BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, 2017 yılının ilk altı ayı içerisinde Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin olarak ihtiyatlı iyimser gözüktüğü belirtildi.

Eide, Kathimerini gazetesine verdiği röportajda, çözüme yakın olunduğu konusunda iyimser olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine, iki liderin sahip olduğu iyimserliğe, ne çok fazla ne de daha az, kendisinin de sahip olduğunu belirtti.

Eide, sözlerinin devamında “ben iyimser değilim, ancak Akıncı ve Anastasiadis açıklamalarında çözümün mümkün olduğunu dile getiriyor, ben de onlarla hem fikir oluyorum” ifadesini kullandı.

Kathimerini gazetesi, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, bu hafta New York’ta olacağını, 25 Eylül’de ise Ban’ın, liderlerle ortak görüşme yapacağını da anımsattı.

Çözümün, köşe yanında olmadığını, bu aşamaya gelinmesi halinde, gerek bir anlaşma sağlanması gerekse bunun uygulanmasına ilişkin olarak, gerçek sorunların mevcut olmayı sürdürdüğünü ifade eden Eide, sadece, çözümlenmesi mümkün olmayan bir konunun söz konusu olduğunu görmediklerini belirtti.

Eide sözlerinin devamında, herkesin dönüşümlü başkanlık, toprak v.b gibi konularda anlaşmaya vardığı anlamına da gelmediğini, farklılıkların aşılması için olanağın olduğunu gördüğünü, bu manada, farklılıklara köprü kuracak anlaşmanın olmasının mümkün olduğuna inandığını ifade etti.

2017 yılının ilk altı ayında (çözümün) mümkün olup olmadığı şeklindeki bir soru üzerine Eide, bunun iddialı ancak mümkün olduğunu söyledi.

Bunun diplomatik bir yanıt olduğunun söylenmesi üzerine Eide, çok ve ağır  bir çalışmanın yapıldığını, daha iyi bir aşamada olunduğuna dair hissiyatın bulunduğunu kast ettiğini belirtti.  

Eide, bir dağa tırmandıklarını, bir platoya vardıklarını, buradan, ya çözüme yönelik devam edeceklerini ya da inişe geçeceklerini ifade etti.

Eide “geride dört büyük konunun kaldığı noktaya varıyorsunuz.Ancak bu sadece 4 konu, 400 değil. Bu 4 konuyu 365 gün görüşemezsiniz. Bu son konuyu veya bir başkasını çözüp çözemeyeceğinizi sorduğunuz bir noktaya gelebiliyorsunuz ya da başka konuyu ileriye götüremeyeceğiniz sonucunu çıkaracağınız noktaya geliyorsunuz. İkinci bir seçeneğe varılması durumunda, bugünkü durumla benzer bir durumu yeniden bulmak için çok zaman geçeceğine inanmaktayım. Bu çeşit zaman takvimleri söz konusu değil, bu bir gerçektir”  ifadesini de kullandı. 

Bu son fırsat mı şeklindeki soru üzerine Eide, kendisinin, bunun son fırsat olduğunu söylemek istemediğini,bunun geçmişte, Annan Planı’nın ardından söylendiğini ve yanlış olduğunun kanıtlandığını belirtti.

Eide, o zaman, bir çoğunun bunun yeniden yapılacağına inanmadığını ancak bugün belki de çözüme çok yakın olunduğunu söyledi. Üçüncü kişi olarak kendisinin, bunun son fırsat olduğunu söylemediğini belirten Eide, ancak Ada’da, daha iyi bir aşamada tekrar bulunamayacağı ihtimaline yatırım yaptığını ifade etti.

Eide, dönüşümlü başkanlıkla ilgili bir soru üzerine, bir ilke anlaşmasının uzun zamandan beridir olmasının paradoks olduğunu, ancak anlaşmanın pratiğe dönüştürülmesinin ise gelişim halindeki bir çalışma olduğunu söyledi.

Eide, başkanlığın bir mesele olduğunu herkesin bildiğini ancak çözüm bulunacağını, doğal olarak büyük bir konu olsa bile, anlaşmayı bloke eden engelin bu konu olmayacağını belirtti. Eide, açıklamasında ayrıca, yönetim başlığı altındaki yargı, yasama organları  v.b gibi konularda görüş birliklerinin bulunduğunu ancak büyük öneme sahip bir konunun ise askıda bulunduğunu ifade etti.

Atina’da bir araya geldiği Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın tavrının sorulması üzerine Eide, her şeyin yapıldığına dair olumlu bir yaklaşımın bulunduğundan bahsederek, Yunanistan’ın, doğal olarak kabul edeceği koşullarla bir çözümü istediğini söyledi.

Yunanistan’ın, kendisine ait oynaması gereken bir role sahip olduğunu, bundan kaçamayacağını zira Türkiye ve İngiltere gibi anlaşmalar imzaladığını belirten Eide, tüm garantör ülkelerin müdahil olması gerektiğini söyledi.

Eide, katkı sağlayacak fikirleri yapıcı bir şekilde görüştüklerini ve (garantör ülkelerin) kendi aralarında, resmi bir zirvede değil ama, görüşme yapmaları için onları cesaretlendirdiğini de ifade etti.

Üçüncü bir ülkenin, AB üyesi bir ülkeye müdahalede bulunma hakkına sahip olmasının garip olup olmadığı şeklindeki soru üzerine Eide, bunun, Kıbrıs’ın 1960 yılında bağımsız olduğu yöntemin ve bunu takip eden olayların ürünü olan, özel durum olduğunu belirtti.

Eide, “2016 yılındayız, garantiler de var, iyi veya kötü var” ifadesini de kullandı.

Kıbrıs Rum tarafının garantileri çağdışı olarak addetmesinin anımsatılması üzerine Eide, bunun, çağdışı olduğunu ancak orada bulunduğunu, herkesin paylaştığı amacın, her iki toplum için güven hissiyatını yaratmak olduğunu söyledi.

Eide,her toplumun endişelerinin bulunduğunu; Kıbrıs Rumların, “işgal, istila” ve Türk askerinin varlığını hatırladığını, Kıbrıslı Türklerin  esas endişesinin ise 1960 yıllarının kötü tecrübesi olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin, çözüme katkı koymaya ne kadar hazır olduğu şeklindeki bir soru üzerine ise Eide, Kıbrıs’taki bir çözümün, Yunanistan ve Türkiye ilişkilerini de iyileştireceğini ayrıca Doğu Akdeniz’de bulunan hidrokarbon yataklarının değerlendirilmesi için daha iyi perspektifler yaratacağını vurguladı.

Eide, Türkiye’de Temmuz ayında darbe girişiminin yaşandığı sırada, Kıbrıs sorununda her şeyin alaşağı olacağına dair endişeye kapıldığını, diğer yandan bu maceranın, Türkiye’de ve Kıbrıs’ta birçok kişiyi, zamanın öneme sahip olduğu ve Kıbrıs sorunun en kısa zamanda çözümlenmesi gerektiğini düşünmeye sevk ettiğini de söyledi.