Avrupa Birliği Adalet Divanı’nda 2004-2014 döneminde yargıçlık yapan Yeorgios Aresti, Kıbrıs sorunu çözülür ve Kıbrıs Türk tarafı, Rumların Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nde yerleşmelerini ve çalışmalarını engellemek için bir anlaşma yapmayı başarırsa, bunun Avrupa müktesebatının ihlali olmayacağını belirtti.

Aresti, Avrupa müktesebatının Kıbrıs sorununun çözümünde rol oynayacağını ancak her derde deva da olmayacağını belirtti.

Fileleftheros’un haberine göre Aresti, özetle şu izahta bulundu:

“Bu tamamen Kıbrıs’ın iç meselesi olacak. Ortaya çıkan sorunun Avrupa Mahkemesi’nin görev kapsamına girmesi için iki üye-ülke arasındaki sınırlar arası unsurlar olması gerekir ki bu örnekte öyle bir şey olmayacak.  
Ancak Kıbrıs Türk oluşturucu devleti tarafından diğer AB üyesi ülke vatandaşlarının yerleşme, çalışma, mal ve sermaye dolaşımını yasaklanırsa, aynı mantık ve aynı esasta ancak taban tabana ters sonuçları olacak.  
Örnek vermek gerekirse, Kıbrıs Türk oluşturucu devleti kendi iç mevzuatı uyarınca yukarıdaki özgürlüğün uygulanmasını Yunan veya Fransız vatandaşlarına yasaklaması halinde, müktesebat ihlal edilmiş olacak. Bu durumda, Komisyon Avrupa Birliği Mahkemesi’ne başvurduğunda mahkûmiyet alma tehlikesine girecek olan Kıbrıs Türk Oluşturucu Devleti değil, AB üyesi devlet olma hasebiyle Kıbrıs Cumhuriyeti olacak.”

Yeorgios Aresti bir ülkenin, kendi iç ulusal hukuku temelinde, kendi hükümranlık bölgesi içerisinde kişilerin, malların, sermayenin ve hizmetin serbest dolaşımını yasaklaması, yasağın kendi vatandaşlarını kapsaması nedeniyle müktesebatı ihlal etmiş sayılmadığına işaret ederek, bunun için İngiltere örneğini verdi.

İngiltere’nin Galler sakinlerinin ülkenin başka yerlerine yerleşmelerini ve çalışmalarını yasaklamasının -Galler sakinlerinin İngiltere vatandaşı olmaları nedeniyle- 4 özgürlüğü ve müktesebatı ihlal ettiği anlamına gelmediğini kaydeden Aresti, ortaya çıkan bu paradoksun, etkilenenlerin başvurabileceği İngiliz iç hukukunun başka maddeleriyle çözülebileceğine dikkat çekti. 

Aresti “İngiltere, AB üyesi devlet olarak, Komisyon tarafından Avrupa Birliği Mahkemesi’ne verilme tehlikesinde olmayacak” dedi.