Atina Üniversitesi’nde görev yapan akademisyen Dr. Takis Yeorgiu, iki bölgeli ve iki toplumlu federasyona giden yolun yıkıcı olduğunu ancak bu yolun hileyle ve suni bir şekilde şirin gösterilmeye çalışıldığını öne sürerek, Rum tarafının önündeki çözüm alternatiflerine işaret etti.

Fileleftheros gazetesi, Yeorgiu’nun görüşleriyle ilgili haberini “Kıbrıs Sorununun Çözüm Stratejileri... Önümüzde 4 Alternatif Yol Var” başlığıyla aktardı.

ULUSLARASI UNSUR, KUZEY KIBRIS’IN TÜRKİYE’YE AİT OLDUĞUNU KABUL ETTİ

Gazeteye göre, “Türkiye’nin Kıbrıs’ın tamamını yutmak istediğini” savunan Yeorgiu, BM ve AB gibi uluslararası unsurların Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’ye ait olduğunu kabul ettiğini, bunun en büyük göstergesinin de KKTC liderlerinin uluslararası karar merkezlerinde ve uluslararası örgütlerde kabul edilmesi olduğunu vurguladı.

Kıbrıslı Türkleri “nesli tükenmekte olan tür” olarak tanımlayan Yeorgiu KKTC’de bir “direniş hareketi” bulunduğu ancak sayıca az olmaları nedeniyle Kıbrıslı Türklerin önemli bir rol oynayabilecek durumda olmadıkları görüşünü ortaya koydu.

Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasında varılan 11 Şubat Ortak Açıklaması’nın aslında Rum Yönetimi Başkanı’nın basit bir lidere indirgendiği dördüncü doruk anlaşması olduğunu da belirten Yeorgiu bu açıklamada, birçok ölümcül madde bulunduğunu ancak en tehlikelilerinin egemenlik ve veto hakkı maddeleri olduğunu savundu.

Yeorgiu, Ortak Açıklama’da egemenliğin “tek ve bir” olarak lanse edildiğini ancak gerçekte Kıbrıslı Türklerden ve Rumlardan eşit kaynaklanacak bir egemenlik söz konusu olduğunu, bütün çözülmemiş ana konuların da masada olacağını belirterek “yani Türklerin vetosu ile ilgili Hristofyas-Talat anlaşması gibi, çözülmüş konular kalıyor. Hristofyas ‘bütün kararlar ortaklaşa alınacak’ sözüyle de bunu teyit etti. Kısacası, Türkler, Kıbrıs Rum oluşturucu devletçiğini etkisizleştirip yıkana kadar istedikleri zaman veto uygulayabilecekler” dedi.

ALTERNATİF YOLLAR

Takis Yeorgiu,  önlerinde “Olduğumuz gibi kalalım”, “İki Bölgeli İki Toplumlu Federasyon”, “Tamamen Yunan bir devlet kurulması” ve “Yunanistan’la birleşme (enosis)” alternatif yolları bulunduğunu belirtti.

Yeorgiu, bu alternatifleri şöyle izah etti:

“a) Olduğumuz gibi kalalım: Bu yol, şu iki nedenden dolayı gecikmeli ötenazidir çünkü gençlerimizin yurtdışına göç etmelerini bir kenara bırakın, ölen 10 Rum’a karşılık 6 Rum doğuyor ve sürekli artarak yerli nüfusu boğacak mülteci seli sözkonusu.

b) Îki bölgeli, iki toplumlu federasyon: Yarım asırdır görüşüyoruz. Bizi maksatlı olarak sonu gelmez müzakerelere sürüklüyorlar ve yukarıda anlatılan sebeplerle Helenizm’i Kıbrıs’tan yok edecek bir federal çözüm dayatıyorlar.

c)Tamamen Yunan bir devlet: Bu, ‘biz burada onlar orada’ söylemi tayin etti. Bu söylem, biri gerçekten bağımsız bir Kıbrıs Rum, öteki de Türk devleti olmak üzere, iki devlet kurulmasına göndermede bulunuyor. Çoğumuz ‘bir şey vermek için ona sahip olmamız gerek’ diyor. Maalesef bir zamanlar sahip olduğumuz şeyi Türkiye bizden zorla aldı, daha da kötüsü, uluslararası unsur Türkiye’ye tahsis etti. Bu seçenek için, “bütün müdahale haklarının lağvı”, “olabildiğince çok toprağın ve göçmenin geri dönmesi”, “dünyadaki bütün devletlerin sahip olduğu savunma, müttefikler, uluslararası ilişkiler gibi bütün hak ve yükümlülüklerin” güvence altına alınması şarttır.

d)İki Kıbrıs devletinin anavatanlarla birleşmesi, yani çifte Enosis: Bu da olabilecek en büyük güvenliği sağlayan bir perspektiftir çünkü Kıbrıs küçük bir devlet değil, bir devletin parçası olacak.”