Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in İsviçre’de “Mont Pelerin”de gerçekleştirdikleri görüşmeler sonrasında adaya dönmelerinin ardından tüm gözler liderlerin yurt dışında yapacakları bir sonraki görüşmelere çevrilirken; BM’nin görüşmelerin yine Mont Pelerin’de olmasında ısrarcı olduğu belirtildi.

Alithia gazetesi “Mont Pelerin Gölgesinde Yoğun Hazırlık Haftası” başlığı altında verdiği haberinde, Mont Pelerin görüşmelerinin ardından bugün başlayan haftanın önemli gelişmelere gebe olduğu ve müzakere grupları arasında görüşmeler, iç cephenin bilgilendirilmesi, Atina-Güney Kıbrıs koordinasyonunun sağlanması ve İsviçre’de yeni görüşmeler şeklinde dört ana bölüme ayrılabileceğini yazdı.

Gazete, ilk olarak, müzakere gruplarının bu hafta içerisinde görüşmeler yapacaklarını, bu görüşmelerin amacının İsviçre’deki yeni tur görüşmelere hazırlık değil, nispeten kolay olarak nitelendirilen dört başlıkta mümkün olduğu kadar çok açık konunun kapatılması olacağını iddia etti.

Bu dört başlıktan biri olan mülkiyet konusunda, toprak başlığında kabul edilebilir bir haritaya ulaşılmasını etkilemeyen bazı unsurların olduğunu, ekonomi başlığında ise önemli bir sorun olmamasına karşın KKTC’nin Türkiye’yle aşırı yoğun bir ekonomik ilişkisinin bulunmasının Kıbrıs Rum tarafını endişelendirdiğini ifade eden gazete, iç cephede ise, Ulusal Konseyin toplanması yerine Anastasiadis’in partileri tek tek bilgilendirmesi ihtimalinin ağır bastığını yazdı.

Gazete, Anastasiadis’in, güvenlik-garantiler konusunda koordinasyonun sağlanması amacıyla İsviçre’ye gitmeden önce Atina’ya gideceğini de hatırlattı.

BM GÖRÜŞMELERİN YENİDEN MONT PELERİN’DE YAPILMASINDAN YANA

Haberin devamında gazete, Akıncı ve Anastasiadis’in yurt dışında yapacakları görüşmeler için İsviçre’nin Cenevre kentinin adının geçmesine karşın Birleşmiş Milletler’in (BM), görüşmelerin yeniden Mont Pelerin’de yapılmasında ısrarcı olduğunu yazdı.

ANASTASİADİS YABANCI ÜLKE YETKİLİLERİNİ DE BİLGİLENDİRECEK

Gazete, Anastasiadis’in ayrıca bu hafta içerisinde BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin ve AB ülkelerinin liderleri ile telefon görüşmeleri gerçekleştirerek son gelişmeleri ele alacağını ve “ülkeler tarafından tek tek değil, uluslar arası örgütlerin garantilerinin olması gerektiğinin” vurgulayacağını yazdı.

MAVROYANNİS KURUMLARDAN GÖRÜŞ TALEP ETTİ

Gazete bir diğer haberinde ise, Güney Kıbrıs’ta devlet kurumlarının federal bir devlette nasıl işleyecekleri konusunda çalışmaların çok önceden başladığını, Rum müzakereci Andreas Mavroyannis’in devlet kurumlarının yetkililerine gönderdiği mektuplarda, kurumlarının federal bir devlette hangi hizmetlere ait olabilecekleri yönünde görüş bildirmelerini istediğini belirtti.

Habere göre Mavroyannis, devlet daireleri, kurumlar ve diğer ilgili birimlerin yetkililerine gönderdiği yazıda, yetki alanlarında bulunan hizmetlerin federal bir devlette hangi yapı altında olabileceğine dair görüşlerini talep etti.

Mavroyannis ayrıca, Rum Turizm Örgütü (KOT), Rum Atletizm Federasyonu (KOA), Uçak Kazaları Araştırma Komitesi vs gibi örgütlere de söz konusu yazıyı göndererek, hizmetlerinin federal bir devlette hangi yapı altında yer alabileceğine dair görüşlerini, müzakerelerde kullanılmak amacıyla, bildirmelerini istedi.

Mavroyannis’in yazısında kolaylık sağlamak amacıyla yer verdiği iki ekte, federal hükümetin yetkileri içerisinde olması karara bağlanan ve olması beklenen yapıların ve hizmetlerin ayırımını yaptığını vurgulayan gazete, söz konusu yazıda “savunma, güvenlik, kara ve deniz sınırlarının korunması, göç, sığınmacılık, sınır dışı edilme, kamuya personel alımları, konsolosluk hizmetleri, Merkez Bankası, federal bütçe, federal vergiler, federal borcun yönetimi, federal gelirlerin paylaşımı, gümrükler, MEB, karasuları, denizcilik, deniz bölgelerinin belirlenmesi vb konuların federal hükümetin yetkileri altında olacağını” bildirdi.

Mavroyannis’in ikinci ek belgede ise hali hazırda “tanımlanan yapıları sıraladığını” belirten gazete bunları şu şekilde yansıttı: “Başkan, başkan yardımcısının ve bakanlar kurulunun yanı sıra federal bakanlıklar şöyle olacak: savunma, dışişleri, iç işleri, ekonomi, adalet, enerji ve bayındırlık ve ulaştırma”.

Gazete, “polis, gizli servisler, sivil savunma, vergi dairesi ve vergi mahkemesi, gelirler ve gümrükler dairesi, tapu vs.” kurum ve birimlerinin de federal yapı olacaklarını iddia etti.

Mavroyannis söz konusu yazısında, “başsavcılık, Sayıştaylık, komiserlikler, merkez bankası müdürü, polis şikayetleri komitesi, merkez bankası, hukuk dairesi ve kamu hizmetlerinin de federal devletin bağımsız birim ve kuruluşları olacağını” vurguladı.

Gazete, Kıbrıs’ın federal döneme geçiş hazırlıklarının çoktan başladığının Mavroyannis’in yazısından anlaşıldığını da vurguladı.

Politis gazetesi “ Mont Pelerin’e Dönüş – BM Cenevre Yerine Orayı Uygun Görüyor” başlığı altında verdiği haberinde, BM’nin müzakerelerin 20 Kasım Pazar gününden itibaren yine Mont Pelerin’de gerçekleştirilmesi kararı aldığını iddia etti.

Gazete, BM’nin, liderlerin bir ofisten ziyade güzel bir otelde müzakere gerçekleştirirken sahip olacakları havanın daha olumlu olacağı ve Cenevre’de müzakere edilmesi durumunda BM binasıyla müzakere gruplarının kalacakları yerler arasında ulaşım sorunlarının mevcut olacağı değerlendirmesinde bulunduğunu yazdı.

HRİSTODULİDİS: “HEDEF GEÇİŞ DÖNEMLERİNİN KISALTILMASI”

Öte yandan Simerini gazetesi, Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in, varılacak bir çözüm sonrasında Kıbrıs Türk tarafının AB müktesebatını ve Avrupa Merkez Bankası’nın para birimi olarak Euro kullanılması talebini uygulamaya hazır olmaması durumunda, Kıbrıs Türk tarafına ek süre verileceğini açıkladığını yazdı.

Habere göre, Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis dün konuya ilişkin açıklamasında, Kıbrıs sorununun çözümü sonrasında geçiş dönemlerinin olacağını, bu dönemlerin kısaltılması için çabaladıklarını belirtti.

Hristodulidis, çözümün ilk gününde Kıbrıs Türk tarafının AB müktesebatını uygulama ve Euro’ya geçme konusunda hazır olmaması durumunda Kıbrıs Rum tarafının sorumlu olmayacağı bir gecikmenin yaşanacağını iddia etti.

Gazete, Brüksel’deki teknokratların hazırladıkları belgelere dayandırarak, Kıbrıs Türk tarafında Kıbrıs sorununun çözümüne hazırlanmak için istikrarlı adımlar atılmadığını, bu yüzden referandumlardan onay alınması durumunda geçiş dönemlerinin olması gerekeceğini yazdı.

Habere göre söz konusu teknokratlar, “Kıbrıs Türk tarafının Avrupa Merkez Bankası ve AB’nin diğer birimlerinin bankacılık ve ekonominin işleyişini kontrol etmelerini kabul etmemesinden ötürü Euro’nun 2017 yılının ortalarına kadar Kıbrıs Türk devletinde uygulanmasının imkansız olduğu” görüşünü savundular.

Haberde ayrıca, “bu sebepten ötürü, Türk lirasının bir süre daha resmi para birimi olmasından da söz edildiği” iddia edildi.

Rum sözcü Hristodulidis ise, Kıbrıs Türk tarafının çözüm gününe kadar gerekli hazırlıkları yapmaması durumunda yaşanacak gecikmelerin Kıbrıs Rum tarafının sorumluluğu olmayacağını açıkladı.

Hristodulidis, AB müktesebatı ve Euro’nun Kıbrıs Türk devletinde uygulanması konusunda geçiş dönemi olup olmayacağı şeklindeki bir soruya “bu tip geçiş dönemlerinin mümkün olduğu kadar kısa olmasını hedeflediklerini” belirterek yanıt verdi.

Hristodulidis: “bu yüzden bizim girişimimizle, Kıbrıslı Türklerin müktesebat hakkında bilgilendirilmeleri için bir teknik komite kuruldu” ifadesini kullandı.

Bu bilgilendirmenin başladığını belirten Hristodulidis, siyasi bir anlaşmaya varılmasından referanduma gidilmesine kadar gerekli çalışmaların yapılabilmesi için bir süreye ihtiyaç duyulacağını vurguladı.

Hristodulidis, “iki para birimiyle çözüm olamayacağının” altını çizerek IMF ve diğer bazı kurumların KKTC’de denetleme yapmaları konusunda ise “Sn. Akıncı’dan kaynaklanmayan bazı zorlukların olduğunu, bu konunun sadece Kıbrıs Rum tarafınca değil, BM, yabancı hükümetler ve özellikle de AB’nin takibinde bulunduğunu” söyledi.

Mont Pelerin’de gerçekleştirilen müzakerelere de değinen Hristodulidis, “özellikle toprak konusunda, iyimser olmalarına imkan sağlayan ilerleme kaydedildiğini” belirtti.

Hristodulidis: “Bildiğiniz gibi müzakereler Pazar gününden itibaren üç gün süreyle İsviçre’de sürecek. Bir sonraki aşamaya geçmemizi sağlayacak ilerlemenin gerçekleşmesini umut ediyoruz” şeklinde konuştu.

Hristodulidis ayrıca, Kıbrıs Rum tarafının, “toprak kriterleri üzerinde uzlaşıya varılması, bunların haritaya dökülmesi ve ardından uluslararası çoklu konferans konusuna bakılması” görüşünü de vurguladı.

Diğer gazeteler ise konuya ilişkin haberlerini şu başlıklarla yansıttılar:
Fileleftheros: “Düşünceler İsviçre’de – Kıbrıs’a Geldiler Ancak Endişeleri Müzakerelerin Devamında – Akıncı’dan Suçlama Oyunu”.

Haravgi: “Hafta İçerisinde İstişareler”.