Dışişleri Bakanı Emine Çolak, Kıbrıs sorununda umut verici bir dönem içerisinde bulunulduğunu ve adadaki tüm vatandaşların, bunu muhafaza etmesi gerektiğini söyledi.

Haftalık Kathimerini gazetesine röportaj veren Çolak, her iki tarafın da maksimalist taleplerden uzaklaşması gerektiğini vurgularken, Rumların, bazı taleplerini yeniden gözden geçirmesini istedi ve garantilerin, çözümü geciktirmemesi gerektiği görüşünü ortaya koydu.

Habere göre Çolak, geçmişte müzakerelerin koptuğu dönemlerin yaşandığını, bugün ise, yoğunlaştırılmış müzakerelerin yapıldığını ve bunun oldukça önemli bir olay olduğunu vurguladı.

Bugün, odak noktasında çözüm perspektifinin bulunduğu bir süreçle karşı karşıya olunduğunu ifade eden Çolak, adadaki iki toplumda hakim olan intibanın da bu yönde olduğunu ve bu intibanın dinamitlenmemesi gerektiğini belirtti.

Mülkiyet konusuna da değinen Çolak, bu konunun oldukça hassas bir konu olduğunu ve adadaki iki kesimde de mallarını kaybetmiş kişiler bulunduğunu; ekonomik boyutu da bulunan bu konunun, hukuki açıdan insan haklarıyla da ilişkisi bulunduğunu kaydetti.

Çolak, geçmiş dönemde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından mülkiyetle ilgili bir dizi önemli karar verildiğini ve şahsi görüşünün, bu kararların çözümün zeminini oluşturabileceği yönünde olduğunu söyledi.

Bu yöntemle, vatandaşlara hitap edilebileceğini ve onlara “Bakınız, çılgınca şeyler istemeniz mümkün değildir, çünkü istekleriniz hukukla bağdaşmamaktadır” denilebileceğini belirten Çolak, hiçbir ayrım yapmadan her mal sahibinin hakkının garanti altına alınması gerektiğini vurguladı.

Her mal sahibinin hakkının garanti altına alınması gerektiği gibi, bugün bu malları kullananların haklarının da göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade eden Çolak, bu noktada dengeli bir çözüm bulunması gerektiğinin altını çizdi.

Çolak, tüm Rumların mülklerine geri döneceği umudunun realist bir umut olmadığını ve bu durumun, Kıbrıslı Türkler için de geçerli olduğunu belirtirken, Kıbrıslı Türklerin “Biz bu malları 1974’te aldık, bugün Rumların hiçbir hakkı yoktur” deme lüksünün bulunmadığını söyledi.

Kendisine, TC kökenli vatandaşlarla ilgili bir soru yöneltilen Çolak, insanlar arasında ayrımcılık yapılmaması gerektiğini; Kıbrıs’ta doğup da burayı vatan bilenlerin haklarının görmezden gelinemeyeceğini belirtti.

Çolak, doğal gaz konusunda ise, adadaki iki kesimin de bu konuda hassasiyetleri bulunduğunu; şahsen, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, bu zenginliğin Kıbrıslıların tümüne paylaştırıldığını görmeyi istediği yönünde mesaj verdiğine inandığını ve bu zenginliğin, gerginlik yaratmaması gerektiğini söyledi.

Gazeteye göre röportajında, Güney Kıbrıs’ın doğal gazla ilgili bazı ülkelerle oluşturduğu işbirliğine katılmayı çok istediğini de ifade eden Çolak, “Şayet Anastasiadis bir sonraki Kahire ziyaretine sizi de çağırırsa gider misiniz” sorusuna “koşarak giderim” yanıtını verdi.

Çolak, çözüm çerçevesinde Kıbrıslı Türklerin geçmişteki tecrübelerini ve Rumların korkularını göz önünde bulundurmak gerektiğini de kaydederek, Kıbrıslı Türklerin Türkiye’ye, İngiltere’ye veya Avrupa’ya güvendiklerinden daha fazla güvendiğini belirtti.

Habere göre Çolak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadaki varlığının kendisine güven verdiğini, bunu reddedemeyeceğini, ancak gerek Kıbrıslı Türklerin, gerekse Rumların haklarını koruyup, Türk askerinin adadan ayrılmasının yolunun açılması konusunda bir formül bulunup bulunamayacağı konusunun sorgulanması gerektiğini söyledi.

Şahsi görüşünün çözüm için yeterli olmadığını belirten Çolak, toplumun geriye kalanının da görüş birliği içerisinde olması gerektiğini belirterek, halkın bir kısmının Türk askerinden sembolik bir rakamın veya bir bölüğün adada kalmasını isteyebileceğini ifade etti.