Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in dün Kıbrıs sorununun çözüm müzakereleri çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşme sonrasında yaptıkları açıklamalar ve tarafların önerilerine dair iddialar Rum basınında geniş yer buldu.

Politis gazetesi: “Brainstorming (Beyin Fırtınası) Zamanı – Garantiler ve Toprak Konularında Görüş Alışverişi Başladı” başlıkları altında verdiği haberinde, müzakerelerde nelerin görüşüldüğüne dair açıklama yapılmayacağı şeklinde karar alınmasına karşın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in dünkü görüşme sonrasında açıklamalarda bulunduklarına dikkat çekti.

Gazete, Akıncı ve Anastasiadis’in dünkü açıklamalarında “güvenlik, garantiler ve toprak konularında görüş alışverişinde bulunduklarını belirttiklerini ve 1960’dan bugüne çok şeyin değiştiği” mesajını verdiklerini yazdı.

Gazete ayrıca, liderlerin, 6, 7 ve 14 Eylül yanında 10 Eylül’de de görüşeceklerini dün duyurduklarını vurguladı.

Öte yandan Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis dünkü görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, hiç görüşülmeyen başlıklardan bazılarının görüşülüp görüşülmediğine dair soruya, “Evet, iki başlık konusunda brainstorming (beyin fırtınası) gerçekleştirdik” yanıtını verdi.

Habere göre Anastasiadis dünkü görüşmede, “görüş teatisinde bulunulduğunu, kırmızı çizgilerin ortaya konduğunu ve geriye görüşmenin nasıl ilerleyeceğini görmenin kaldığını” belirtti.

Dünkü görüşmede farklı bir şey duyup duymadığı şeklindeki soruya ise Anastasiadis, “60 garantilerinden farklı bir şeyler duyduğunu, ancak bunu duymalarının hemfikir olduğu anlamına gelmediğini” söylemekle yetindi.

Anastasiadis, üçlü zirve konusundaki bir soruya karşılık ise, “ortak görüşme denmesinin daha doğru olacağı ve bu tip görüşmelerin sıklıkla gerçekleştiği” cevabını verdi.

Gazete, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da dünkü görüşme sonrası yaptığı açıklamaya geniş yer verdi.

Gazete,  Akıncı’nın “Kıbrıslı Türklerin kendilerini Türkiye’nin garantisinde güvende hissettiklerini” vurguladığını ve “Elbette 2016’nın koşulları 1960’ınkilerden farklıdır” ifadesini kullandığını aktardı.

Fileleftheros gazetesi ise haberini: “1960’dan Daha Kötü Bir Versiyon – Türk Formülü: Kıbrıs Türk Oluşturucu Devletçiğinin Garantisi Türkiye Olsun – Türkiye Kıbrıslı Türkleri Garantisi Altına Alacak” başlıklarıyla manşet ve iç sayfalarından verdi.

Gazete, Akıncı’nın Anastasiadis’e dün sunduğu 1960 garantilerinin değiştirilmiş şeklinin Türkiye’nin Kıbrıs Türk kurucu devletinin garantörü olması önerisi olduğunu iddia etti.

Gazete, Kıbrıs Türk tarafının, “koşulların değiştiği, 1960 garantörlerinin tüm ülkeyi bütünüyle garantileri altına aldıklarını, ancak Kıbrıs sorununun çözülmesi ve iki kurucu devlet oluşması halinde koşulların kökten değişeceği” düşüncesini taşıdığını savundu.

Kıbrıs Türk tarafının bu önerisinin “1960’ta uzlaşılandan çok daha kötü bir senaryo olduğu ve böyle bir senaryonun Kıbrıs Rum tarafını tatmin etmeyeceği” iddiasında bulunan gazete, “güvenlik unsurunun da ötesinde, iki oluşturucu devletçikten birine garantörlük sağlanmasının iki ayrı devlet anlamına geleceğini” iddia etti.

Gazete haberinin devamında Anastasiadis ve Akıncı’nın dünkü açıklamalarını aktardı.

SİMERİNİ’DEN İFŞA İDDİASI...

Öte yandan Simerini gazetesi: “Tavizler, Boşluklar ve Belirsizlikler – Garantiler Konusunda Bir Şeyler Pişiyor” başlıkları altında verdiği haberinde, liderlerin dünkü görüşmede ilk kez güvenlik, garantiler ve toprak konularını görüştüklerini, Anastasiadis’in Kıbrıs Türk tarafının garantilere ilişkin yeni önerisinden “memnun kalmadığını” iddia etti.

Anastasiadis’in dünkü görüşme sonrasında yaptığı açıklamaya yer veren gazete, Kıbrıs Türk tarafının Türkiye’nin garantörlüğünün sürmesinde ısrar ettiğini ve zaman zaman Türkiye’nin sadece Kıbrıs Türk toplumunun garantörü olarak kalması önerisini basına sızdırdığını öne sürdü.

Gazete, Anastasiadis’in dünkü açıklamasında, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’la yapılacak olası bir üçlü görüşmenin önemini düşürmeye çalıştığı yorumunda bulunurken, hükümet kaynaklarına göre, üçlü görüşmenin 24 ya da 25 Eylül tarihlerinde yapılmasının büyük olasılık olduğu iddiasında bulundu.

Haberde, yine aynı kaynaklara göre, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) konusunda henüz anlaşma olmadığı, ayrıca Kıbrıs Türk tarafının, kendi hava sahasının olmasını istediği için FIR konularında itirazları bulunduğu öne sürüldü.

Gazete bir diğer haberinde, çözüm müzakerelerinin tutanaklarının bir kısmına ulaştığını, buna göre, geçtiğimiz hafta “Milliyet” gazetesinde yer alan bir haberde ortaya konan iddiaların çoğunluğunun doğrulandığını iddia etti.

Gazete, Anastasiadis’in müzakere tutanaklarını partilerin incelemesine açtığını hatırlatarak, tutanaklarda yer alan bazı bilgilere ulaştığını savundu.

Haberde, tutanaklara göre taraflar arasında mülkiyet konusunda büyük görüş ayrılıklarının bulunduğu, Kıbrıs Türk tarafının “baba eviyle duygusal bağ” tanımını talep ettiği, Kıbrıs Rum tarafının ise “AİHM kararları sebebiyle bu tanımı kabul etmesine karşın, bunun mülkiyet konusundaki çözüm kriterleri arasında ağırlıklı öncelik olmasını kabul etmediği” iddia edildi.

Kıbrıs Rum tarafının ilk söz hakkının yasal mülk sahibine verilmesi konusundaki ısrarını, mülkler için sunulan çözümler konusunda başvuru yapma zamanının bir yılla sınırlandırılması konusunda sürdürmediğini belirten gazete, üzerinde uzlaşıya varılmış görünen bir yıllık başvuru süresinin, geri dönmek isteyen göçmenlerde güvenlik duygusunun oluşması için yeterli olmadığını, ayrıca aynı mülkte söz hakkı olan mirasçılar arasında uzlaşı sağlanması gerekeceğinden bu sürenin yetersiz kalabileceğini öne sürdü.

Gazete, mülk sahibinin bir yıllık süre içerisinde önerilen çözüm için başvuru yapmaması durumunda ne olacağının da net olmadığını, tutanaklardan çıkarılan sonucun ise, mülkün, federal hükümete ait olan mülkiyet komisyonuna geçeceği yönünde olduğunu yazdı.

Birçokları tarafından “kapandığı varsayılan” yönetim başlığı konusunda da ayrıntılı bilgilere ulaştığını öne süren gazete, bu başlıkta da birçok boşluk ve belirsizlikler olduğunu, bu konudaki ayrıntıların Pazartesi günü “Sigma” televizyon kanalı ana haber bülteninde duyurulacağını belirtti.

Gazete, süreç içerisinde unutulan uzlaşılardan birinin de dil konusunda olduğunu ve tutanaklara göre Kıbrıs Türk kurucu devletinin dilinin Türkçe, Kıbrıs Rum kurucu devletinin dilinin ise Yunanca olmasının öngörüldüğünü öne sürerken, bu durumun, ileriki dönemlerde Kıbrıs Türk kurucu devletine yerleşmek isteyen Kıbrıslı Rumların geri dönüş isteklerini olumsuz etkileyebileceği yorumunda bulundu.

Diğer gazeteler ise dünkü görüşmeye ilişkin haberlerini şu başlıklarla yansıttılar:

Alithia: “Güvenlik ve Toprak Konusunda Serbest Diyalog”.

Haravgi: “Garantilerin Yeni Yapısı Gayrı Resmi Olarak Müzakere Masasında”.