ABD Kongresinin, Kıbrıs sorunundaki gelişmelerin yer aldığı bir rapor hazırladığı haber verildi.

Kathimerini gazetesi “Kongre: Yazdan Sonra Çözümün Yakalanması Zor” başlıklı haberinde, rapora göre “Kıbrıs sorununda çözüme ulaşılması için yaza kadar bir anlaşmaya varılması gerektiğini, çünkü Rum kesiminin birkaç aya kadar, 2018 yılının Şubat ayında gerçekleştirilecek olan başkanlık seçimleri için seçim kampanyası dönemine gireceğini” yazdı.

Gazete “bunun gerçekleşmemesi halinde, nihai bir çözümün yakalanmasının zor olarak kalacağını” da aktardı.

Yukarıdaki ifadelerin, ABD Kongresinin, Senato ve Parlamento üyelerinin bilgilendirilmesine yönelik Kıbrıs sorunu konulu raporunda yer aldığını kaydeden gazete, Kongrenin raporunun, ABD hükümetinin politikasının hazırlanmasına yönelik bir araç olduğunu belirtti.

Donald Trump hükümetinin Ege ve Kıbrıs’la ilgili niyetlerinin belirsiz olduğunu yazan gazete, öte yandan ABD Kongresinin Kıbrıs sorunuyla ilgili raporunun ise, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müzakerelere ilişkin tutumu konusunda ise eleştirel ifadeler içermekte olduğunu kaydetti.

Gazete, raporda “Türkiye Cumhurbaşkanının diğer bölgesel meseleleri ele alması yüzünden, tavrını sertleştirdiği ve Kıbrıs sorununun çözümü çabalarını çıkmaza sokan garip talepler ortaya koymakta olduğunun belirtildiğini” de öne sürdü.

Gazete raporda “alenen başka önemli sorunlara sahip olan Türkiye’nin, ordusunu çekerek ve müdahale haklarından ödün vererek, Kıbrıs’tan çekilmeyi kabul edip; Kıbrıslı Rumlar veya Yunanistan veya AB’nin isteklerine boyun eğiyor gibi görünmek istemediği” şeklinde ifadelere yer verildiğini de aktardı.

Raporun, müzakerelerin gidişatına yönelik dengeli bir görüntü ortaya koyduğunu da yazan gazete, yine rapora göre, “Ankara’nın Cenevre’deki stratejisinin, süreci zorlaştıran karışıklıklar ortaya koymak olduğunu” iddialarına ekledi.

“CENEVRE GERİ ADIMDI”

Haberinde bu ara başlığı da kullanan gazete, yine rapora göre “Cenevre’deki beşli konferansın süresinin kısa olmasının, müzakere sürecine açıkça bir geri adım olarak yansıdığını, Anastasiadis ile Akıncı’nın 2016 yılında yakaladığı dinamiği düşürdüğünü, aynı zamanda geriye kalan konuların nasıl çözülebileceğine dair şüpheler meydana getirdiğini” de ekledi.