AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i Guterres Çerçevesi ile saklambaç oynamaktan vazgeçmeye çağırdı. 

Kiprianu, Anastasiadis’in müzakere prosedürünün yeniden başlamasını istiyorsa bunu, BM Genel Sekreteri’nin tavsiye ettiği şekilde yapmaya hazır olduğunu açık ve net söylemesini istedi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy’un, Rumların zihniyet değiştirme ihtimalinin son derece düşük olduğundan, sadece Ada’daki mevcut gerçekleri temel alan bir çözümle başarıya ulaşma ihtimali görüldüğü açıklaması, Rum basını tarafından “sözü Ankara aldı” şeklinde yorumlandı.

Gazeteler Aksoy’un açıklamasının, Rum tarafına sorumluluk yüklese de aslında, Guterres Çerçevesi’nin stratejik bir paket anlaşması ilan edilmesini öneren Cumhurbaşkanı Akıncı’ya “mesaj verdiği” iddiasında bulundu. 

Fileleftheros, “Sözü Ankara Alıyor… Akıncı’ya, Federasyonun Tartışma Konusu Olmadığını İletiyor” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Akıncı’nın 30 Nisan tarihli hareketinin Rum tarafında, özellikle de AKEL ile Rum yönetimi arasında çatışmaya neden olmaya yettiğine dikkat çekti.

Habere göre AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i Guterres Çerçevesi ile saklambaç oynamaktan vazgeçmeye çağırdı. 

“MÜZAKERELERİN YENİDEN BAŞLAMASINI İSTİYORSA AÇIK VE NET SÖYLESİN”

Kiprianu “saklambaç oynamaktan vazgeçilmeli ve Başkan Anastasiadis müzakere prosedürünün yeniden başlamasını istiyorsa bunu BM Genel Sekreteri’nin tavsiye ettiği şekilde yapmaya hazır olduğunu açık ve net söylemesi gerekir” dedi.

Andros Kiprianu, Rum Sözcü Prodromos Prodromu’nun “AKEL, Kıbrıslı Türk liderin tezlerini körü körüne destekliyor” suçlamasına karşılık “yalan söylüyor ve bunu biliyor” vurgusunu yaptı. 

Prodromu’nun, “AKEL hangi Guterres Çerçevesi’ni kabul ediyor, 30 Haziran mı 4 Temmuz mu” sorusu üzerine ise Çerçeve’nin 30 Haziran’da sözlü sunulduğunu, Anastasiadis’in kendilerine ilettiği kadarıyla 4 Temmuz’da da bizzat Genel Sekreter tarafından  netleştirildiğini kaydeden Kiprianu, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla, Başkan Anastasidis’in açıklamasında da vurguladığı ve Garanti Antlaşması’na ve müdahale haklarına son verilmesini ve Türk askerinin çekilmesini içeren tek bir Çerçeve var. Müzakereler yeniden başlarsa önümüzde bu Çerçeve’yi bulacağız.”

“MONT PELERİN’DE TOPRAK MÜZAKERESİNİ YARIDA KESEN AKEL MİYDİ?”

Kiprianu, Rum Yönetimi Başkanı’nın müzakerelere bu zeminde yeniden başlamaya hazır olup olmadığını, taahhüt istemeye ve süreci çıkmaza sokan şartlar koşmaya devam edip etmeyeceğini de sordu. Sözcü Prodromu’nun, AKEL’in tavrının, müzakerelerin yeniden başlaması hedefine yardımcı olmadığı suçlamasına da “Mont Pelerin’deki Toprak müzakeresini yarıda kesen AKEL miydi?”  karşılığını verdi. 

“PRODROMU İHTİLAFLI PASAJI DAHA DİKKATLİ OKUSUN”

Prodromu’nun, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, Guterres Çerçevesi’ne dair söylediklerinin ne garantilerle ne de askerle alakalı olduğu izahında bulunduğunu savunarak AKEL’in buna katılıp katılmadığını sorduğunu hatırlatan Kiprianu, “İhtilaflı pasajı daha dikkatli okusun” dedi, şunları söyledi:

“Sayın Akıncı’nın söylediği, Guterres Çerçevesi’nin Kıbrıs Rum tarafının söylediği gibi yalnız güvenlik ve garantilerle alakalı olmadığıdır. Çerçeve’de Kıbrıs sorununun iç yönleriyle ilgili 4 ana konunun da yer aldığı biliniyor.”

“ANASTASİADİS’İN AKINCI’DAN GÜVENLİK VE GARANTİLER KONUSUNDA TEZLERİNİ NETLEŞTİRMESİNİ İSTEMESİNİN NE MANASI VAR?”

Kiprianu “Guterres Çerçevesi netleştiriyorken Sayın Anastasiadis’in Sayın Akıncı’dan, Güvenlik ve Garantiler konularındaki tezlerini netleştirmesini istemesinin ne manası var?” diye sordu, şunları ekledi:

“Başkan’ın yaptığı, sadece müzakerelere gitmek ve Sayın Akıncı farklı kast ediyorsa onu müzakere masasında ifşa etmektir. Saklambaç oynamaya son verilmelidir. Sayın Anastasiadis müzakere sürecinin yeniden başlamasını istiyorsa Genel Sekreter’in bizzat önerdiği yöntemle yapmaya hazır olduğunu açık ve net söylemelidir. Geriye kalan her şey kaçamaktır ve getireceği tek sonuç da süregelen çıkmazın bütün sorumluluğunun, bütün yıkıcı etkileriyle birlikte, bizim tarafa yüklenmesi olacak.”

ANDREAS MAVROYANNİS

Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis ise “müzakerelerin Crans-Montana’da kaldığı yerden devam etmesi ve bir anlaşmaya varılması halinde Akıncı’nın sözünü ettiği stratejik anlaşma konusunda özlü bir çekinceleri olmadığını savundu. “Tek çekincemiz Kıbrıs Türk ve Türk taraflarının kaldığımız yerden devam etmeye niyetli olup olmadığıdır” diyen Mavroyannis,  Türkiye’den ve Kıbrıs Türk tarafından tezlerini netleştirmelerini istedi.

PRODROMOS PRODROMU

Rum Sözcü Prodromos Prodromu ise TC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy’un açıklamasına karşılık Anastasiadis’in, Rum Yönetimi Başkanlığı’na yeniden seçildiği günden beri müzakerelerin Crans-Montana’da kalınan yerden yeniden başlamasını istediğini” savundu, Guterres Çerçevesi’nin de olgu olduğunu” söyledi. 

Anastasiadis’in istediği şeyin, Güvenlik Konseyi ve BM kararlarına dayalı, AB ilke ve değerlerine uyumlu federal bir çözüm olduğunu da söyleyen Prodromu, Kıbrıs sorununun on yıllardır varlığını sürdürme nedeninin “Türkiye’nin Ada’daki askeri varlığı olduğunu” öne sürdü.  

Prodromu, “Kıbrıs sorununun çözümü, Ankara’dan söylendiği gibi ‘zihniyet’ meselesi değil, siyasi irade meselesidir” iddiasında bulundu, şunları da ekledi:

“Türkiye Crans-Montana’da siyasi iradeye sahip olsaydı bugün Kıbrıs sorunu çözülmüş olacaktı. Türkiye’den böyle bir siyasi irade ortaya konulmasını umuyor ve istiyoruz. Guterres Çerçevesi’nin kabul edilmesi, işgal askeri veya vesayet-müdahale rejimi olmadan AB üyesi Kıbrıs’ın, Genel Sekreter Guterres’in de söylediği gibi ‘normal bir devlet’ olması için iyi bir fırsat olurdu.”

DİSİ Siyasi Büro Sekreteri Haralambos Stavridis, partisi adına dün yaptığı açıklamada “tek çözüm yolunun, müzakerelerin 4 Temmuz 2017 Guterres Çerçevesi temelinde yeniden başlaması olduğunu” öne sürdü. Stavridis, Genel Sekreter’in, müzakerelerin yeniden başlama ihtimalini araştırmak için geçici bir özel temsilci gönderme niyetini olumlu bulduklarını da söyledi. 

ANASTASİADİS’E “DİKKATLİ OL” ÇAĞRISI 

Gazete EDEK, Dayanışma Hareketi ve ELAM’ın, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın 30 Nisan hareketinin “Ankara’nın telkinleri üzerine yapılmış olabilecek taktik hareketler olduğu”,  bu yüzden Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in “dikkatli olması gerektiği” mesajını içeren açıklamalar yaptıklarını yazdı.
Politis haberi manşetten “Ankara İki Devlet Çözümü Sayıklıyor… Türkiye Fırsatı Yakaladı ve Kısır Döngüden Söz Ediyor… AKEL’den Hükümete İcraatları Konusunda Sert Eleştiri… Akıncı 4 Temmuz Belgesi Olmadığında Israrlı” başlığıyla aktardı. 

Haravgi manşet haberine “Belge Tek, Yorumlar Çeşitli” başlığını atarken Alithia “Türkiye ve İşgal Bölgelerinde Dramatik Gelişmeler… Kıbrıslı Türk Lider Yalnız Kaldı-Türkiye, Kıbrıslı Türk Siyasiler ve Türk Hükümeti Yanlısı Medya, Guterres Çerçevesini Kabul Açıklaması Yüzünden Kendisini Duvara Dayadı” başlık ve spotlarını kullandı.