Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, 2016’da Kıbrıs sorununun gidişatı ve ekonomiyle ilgili gelişmeleri ve değerlendirmelerini kaleme aldığı “Evet, 2016’da Başarabiliriz” başlıklı makalesinde, “hiçbir çabayı yarım bırakmayacağız” vurgusu yaptı.

Fileleftheros, yarınki nüshasıyla birlikte yayınlanacak yıllık özel ekinde Anastasiadis dışında Rum sözcü, kabine üyeleri, siyasi parti başkanları, Başsavcı, Merkez Bankası Başkanı, yatırımcı, bankacı, avukat, KİT başkanları, akademisyen, gazetecilerin analiz ve makalelerine yer verildiğini belirtti ve Anastasiadis’in makalesini haberleştirdi.

Anastasiadis makalesinde, Rum tarafının müzakere masasında mülkiyet gibi karmaşık başlıklarda büyük zorluklar yaşadığını kabul etmekle birlikte 2016’nın, bazı şartların yerine gelmesi halinde, yılların uzlaşmazlıklarının kırılacağı ve Kıbrıs sorununun kapsamlı çözüme ulaşacağı bir yıl olabileceği iyimserliğini ortaya koydu.

Müzakerelerin başladığı Mayıs 2015’ten beridir Kıbrıs sorununun bütün yönlerinin müzakere masasına konulduğunu, ancak bütün yönlerin aynı derecede görüşülmediğini belirten Anastasiadis, “Mülkiyet gibi karmaşık başlıklarda, zamanın toprak konusuna damgasını vurmasından kaynaklanan büyük zorluklar yaşıyoruz. Bunu, uluslararası mahkemelerin aldığı, kararları şekillendiren ve görmezden gelemeyeceğimiz kararlardan da saptıyoruz” ifadesini kullandı.

Anastasiadis, 2016’nın yılların uzlaşmazlıklarının aşılabileceği olumlu bir yıl olabileceğine inanç belirterek, “Müzakere sürecinde faydalı ve önemli yakınlaşmalar kaydettik. Geçmişte varılan yakınlaşmaları benimsedik ve daha önce sunulan önerileri iyileştirdiğine inandığım yeni fikirler geliştirdiğimiz çözüm çerçevesine kattık” dedi.

Makalesinde ekonominin durumunu irdeleyen Anastasiadis, bütün alanlarda atılan olumlu adımlara, ekonomik göstergelerin yükselmesine işaret etti ve “hiçbir çabayı yarıda bırakmayacağız” vurgusunu yaptı.

Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis de, Fileleftheros’un özel ekinde yer alan makalesinde Kıbrıs çözüm prosedürünün kritik dönemeçte olduğuna işaret etti, özetle şu izahta bulundu: “Hem faktörlerin nadiren görülen birleşmesi hem de müzakerelerde kaydedilen özlü ilerleme, çözümü mümkün kılıyor. Çünkü bütün başlıklar artık görüşülebilir ve tarafların her birini mutlak tatmin etmese bile kapsamlı, olabildiğince adil ve sürdürülebilir uzlaşı kabul edilebilir görünüyor.”