Rum Yönetimi’nin, “çözümden sonra Kıbrıs’ta dört özgürlüğün Yunan vatandaşları gibi Türk vatandaşları için de uygulanması talebini bertaraf etmek için hem Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis’i Brüksel’e gönderdiği hem de bugünkü liderler görüşmesinde durumu netleştirmeye çalışacağı” haber verildi.

Fileleftheros haberi “AB’nin Kapısını Çaldık… Lefkoşa 4 Özgürlükle İlgili Türk Talebini ‘Öldürmek’ İçin Yardım İstiyor…. ‘Çemberi Kareleştiren’ (olmazı olduran) Brüksel Bürokrasisinin Karışması Risk”  başlığıyla manşete çekti.

Habere göre, dün Brüksel’e giden Mavroyannis, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’e Rum Yönetim Başkanı Nikos Anastasiadis’ten bir mektup götürdü. Anastasiadis bu mektupla Juncker’e, “Türk vatandaşları için dört temel özgürlüğün uygulanmasına rıza göstermeyeceğini” ileterek böyle bir şeyin “Kıbrıs’ı AB içerisinde ikinci sınıf devlet haline getireceğini” savundu. Mektupta ayrıca “Böyle bir gelişmenin Kıbrıs”ta özel bir statü dayatacağı ve AB Ortak Pazarı da dikkate alındığında, devlette işleyiş sorunu yaratacağı” iddiası da yer aldı.

“AB ÇÖZÜM İÇİN DAİREYİ BİLE KARE YAPMAYA HAZIRKEN….”

Gazete Andreas Mavroyannis’in, dün Juncker’in büro müdürü Martin Selmagier ve Komisyon Hukuk Dairesi Müdürü Louis  Romero ile görüştüğüne Romero ile meselenin hukuki yönlerini ele aldığına dikkat çekti ve “AB Kıbrıs sorununun çözülmesi için daireyi bile kare yapmaya (olmazı oldurmaya) hazır olduğu ortadayken Romero ile görüşmenin neye hizmet ettiği belli değil” vurgusunu yaptı.

Haberde AB’den “iyi bilgili bir kaynağa” işaret edilerek Rum Yönetimi’ni,  “müzakerelerin başarıyla sonuçlanması ve çözüme ulaşılması için Türk vatandaşlarına dört özgürlüğün uygulanmasının ön şart olduğu izlenimini yaratmak için Ankara’nın bu talebi artık vurguyla ortaya koyuyor olmasının kaygılandırdığı” vurgulandı. AB merkezinden kaynaklar da Türkiye’nin bu konuda sonuna  kadar ısrar edeceğini ilettiğine dikkat çekildi.

Haberi “Reddediyor Ama Görüşüyor… Başkan Anastasiadis’ten 4 Özgürlükle İlgili Türk Talebine Ohi (Hayır)”  başlığıyla iç sayfasında detaylandıran gazete Rum tarafının, Anastasiadis’in Juncker’e gönderdiği mektup ile “Kıbrıs sorununun halledilmesi durumunda Kıbrıs’ta 79 milyon Türk vatandaşına dört temel özgürlüğün uygulanması talebini reddettiğini” gerekçeleriyle ilettiğini yazdı.

MEKTUBUN İÇERİĞİ

Haberde Anastasiadis’in ortaya attığı gerekçeler özetle şöyle aktarıldı:
“Edindiğimiz bilgilere göre Lefkoşa Brüksel’e, diğer şeyler yanında; 4 özgürlük talebini kabul edemeyeceğini, böyle bir gelişmenin devlet işleyişinde; devletin ekonomisiyle alakalı olan AB Ortak Pazarı’ndan dışlanma sorunu da dahil birçok sorun yaratarak Kıbrıs’ta özel bir statü dayatılmasına yol açacağını iletti.

Öğrendiğimize göre mesajın taşıyıcısı olan Andreas Mavroyannis AB merkezinde dün yaptığı temaslarda Anastasiadis’in siyasi mesajlarını aktararak meseleyi siyasi açıdan netleştirmekle yetinmeyip hukuki yönlerine de yayıldı. Konuyu Komisyon’un Hukuk Dairesi müdürü Louise Roberto ile de görüştüğünü öğrendik.  AB’nin, Kıbrıs sorununun çözülmesi için daireyi kareleştirmeye bile hazır olduğu ortadayken bunun neye hizmet ettiği net değil. “

SCHINAS 2016 BAŞINDAKİ NAMİ-MAVROYANNİS TARİHİ ZİYARETİNİ HATIRLATTI

Teyit edilmiş bilgilere göre Komisyon Lefkoşa’nın tezlerini not etti. Komisyon Sözcüsü  Margaritis Schinas, Andreas Mavroyannis ile temasları teyit etmekle yetindi, konunun esası olan; olası çözümden sonra Kıbrıs’ta Türk vatandaşlarına 4 temel özgürlüğün uygulanması talebine dün de değinmekten kaçındı. Schinas, bütün ihtimalleri açık bırakarak, ‘2016 başlarında AB merkezine gerçekleşen Mami-Mavroyannis tarihi ortak ziyaretini’ hatırlattı. Bu, iki toplumun –Kıbrıs Cumhuriyeti’nin değil- Komisyon’a ilk kez yazılı talep sunmasının damga vurduğu tarihi bir ziyaretti.

Lefkoşa Türkiye’nin 4 özgürlük talebini, Mevlüt Çavuşoğlu Cenevre’de tamamen resmi şekilde ortaya konulduğu zaman, AB’nin müdahalesini isteyerek –çünkü Juncker de oradaydı-  ‘boşa çıkarabilirdi’ ancak bu yapılmadı.  Türk talebi Cenevre konferansında sunuldu ve bütün başrol oyuncuları orada olmasına karşın cevapsız bırakıldı. Sonucunda da Anastasiadis’in Juncker’e mektup göndermesi ve Mavroyannis’in yalnız Komisyon Başkanının ofisi ile değil AB Hukuk Dairesi ile de görüşmeleri gündeme geldi.”

ANASTASİADİS’TEN TELKİNLER…

Gazete haberinin “Görüntünün Netleştirilmesi… Akıncı ve Anastasiadis  Gündemi ve Bundan Sonraki Adımları Belirlemeye Çalışacak” başlığıyla ayırdığı bölümünde ise Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in bugünkü görüşmesi sırasında  müzakere prosedüründeki görüntünün netleştirilmeye çalışılacağını, en azından Rum tarafının niyetinin bu olduğunu yazdı.

Habere göre Rum tarafı Türk tarafına; prosedürün Ankara’nın koyduğu şartlar ve engeller olmadan ilerlemesi gerektiğini söyleyecek, “Kıbrıs’ta Türk vatandaşları için AB’nin dört özgürlüğünün uygulanması gibi Ankara’nın planlarına hizmet etme hedefiyle yapılan talepler çözüm çabalarına frendir” telkininde bulunacak.

HACİYEORGİU: “TÜRKİYE’YLE GÜMRÜK BİRLİĞİNİN YÜKSELTİLMESİ GÖRÜŞÜLEMEZ”

Gazete AKEL’li Avrupa Milletvekili Takis Haciyeorgiu’nun, TC-AB Gümrük Birliği’nin yükseltilmesi konusunda Avrupa Parlamentosu’nda görüşülmesi sırasında;  Rum uçak ve gemilerinin Türk hava ve deniz limanlarına giriş hakkı yokken “Türkiye ile Gümrük Birliği’nin yükseltilmesine dair hiçbir görüşme yapılamayacağı” iddiasında bulunduğunu yazdı.

Politis “Diken Brüksel’de… Juncker’le Dört Özgürlükle İlgili Başkanlık Mektubu… Komisyon ‘Pontius Pilatus’” başlıklı haberinde Türk vatandaşlarına 4 özgürlük (serbest dolaşım, yerleşim, mülk edinme ve çalışma hakkı) meselesinin Kıbrıs müzakerelerinin en karmaşık parçası haline gelmeye başladığını, Avrupa Komisyonu’nun mesafeli durduğunu ancak üye ülkelerin endişelendiğini yazdı.

“KOMİSYON İÇİNDE ÇOK PONTİUS PİLATUS VAR”

Gazete teyit edilmiş bilgilere dayanarak Avrupa Komisyonu’nun “kaygı verici bir muğlak tavır takındığına ve Türk tezlerini tatmin edecek hal çareleri önermeye ve kabul etmeye hazır göründüğüne” işaret ederek Brüksel’den kaynakların “Komisyon’da, Türkiye’yi tatmin edecek bir çıkış yolu bulunması için yöntem bulmaya hazır çok Pontius Pilatus var” dediklerine vurgu yaptı, özetle şunları aktardı:

“Meseleye bir hal çaresi bulunabileceğini düşünenlerin ana argümanı Kıbrıs’ın bir ada olduğu, dahası Schengen bölgesine ait olmadığı, dolayısıyla diğer üye ülkeleri etkilemeyecek bir yöntem bulunabileceğidir.  Brüksel’deki bazı çevreler  yeniden birleşmiş bir Kıbrıs ile Türkiye arasında , 4 özgürlüğün Türkiye  lehine güvenceye alacak ikili bir antlaşma yapılabileceğinden bile söz ediyor. Lefkoşa bütün istikametlere; bunun tamamen imkânsız olduğunu, çünkü Avrupa normlarının Kıbrıs’ta kendi kendini çürütmüş olacağını ve ülkeyi AB içerisinde özel şartların hakim olduğu ülke haline getireceğini iletti.

‘EMSAL OLUR…’

Türk talebi doğrudan veya dolaylı bütün üye ülkeleri etkiler. Avrupalı diplomatlar Ankara’nın talebini kabulü imkansız, Türk hükümetinin Türk vatandaşlarının vize sorununu Kıbrıs üzerinden aşma çabası ve ‘Truva Atı’ diye nitelediler.  Kıbrıs Türkiye ile 4 özgürlüğü güvence altına alan ikili bir antlaşma imzalasa bile böyle bir şeyin diğer üye ülkelerin kabusu olacağını, Türk vatandaşlarına başka Avrupa ülkelerine girişleri etkilendiğinde Avrupa mahkemelerinin kapısını açacak bir emsal olacağını  vurguladılar.  Ayrıca diğer aday ve üçüncü ülkelerin de aynı talepte bulunmasına emsal oluşturacağına dikkat çektiler.

AB’li diplomatik kaynaklar Türk vatandaşların özgürlüklerinin, ürün, hizmet ve sermayelerinin çerçevelenmesinin tek gerçekçi yolunun Gümrük Birliği olduğuna işaret ettiler. Ancak bugünkü şekliyle Gümrük  Birliği çerçevesinin sınırları malumdur ve Ankara’nın talep ettiklerine nazaran kısıtlıdır.”