Fileleftheros “Komşulardan Can Simidi” başlıklı manşet haberinde Rum yönetimine dost ülkelerin bile “Lefkoşa’nın, cömertliğini gösterecek bir harekette bulunması gerektiği” telkininde bulunduklarını yazdı.

RUM YÖNETİMİNİN ÖNÜNE, ŞU ANDA AÇIKLANACAK ANCAK ÇÖZÜMDEN SONRA UYGULANACAK DÜZENLEMELERLE İLGİLİ FİKİRLER DE KONULDU

Gazeteye göre hatta kısa süre önce Rum yönetiminin önüne,  şu anda açıklanacak ancak çözümden sonra uygulanacak düzenlemelerle ilgili somut fikirler de konuldu.

Rum yönetiminin ise şu anda, özellikle Doğu Akdeniz’de Türk faaliyetleri devam ederken, herhangi bir şey görüşmek istemediğini belirten gazete Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki planlarını ileri götürmekte kararlı göründüğünü, Rum yönetiminin de bu planları bozacak ittifaklar oluşturmaya çalıştığını belirtti.

“BU AŞAMADA TEK ÇIKIŞ YOLU İSRAİL İLE MISIR’LA İŞBİRLİĞİ... ÜRDÜN İLE DE İRTİBAT İÇİNDE”

Gazete bu aşamada yatırım yapabileceği tek çıkış yolunu bölge ülkeleriyle, özellikle de İsrail ve Mısır’la işbirliği olan Rum yönetiminin Ürdün ile de irtibatta olduğunu, bu hafta gerçekleştirilecek Kahire zirvesine büyük önem verdiğini kaydetti.

Gazeteye göre bilgi sahibi kaynaklar Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın, Mısır ve İsrail ile şekillenen ve tamamlanmakta olan stratejik ittifak üçgenlerine çok önem verdiğini söylüyor. Rum yönetimi bu işbirliğinin, Ankara’nın Kahire ve Tel Aviv ile bugünkü ilişkileri temelinde, Türkiye aleyhine işleyecek bir eksen yaratacağına inanıyor ve konjonktürü kendi açısından çok iyi buluyor.

Gazete İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın 5-6 Kasım’da (Anastasiadis’in Aralık’taki İsrail ziyareti ve 8 Kasım’daki Kahire zirvesi öncesinde ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri sürerken) Rum tarafında olacağını hatırlattı ve “Lefkoşa, son dönemde İsrail’e pek çok kolaylık sağladığı, şimdi de Tel Aviv’in destek verme zamanı olduğu görüşünde” ifadesine yer verdi.

“RUM YÖNETİMİNİN BIDEN’IN VAATLERİ KONUSUNDA FAZLA BİR BEKLENTİSİ YOK”

Habere göre Rum yönetimi Amerikalılardan büyük beklentiler içerisinde değil çünkü Washington, Anastasiadis hükümeti ile açık iletişim koridorunu canlı tutmak istiyor olmasına karşın hiçbir şekilde Türkiye ile arasını bozmak istemiyor.

Rum yönetiminin, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın, Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini terk etmesi için Türkiye’ye baskı yapacağı konusunda Anastasiadis’e verdiği vaatler konusunda fazla bir beklenti içerisinde olmadığına vurgu yapılan haberde özetle şunlar kaydedildi:

“Biden 20 Kasım’da Ankara’ya gidecek, Kıbrıs konularını ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri masaya koyacak ancak Türk tarafından hiçbir hareket beklenmiyor, keza ABD’nin de kendi planlarını riske ederek Kıbrıs konusunda ısrar etmesi beklenmiyor.

Anastasiadis-Biden telefon görüşmesinin ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklama buna göstergedir. Açıklamada malum olan, yani Kıbrıs Cumhuriyeti’nin  MEB’indeki kaynaklarla ilgili egemenlik haklarının tanındığı tekrar ediliyor ancak hemen ardından Kıbrıs hidrokarbonları konusunda Türkiye’ye rol ve söz hakkı veriyor. ‘süregelen diplomatik çabalarla gerilimin giderilmesi dileği belirtiliyor ve enerji kaynaklarının geliştirilmesine ortak kabul edilir bir yaklaşım sergilemeleri konusunda bölge devletlerini cesaretlendirme vaadinde bulunuluyor. Kısacası bu konuda Türkiye ve Kıbrıs anlaşsın deniliyor.

JENNIFER PSAKI’DEN ÇİN ÖRNEĞİNE CEVAP: “FARKLI BÖLGE VEYA ÜLKELER İÇİN REFERANSIM AYNI OLMAZ”

Aynı zamanda ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jennifer Psaki, muhabirimiz Mihalis İgnatiu’nun ‘Ağustos ayında Kerry, Çin’e, Kuzey Çin Denizi’ndeki meydan okumalarını durdurma çağrısı yapmıştı. Çin’in yaptığını bugün Türkiye’ye Kıbrıs’ta yapıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı neden Kıbrıs MEB’indeki Türk meydan okumalarına da aynı şekilde yaklaşmıyor?’ sorusuna karşılık şu cevabı verdi:

‘Çünkü her bölge, her ihtilaf ve her ülke farklıdır. Farklı bölge veya ülkeler için referansım aynı olmaz.’”

Gazete Rum yönetiminin, Putin’in Anastasiadis’e yaptığı davet aracılığıyla Moskova’nın gelişmelerde ‘varım ve yardıma hazırım’ diyor olmasına büyük önem verdiğine de dikkat çekti.

SOSYALİST GRUP BAŞKANI: “DOĞAL GAZI KIBRISLI TÜRKLERLE MÜZAKERE EDİN”

Aynı gazete “Pitelis’ten Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Yeni Şamar... Sosyalistler Lefkoşa’dan Doğal Gazı Kıbrıslı Türklerle Müzakere Etmesini İstiyor” başlığıyla aktardığı Brüksel çıkışlı haberinde AP Sosyalist Grup Başkanı İtalyan Gianni Pitelis’in yazılı açıklaması ile Rum yönetiminin sözde “doğal kaynaklarını kullanma egemenlik haklarını” tanımamaya ve bu meseleyi toplumlararası meseleye indirgemeye çalıştığını yazdı.

Gazeteye göre Pitelis, 3 günlük Türkiye ziyaretinin ardından yaptığı yazılı açıklamada “Kıbrıs makamlarına, enerji araştırma ve istifade konusunu Kıbrıslı Türk muhtaplarıyla müzakere ederek menfaati bütün Kıbrıslılara paylaştırmasını tavsiye ediyoruz” ifadesini kullandı.

Gazete Pitelis’in aslında Rum yönetiminden kendini tasfiye etmesini, toplum düzeyine indirgemesini ve hidrokarbon yataklarındaki egemenlik haklarını, oluşturucu devletçikler mantığında Ada’nın toplumlarına vermesini istediğine vurgu yaptı.

Pitelis’in açıklamasının başka bir bölümünde, Rumların “Kıbrıs MEB’ine Türk istilası” olarak nitelediği Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini ‘ihtilaf’ olarak niteleyip, “Türkiye’den Kıbrıs’ın kara sularındaki egemenliğine saygı göstermesini bekliyoruz” demekle yetindiğine işaret eden gazete özetle şunları yazdı:

“Pitelis, Lefkoşa’ya şu iki düzeyde daha saldırdı:

1- ‘Her münferit veya milli meselenin, Türkiye’nin prosedürünü (AB üyelik müzakereleri) rehin almasına müsaade edilmemelidir’ diyor ve açıkça Kıbrıs sorununu kastediyor. Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm zamanı geldiğine işaret ediyor.
2- 23 ve 24 numaralı müzakere başlıklarının açılmasını istiyor. Aslında bu başlıkları kapatan tek üye ülke olan Lefkoşa’nın, vetosunu kaldırmasını talep ediyor.

Dahası Pitelis Paris’in engellediği ancak Anastasiadis’in  kısa süre önce Avrupalı ortaklarına gönderdiği ve Türkiye’nin bütün başlıklarını dondurduğunu bildirdiği mektubuyla Lefkoşa’nın da engellediği 17 numaralı, Ekonomi ve Para Politikası başlığının da açılmasını istiyor.”

ANASTASİADİS’TEN ANKARA’YA “MÜZAKERELER, NAVTEX İPTAL EDİLİRSE BAŞLAR” MESAJI

Haftalık Kathimerini “Müzakereler Ancak Navtex İptal Edilirse” başlıklı haberinde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in üçüncü taraflar aracılığıyla Ankara’ya; Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri için ilan ettiği Navtex’i iptal etmesi şartını ilettiğini yazdı.

Gazete Rum yönetiminin, Türkiye’nin Navtex’ini yürürlüğe koymasından sonra Anastasiadis’in Kıbrıs müzakerelerini askıya almasıyla patlak veren krizin aşılması konusunda bütün ümidini BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nın ikna kabiliyetine ve Amerikalılara bağladığını yazdı, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın 20 Kasım’da Türkiye’yi ziyaret edeceğini hatırlattı.

RUM-RUS ASKERİ İŞBİRLİĞİ GÜNCELLENİYOR

Haberinin “Rusya İle Askeri İşbirliği Güncelleniyor” başlığıyla ayırdığı bölümünde ise Akdeniz’deki oyuna, ABD’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine ‘kansız’ müdahalesinin yarattığı boşluğu doldurmak için Güney Kıbrıs’la flört eden Rusya’nın da dinamik şekilde girmekte olduğunu yazdı.

Putin’in Anastasiadis’i Moskova’ya davet ettiğini ve ziyaretin muhtemelen ocak ayında gerçekleşeceğini hatırlatan gazete şunları yazdı:

“Moskova ziyaretinde iki ülke arasında halen var olan askeri işbirliği anlaşmalarının, Rus uçak ve gemilerine yedek parça ve depo konularında kolaylıklar sağlanması ile güncellenmesi üzerinde durulacak. Moskova’da ekonomi konuları da görüşülecek. Rus hareketlerinin ikinci bir nedeni ise Türkiye’nin hedef tahtasında bulunan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın siyasi geleceğini güvence altına almaktır.”