UNFICYP’in görev süresinin uzatılmasına ilişkin, İngiltere tarafından hazırlanan rapor taslağının geçtiğimiz Temmuz ayındaki ile aynı çerçevede olacağı belirtildi.

Alithia gazetesi ve diğer gazeteler, Rum Haber Ajansı’nın atıfta bulunduğu iyi haber alan kaynaklara dayanarak, İngiltere’nin rapor taslağının, geçtiğimiz Temmuz ayındaki karar ile aynı çerçevede olacağını yazdı.

Gazete, rapor taslağına ilişkin Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi arasındaki istişarelerin yarın başlayacağını, Güvenlik Konseyi Başkanı’nın ayrıca UNFICYP’e katkı koyan ülkelerle de bir araya geleceğini belirtti.  

Güney Kıbrıs’ın BM’deki Daimi Temsilcisinin, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Güvenlik Konseyi üyelerini gelecek pazartesi günü bilgilendirmesi ışığında, Güvenlik Konseyi üyeleriyle olan temaslarını sürdürdüğünü belirten gazete bu temaslarda, “bu durumda hangi nedenden dolayı bulunulduğunun açıkça ifade edilmesi gerekliliği” ile “BM tarafından bunun nasıl lanse edilmesi gerektiği” şeklindeki olguların ele alındığını yazdı.

Gazete Güney Kıbrıs’ın bu çabalarının,  Rum müzakereci Andreas Mavroyannis’in, Güvenlik Konseyi üyeleri ve Sekreterlik ile temaslarda bulunmak için New York’a gitmesiyle, güçleneceğini de belirtti.

ANASTASİADİS’İN BM GENEL SEKRETERİ BAN İLE GÖRÜŞMESİ ÇABASI

Alithia gazetesi, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, 45.Dünya Ekonomik Forum toplantısı için bugün gideceği Davos’ta, devlet ve hükümet başkanları ile temaslarda bulunacağını yazdı.

Anastasiadis’in, içerisinde, Kıbrıslı Rumların Kıbrıslı Türklere karşı ambargolarına ilişkin ifadelerin yer aldığı BM Genel Sekreteri’nin, UNFICYP raporunun ardından, bu seyahati yapmaya karar verdiğini yazan gazete bir diplomatik kaynağa dayanarak, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un da muhtemelen Davos’a gideceğini ve Kıbrıs Rum tarafının Ban-Anastasiadis görüşmesinin gerçekleştirilmesi için çaba sarf ettiğini belirtti.

Habere göre Anastasiadis, Ban ile bir araya gelmesi durumunda, Rum tarafının gerçek tezlerinin ne olduğu ve durumlar konusunda Ban’a bilgi verecek.

Gazete BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin de Davos’ta olacağını ve Eide’nin TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geleceğini yazdı.

HÜKÜMET VE PARTİLERİN AÇIKLAMALARI DEVAM EDİYOR

Gerek hükümet kanadından gerekse partiler kanadından yapılan Kıbrıs sorunundaki gelişmelere ilişkin açıklamalar devam ediyor.

Alithia gazetesi ve diğer gazetelere göre Rum Hükümet Sözcü Vekili Viktoras Papadopulos, yaptığı yazılı açıklamada,  partilerin eleştirilerine yanıt vererek siyasi partilerin somut politikalar önermesini istedi.

Papadopulos, açıklamasında, Anastasiadis’in, siyasi parti başkanlarının ve temsilcilerinin eleştirel nitelikteki açıklamalarını soğukkanlılıkla ve sabırla takip ettiğini ayrıca Türkiye’nin “kabul edilemez faaliyetlerinin” sonucu olarak ortaya çıkacak tehlikeler ışığında siyasi ortamın kötüleşmemesi için dayanaksız ve asılsız bir şekilde söylenenlere ve duyulanlara yanıt vermekten kaçındığını belirtti.

Papadopulos açıklamasında ayrıca partilerin, her türlü hukuk ilkesini “ihlal eden” Türkiye’nin faaliyetleri aleyhine yönelmek yerine, Anastasiadis’in güya taşıdığı sorumluğa vakit harcadığını ifade etti.

Siyasi liderliğin ve Rum halkının, “Türkiye’nin hukuka aykırı faaliyetlerine kayıtsız kalan ve Rum tarafına baskı yapan üçüncüleri neden suçladıklarını” düşünmesi gerektiğini belirtirken, muhalefetin, günlük olarak yaptığı açıklamalarla, tepkileri haklı çıkardığını belirtti.

Kıbrıs sorunun, 2013’ten sonra ortaya çıkmadığını, Türkiye’nin “yayılımcı siyasetinin” sonucu olarak 40 yıldan beridir çözümsüz kaldığını savunan Papadopulos, Anastasiadis’in, şantaj ve tehditler olmaksızın, onurlu bir müzakereye olanak sağlayacak koşullar çerçevesinde Kıbrıs sorunun bir an evvel çözümlenmesi için hükümet etmeye devam edeceğini söyledi.

DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos da, dün bir açıklama yaparak Hükümet’i, Kıbrıs sorunundaki karışıklık ve çaresizlik konusunda eleştirdi.

Papadopulos, Türkiye’nin “Kıbrıs’ın güney denizindeki işgalini genişletirken” belirli kişilerin, müzakerelerin askıya alınması konusunda Rum tarafına sorumluluk yüklediğini, bunun da büyük ölçüde “iyi çocuk” ve geçmiş yıllardaki izlenilen “cömert sunumlar” siyasetine dayandığını belirtti.

DİKO açıklamasında ayrıca Anastasiadis’in ortak açıklama ve doğal gaza ilişkin açıklamasını geri çekmesi çağrısını yineledi.

EVRO.KO Yürütme Bürosu üyesi Andreas Televantos ise açıklamasında Rum tarafının Kıbrıs sorununa ilişkin maruz kaldığı saldırının göğüslenmesi için birliğe gereksinim olduğunu belirtti.

Önlerindeki olumsuz gelişmelerin tesadüf olmadığını dile getiren Televantos, bunların, doğal gaza ilişkin Türk taleplerinin ve meydan okumalarının kabul edilmesi amacıyla Rum tarafına yönelik baskı ve şantajlara dayandığını savundu.

Fileleftheros gazetesine göre Rum Çevreciler ise açıklamasında olayların, Hükümet kanadının durumun göğüslenmesindeki başarısızlığını açığa vurduğunu belirtti.

KOENİG’TEN AÇIKLAMA

Fileleftheros gazetesi ABD’nin Güney Kıbrıs Büyükelçisi John Koenig’in, Rum “Mağusa Ticaret Odası” ile görüşmesi sırasında Kudret Özersay’ın “Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türk idaresi altında kapalı Maraş’a dönmesi” şeklindeki önerisine değinmesinin tepkilere neden olduğunu yazdı.

Gazete, ABD’nin Güney Kıbrıs Büyükelçisi John Koenig’ten (gazete olarak) Özersay’ın önerisini sunup sunmadığı ve bunu olumlu karşılayıp karşılamadığını açıklamasını istediklerini belirtti.

Habere göre Koenig yaptığı açıklamada Maraş’taki statükonun devam etmesi konusunda Türkiye’yi sorumlu kılan Güvenlik Konseyi’nin kararlarını desteklediklerini ifade etti.

Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik konuların özüne ilişkin taraf olmalarına karşın, müzakerelerin tarihi temelinde, Maraş’ın ve kapalı bölgenin çözüm çerçevesinde Kıbrıs Rum idaresine verilmesini beklediklerini ifade eden Koenig, Derinya’yı geçtiğimiz hafta ziyaret etmesi ve de Rum “Mağusa Ticaret Odası” ile bir araya gelmesi çerçevesinde müzakereler sürecine dinamik kazandırmak için bir güven yaratıcı önlemler paketine Maraş ve “Mağusa’”ya ilişkin başka konuların dahil edilmesi perspektiflerini ele aldıklarını söyledi.

Beyaz Saray’ın, Anastasiadis’in bu boyut altındaki güven yaratıcı önlemlerine ilişkin önerisini memnuniyetle karşılayan 11 Şubat 2014 tarihli açıklamasına atıfta bulunan Koenig, görüşmede, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların müdahil olmasıyla, sivil toplum örgütlerinin çabalarının da vurgulandığını, bu çerçevede Kudret Özersay’ın da, Kıbrıs sorunun özlü çözümünün sağlanması öncesinde, kapalı bölgenin Kıbrıs Türk idaresi altında açılmasını önerdiğini dile getirdiğini ifade etti.

Koenig, bu önerinin kabul edilmesini önermediğini de söylerken, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların Maraş ile ilgili olası güven yaratıcı önlemlerin görüşülmesine dahil olmasının yararlı olabileceğinden de bahsettiğini ifade etti.

ERGÜN OLGUN’UN AÇIKLAMALARINA DA YER VERİLDİ

Fileleftheros gazetesi ve diğer gazeteler, Kıbrıslı Türk müzakereci Ergün Olgun’un Kıbrıs Türk basınında(Havadis) yer alan röportajına yer verdi.

Haberi “Platformun Getirilmesiyle Tehdit Ediyorlar” veren Fileleftheros, Kıbrıs Türk müzakereci Ergün Olgun’un açıklamalarına yer verdi.

Politis gazetesi haberi “Olgun “Barabaros” Fırsat Diyor” başlığıyla aktarırken, Alithia gazetesi “Kıbrıs Türk Müzakereci Barbaros Gemisinin Mağusa Limanında Bulunmasının  Hala Bir Fırsat Olduğunu Söylüyor”, Simerini gazetesi ise “Türkler Yine Kıbrıs MEB’ine Platform Getirmekle Tehdit Ediyor” başlıklarını kullandı.