Cenevre görüşmeleri ve konferansının, Rum tarafında Şubat 2018’de yapılacak başkanlık seçimleri açısından gösterge olduğu, bu kritik seyahatte kazananlar ve kaybedenler olduğu gibi, Rum siyasi partiler açısından sahnenin yeniden şekillendiği bildirildi.

Kathimerini’nin haberine göre Cenevre’nin geçmişte kalmasına rağmen Rum tarafındaki siyasi oyunun ufuk çizgisi olmaya devam ettiğini, Cenevre’deki tavır ve siyasi hareketlerin, 2018’deki başkanlık seçimleri açısından siyasi partiler için önemli olduğuna vurgu yaptı.

Cenevre’den karlı ve zararlı çıkanlar olduğuna dikkat çeken gazete Rum lider Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs Türk tarafınca harita sunulması ve Garantilerin ilk kez müzakere masasında görüşülmesini artı hanesine eklediğini, aynı zamanda AB’nin kendisine verdiği desteğin Anastasiadis’i uluslararası satranç tahtasına yerleştirdiğini yazdı.

Gazete Anastasiadis’in 2018 başkanlık seçimlerinde adaylığının kesin olduğuna ancak DİSİ’nin ötesinde müttefikler bulması gerektiğine dikkat çekti.

Gazete  “Merkez partiler” diye bilinenlerin partilerin Cenevre’den yaralı çıktığını çünkü KKTC’nin tanınacağı, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin bozulup, başkanının da erozyona uğrayacağı yönündeki uyarılarının gerçekleşmediğini yazdı. Bu partilerin Cenevre’de açılış resepsiyonuna katılıp katılmamama ve konferans sırasında yaptıkları açıklamalar ile  Cenevre’de gelişmekte olan uluslararası oyunda söz alma fırsatını kaybettiğini ekledi.

Habere göre Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas ise “merkez partiler”den resmen farklı davranarak Cenevre’de bulunmasını  hem temaslar yaparak hem de -özellikle AKEL’e- diğer partilerden farklı olduğu mesajını vererek değerlendirdi.  AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ılımlı ve uzlaştırıcı tavır sergilemeyi tercih etti ve bu tavrını partisi lehine değerlendirdi. Ancak Kiprianu’nun uzlaşısı, siyasi rakibi Anastasiadis’inkinden büyük bir siyasi zafere çevrilmedi. 
Kiprianu’nun her ne kadar seçimleri ikinci planda tutmaya ve önceliğinin Kıbrıs sorununun çözümü olduğunu göstermeye çalışmasına karşın, aday olabileceği ve uluslar arası sahnede muteber durabileceği kaydedilen haberde şu hareketleri hatırlatıldı:

“-İstanbul’da Davutoğlu ve Çavuşoğlu ile görüşmeleri, Mont Pelerin 2’nin çöküşünden ve Lefkoşa-Atina ilişkilerinde kriz söylemlerinden sonra Atina’ya giderek Çipras ve Kocas ile görüşmeleri, Mont Pelerin 1 sırasında Anastasiadis’i telefonla arayıp,  Akıncı’nın yüzde 30 toprak baskılarına boyun eğmesi halinde AKEL’in desteğini unutması gerektiği uyarısında bulunması, beşli konferans senaryosundan kaçınılması için Çin’i konferansa davet etmesi.”

Kiprianu’nun çoğu kez Kıbrıs sorununda görüşülenlerle ilgili yardımcı söz alıp kendi kırmızı çizgilerini aşmaması ile uluslararası sahnede kendi düzenleyici rolünü oynayabileceğini gösterdiğine dikkat çeken gazete Kiprianu dışında AKEL’in ikinci adamı diye nitelediği, “tezleri ile Kiprianu’dan ayrılan ve AKEL içerisindeki, çok daha dinamik bir strateji isteyen  katı tabanın desteğini alan Nikos Katsuridis’in de başkan adayları kadrosundan çıkartılamayacağını vurguladı.

Gazete AKEL liderliğinin başkanlık meselesiyle ilgili kartlarını kapalı tutmasının tek nedeninin 2018’den önce çözüme odaklanması olmadığını,  çıkabilecek parti içi tepkilerden de kaçmak istediğini belirterek “başkanlık bulmacasında, Yorgos Lillikas’ın desteklenmesi ihtimali de yalanlanmıyor.

Gerek tektik nedenlerle gerekse AKEL için ciddi bir alternatif öneri olması nedeniyle parti, Vatandaşlar İttifakı başkanına kapıyı açık bırakıyor.

Habere göre Kıbrıs sorununun çözümüne mi yoksa başkanlık seçimlerine mi gidileceği önümüzdeki  bekli olacak. AKEL de tavrını ona göre belirleyecek.