AKEL'in Kıbrıs Sorunu Bürosu Sorumlusu ve aynı zamanda müzakere grubu üyesi Tumazos Çelepis, Kıbrıs sorununda, uzayan çıkmazın tehlikelere gebe olduğunu belirtirken müzakerelere dönülmesi gerektiğinden söz etti. 

Haravgi gazetesinde yer alan söyleşisinde Çelepis, Guterres belgesinin yanı sıra Kıbrıs sorunundaki görüşlerini ortaya koydu. 

Guterres çerçevesinin tek olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine, Çelepis, Guterres çerçevesinin tek olduğunu ve 30 Haziran’da sunulduğunu belirtti. 

Çelepis, bunun, konferans çerçevesinde BM Genel Sekreteri tarafından sözlü olarak dile getirildiğini, bunun Eide tarafından kaydedildiğini ve tüm taraflara verildiğini ifade etti. 

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in gerçekte ne söylediğine dair anlaşmazlıkların bulunduğunu belirten Çelepis, 4 Temmuz’daki gayri resmi belgede kaydedilenler konusunda izahatların yapıldığını, sonuç olarak çerçevenin, 30 Haziran’da sunulan, tek bir çerçeve olduğunu belirtti. 

Guterres çerçevesinin, Kıbrıs sorunundaki bir sonraki adımı teşkil edip etmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Çelepis, BM Genel Sekreteri Guterres’in, ileri bir adımın olabilmesi için, çok iyi bilinmekte olan, belirli önkoşullar ortaya koyduğunu, bunları 17 Eylül tarihli raporuna da eklediğini belirtti. 

BM Genel Sekreteri’nin, anlamı olan bir müzakere süreci istediğini dile getiren Çelepis, müzakerelerin, tüm bu zaman içerisinde sağlanan görüş birlikleri, Guterres çerçevesi, Uygulama Mekanizması- müzakerelerin son gecesinde sunulan gayri resmi belge- anlamını taşıyan Crans-Montana’da kaldığı yerden devam etmesini istediğini ifade etti. 

Çelepis, Guterres’in, müzakerenin, Crans-Montana’da yapıldığı şekliyle yapılmasını, bir diğer deyişle, iki masanın olmasını, ilk masada konferans şeklinde güvenlik, garantiler, asker konuları, ikinci masada ise iç konuların ele alınmasını kastettiğini belirtti. 

Bir başka soru üzerine Çelepis, Kıbrıs’taki liderlerden hiçbirinin, Genel Sekreter’in istediği şekille ilerlemeye hazır olduğu konusunda, Genel Sekreter’i ikna edemediğini söyledi ve sözlerinin devamında “Mustafa Akıncı’nın bilindik açıklaması gelene kadar” ifadesini kullandı.    

Çelepis, Akıncı’nın açıklamasının BM tarafından, Genel Sekreter’in tam önerdiği gibi, müzakere sürecinin devam etmesine ilişkin tek taraflı kabul şeklinde algılandığını belirtti.  

Yorumlar ve yanlış yorumların başladığı yerde, Guterres belgesinin tek mi iki mi olduğu şeklindeki soru üzerine Çelepis, Akıncı’nın 30 Haziran’daki belgeye atıfta bulunduğuna dair sansasyon yaratıldığını, (Çelepis’in) kendisinin de açıkladığı gibi belgenin tek olduğunu, aynı tarihe, BM Genel Sekreteri’nin raporunda ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in gerçekleştirdiği çeşitli girişimlerde de atıfta bulunulduğunu belirtti. 

Çelepis, Anastasiadis’in ilk baştaki reaksiyonunda Genel Sekreter’in istediği şekilde ilerlemeye niyetli olduğu konusunda net bir mesaj göndermediğini, Akıncı’nın ve Türkiye’nin görüşleri konusunda izahatlar talep ettiğini ifade etti. 

Bunun, tehlikelere gebe olduğunu çünkü BM Genel Sekreteri’nin ve genel olarak uluslararası toplumun elde ettiği izlenimin, AB’nin Türkiye’yle ilgili sonuç bildirgesi sonucundan da değerlendirilebileceği gibi, Anastasiadis’ten faklı olduğunu belirten Çelepis, bu unsurların, Türkiye’nin, Crans-Montana’da güvenlik ve garantiler konusunda iş birliği yaptığı düşüncesinde olduklarını söyledi. 

Çelepis, nihayetinde başarısızlığın nedeninin sadece Rum tarafına yükleneceği korkusuna sahip olduğunu ve en önemlisinin de müzakerelerin yeniden başlayamaması olduğunu ifade etti. 

Çelepis, Anastasiadis’in, Akıncı’nın açıklamasına paralel olarak, net bir açıklamasına gerek olduğunu belirtti. 

Çelepis, bir başka soru üzerine, şu anda ilerleme sağlayıp sağlayamayacaklarını görmek için BM Genel Sekreter temsilcisinin durumu netleştirmesini beklediklerini ayrıca Türkiye’deki seçimlerden önce olağanüstü bir gelişme beklenmemesi gerektiğini de ifade etti.

Çelepis, sözlerinin devamında ancak o zamana kadar da ellerinin bağlı oturmamaları gerektiğini söyledi.  

AKEL'in Kıbrıs Sorunu Bürosu Sorumlusu ve aynı zamanda müzakere grubu üyesi Tumazos Çelepis, bir başka soru üzerine “taksimin” çözüm olmadığının anlaşılması gerektiğini belirtti ve iki kesimli, iki toplumlu federal çözüm çerçevesi dışındaki çözümlerle flört edilmesinin, kararlılıkla derhal göğüslenmesi gerektiğini ifade etti.