına olan hasad maliyetinin artacağını söyledi. "Üreticinin de maliyeti doğal olarak artacaktır"diyen Çelik, daha pahalı bir ürünle karşı karşıya kalınacağını kaydetti. Çelik, şöyle devam etti, "Attığınız gübrenin, kullandığınız ilacın zeytine ya da yağa dönüşmemesi, daha pahalı ürün ile karşı karşıya kalacağız demektir. Dolayısıyla üretkenlik bazında değil, verimlilik bazında da daha az suyla, daha az gübreyle ve daha az ilaçla kaliteli bir ürün nasıl elde edilirin yanıtlarını değişen iklimsel koşullar altında bulmamız gerekir"

"Güneşli havamızı avantaja çevirmeliyiz"      

Çelik, hükümetin tarıma destek verirken de bu koşulları göz önünde bulundurarak destek vermesi gerektiğinin altını çizdi. Çelik, dünya üzerinde su savaşlarının çok yakın olduğunu belirterek, Kıbrıs adasının güneşli olmasının verimlilikte de avantaja çevrilmesinin sağlanması gerektiğini söyledi.

"Suyun kalitesiyle igili hiçbir çalışma yapılmıyor"

İrfan Çelik, kuraklık için devletin üreticiye verdiği destek yerine, su projesi ile gelen  suyu kullandırmasının daha iyi olacağını belirtti. Çelik, kalan paranın üretime katkı sağlayan bir faktör haline geleceğini söyledi. Çelik, Su Projesi'nin can suyu haline henüz gelemediğini anlatarak, suyun hangi alan ve coğrafi bölgelere verileceğinin henüz belirtilmediğini kaydetti. Çelik, "Karşımızda hala daha kış uykusundan çıkamayan bir yönetim var"dedi. Çelik, "Hiçbir çalışma şu anda ortada yok. Suyun kalitesiyle ilgili hiçbir çalışma yapılmıyor. Arıtmadan çıkan su tarımda kullanılmaya yönlendirilecek. Bu suyun kimyasal analizi yeteri kadar yapılmadı. Kanalizasyona aktarılan kalıntılar yeteri kadar temizlenmediği takdirde bunlar bize hastalık olarak dönebilir"diye konuştu.

"Yer altı damlama sulama yöntemine geçilmeli"

Çelik, tarımda mutlaka yer altı damlama sulama yöntemine geçilmesi gerektiğinin altını çizerek, yer altı ile yer üstü damlama sulama arasında yüzde 40'lara varan tasarruf farkı olduğunu söyledi. Çelik, söz konusu tasarrufun suyun maliyetinde dedüşüş sağladığına dikkat çekerek, fazla harcanan suyun daha üretken bir sahada kullanılması anlamına geldiğini belirtti.

"Hasad az da olsa çok da olsa yüzümüz gülmüyor"

Çelik, zeytin hasadının çok fazla olduğu dönemde de zeytin üreticileri olarak sevinemediklerini ifade ederek, değirmenlerin kapasitesinin 150 ton olduğunu söyledi. Çelik, "Sermaye yapısı yeterli olsa dahi değirmenlerin kapasitesini aşıyor. Böylece zeytinyağı sarı bidonlarda evlerde depolanmak zorunda bırakılıyor. Evlerde uygun olmayan şartlarda depolanmış zeytinyağının 3-4 ay sonra hiçbir niteliksel değeri kalmıyor. Karakum'da bulunan Zeyko Yağ Fabrikası'nın depolanma kapasitesinin kullanılması neden engelleniyor? Vatana ihanetle eşdeğer olan bu sorumsuzluk neden yapılıyor?  Sibel Siber hükümeti hariç, geçmişteki tüm bakanlar Zeyko Yağ Fabrikası'nın depolanma kapasitesinin kullanılmasını engelledi. Bu kabul edilebilir değildir"diye konuştu. Çelik, "Üretici olarak hasad az da olsa çok da olsa yüzümüz gülmüyor"dedi.