Simerini Anastasiadis’in Sigma TV’nin bir programında Kıbrıs sorunuyla ilgili sorulara verdiği cevapları “Müzakerelerde Yeni Düzen... Başkan, Zürih Anayasası da Üniter Devlet Çerçevesinde Bir Federasyon Şekli Diyor” başlığıyla aktardı.

Habere göre, müzakerelerde, her iki tarafın da çeşitli endişelerini dile getirmesine olanak tanıyan çok farklı bir atmosfer bulunduğuna işaret eden Anastasiadis, şu ana kadar anlaşmazlıkların ve yakınlaşmaların listelendiğini, sorunların, takılmaların veya anlaşmazlıkların müzakere edilmekte olduğunu anlattı.

Anastasiadis, yönetim başlığının hangi konularında anlaşmazlık bulunduğu sorulduğunda, önümüzdeki günlerde Rum Ulusal Konseyi’ni toplayıp bilgilendirme yapacağı gerekçesiyle cevap vermedi.

Dönüşümlü Başkanlık konusunun Kıbrıs Türk tarafının kırmızıçizgisi mi olduğu sorusuna karşılık “öyle görünüyor” diyen ve Rum tarafının konuyla ilgili tutumunu açıklamayı reddeden Anastasiadis, “Geçmişte siyasi liderlik tarafından izlenen, diyalog başlatmak ve çoğu zaman havadan müzakere etme taktiği yararlı olmadı. Ne kadar az şey söylenirse o kadar çok, o kadar iyi şey oluyor” dedi.

“BİZİM TARAF AB ÜYESİ SIFATINI İLK KEZ DEĞERLENDİRİYOR”

Anastasiadis Toprak başlığındaki kriterlerin, toprak ayarlamalarını ayırt etmesi gereken şeyler olduğunu ve bunların, daha önceki çözüm planlarına dayanmadığını söyledi ve şunları ekledi:

“Görüşülmekte olan kriterlerle, 4 özgürlüğün tesis edilmesiyle birlikte, olabildiğince iyi çözümler elde edip edemeyeceğimizi görmeye çabalıyoruz. En önemlisi bizim tarafın AB üye ülkesi sıfatını ilk kez değerlendiriyor olmasıdır. 11 Temmuz ‘un önemli unsurlarından biri, varılan doruk anlaşmalarının ve ortak açıklamaların Avrupa müktesebatına, insan haklarına ve dört temel özgürlüğe saygılı şekilde eklenmesidir.”

MÜLKİYET

Mülkiyet görüşmelerinin,  Rum “göçmenlerin” veya Kıbrıslı Türklerin mülklerine adil bir yaklaşım sergilenmesi ana kriteriyle yürütüldüğünü söyleyen Anastasiadis “Çünkü hepsinin ya bir tarafta veya öteki tarafta mülkleri var” dedi, şunları ekledi:

“Bizim yasal devlet olarak insan haklarını -Kıbrıslı Türklerin haklarını, her Avrupa vatandaşının haklarını- reddetmeden; hakların tam olarak güvence altına alınmasına özen göstermektir. Mal sahibinin (malına) geri dönmesinin mümkün olmadığı yerlerde, 4 temel özgürlük bağlamında adaletsizlik duygusunu önemli ölçüde hafifletecek bir dizi telafi yöntemi izlenecek.”

Anastasiadis’e dönüşümlü başkanlık ile Kıbrıs sorununda çözüme varılıp varılamayacağı da soruldu.

Sözlerine “Lütfen. Detaylara girmeyeceğim. Şunu veya bunu belirleyecek birçok şey var” diyerek başlayan Anastasiadis şunları ekledi:

“ANAYASAYI BİRAZ OKURLARSA...”

“Bizim tarafın tutumu farklı, Kıbrıslı Türklerin tutumu farklı. Ancak, bugün paradoks gibi görünen birçok konu hafifletilebilir. Korumamız gerektiğini söyleyerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nden bahsederken unutulmamalıdır ki Kıbrıs Cumhuriyeti vardır, en azından çözüm bulunmadıkça, 1960 Anayasası tahtında var olacaktır. Yakından takip etmek isteyenler veya en azından konuşurken ciddi olmak isteyenler Anayasa’yı biraz okurlarsa seçimlerin ayrı seçmen listeleriyle, her toplumdan temsilcilerin ayrı seçilmesiyle olduğunu görecekler.  Bugün bunu, genel oylama ile ortadan kaldırmaya çalışıyoruz.”

“ÇÖZÜM KIBRIS CUMHURİYETİ’NİN DEVAMI OLACAK”

Ortaya çıkacak çözümün “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin devamı mı olacağı sorulduğunda ise Anastasiadis “İstesek de istemesek de bu olacak. BM’ye yeniden katılım başvurusu yapmayacağız. Yeniden AB’ye katılım başvurusu yapmayacağız” dedi.

“ZÜRİH ANAYASASI, ÜNİTER DEVLETTE BİR ÇEŞİT FEDERASYONDUR”

“Kıbrıs Cumhuriyeti”nin tasfiyesinden söz edenler olduğu hatırlatıldığında ise “Ben ortaya çıkacak olanın, Makarios’un, Kiprianu’nun, müteveffa Papadopulos ve diğerlerinin kabul ettiği gibi üniter devletin İki Bölgeli İki Toplumlu Federasyon’a dönüşümü olacağını söylüyorum. Keza Zürih Anayasası, üniter devlet içinde bir çeşit federasyon öngörür” dedi.

“AKINCI İLE ANLAŞTIK”

“Her şeyde anlaşılana kadar hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmayacak” ilkesi hatırlatılarak, kapanan her başlık hakkında Rum halkına bilgi verilip verilmeyeceği sorulan Anastasiadis “Bütün konularda anlaşma olması gerektiği için her başlık kapatılır gibi bir yanılgıya düşülmemelidir. Söylediklerimizin artık basına sızdırılmayacağı ümidiyle siyasi parti başkanlarını bilgilendireceğiz. Müzakerelerle ilgili olguların yeni bir düzene girmesini istiyorum. Mesele kendi aramızda müzakere değildir. Türklerin veya Kıbrıslı Türklerin söylediklerini tartışmamız ve bunun Kıbrıs Rum tarafının tezi olduğunu düşünmemiz yanlış olur. Akıncı ile öteki toplumda sorun çıkaracak açıklamalardan kaçınmak konusunda anlaştık.”

NEW YORK’TA KONFERANS

New York’ta konferans konusuna da değinen Anastasiadis “New York’ta dörtlü konferansla ilgili -ne açık ne de gizli- hiçbir anlaşma yoktur. Bizim söylediğimiz mümkün olduğunca kısa sürede çözüme ulaşılması için yoğun çalışmamız gerektiğidir.  Kısa süre (ifadesi) Eylül’ü, Kasım’ı, Şubat’ı v.b. belirlemez” dedi. Anastasiadis çözüm takvimi olduğu söylemlerini de reddetti.

TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİ

Anastasiadis Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin canlandırılmasına yönelik son çabaların tesadüf olmadığına işaret ederek “İlişkilerinin eski haline dönmesini ben de diliyorum çünkü Ankara’nın, dostumuz bölge ülkelerinin de çıkarına olacak enerji projeleri ışığı altında Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmesiyle Kıbrıs daha büyük bir önem kazanacak” ifadesini kullandı.

Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesinin Güney Kıbrıs’a zarar verme ihtimalinin sorulmasına karşılık da Anastasiadis “Nerden nereye? Rusya da Türkiye’yle dosttur ancak Rusya ile ilişkilerimiz bozulmadı” dedi.

Anastasiadis’e sondaj platformlarının ne zaman bölgeye döneceği ve bölgeden çekilme nedenlerinin Kıbrıs sorunu mu olduğu soruldu. “Böyle bir şey yok” diyen Anastasiadis uluslararası petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün şirketleri, projelerini yeniden düzenlemeye sevk ettiğini söyledi.