BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Ada’ya gerçekleştirdiği ilk ziyaretinde tarafları dinlediğine ancak hiçbir şey söylemediğine işaret eden Rum basını, “Ada’dan ayrılan Eide’nin, ufukta, Kıbrıs sorununun çözüm prosedüründe başarı görünmediğinden, Kıbrıs’a tam olarak ne yapmaya geldiğinin anlaşılamadığını” yazdı.

Simerini “Espen Barth Eide İki Tarafı Dinledi Ama Hiçbir Şey Söylemedi... İlk Tat” başlıklı haberinde Eide’nin olumlu karşılandığına işaret etti ancak “Buna karşın, ufukta çözüm prosedüründe başarı görünmediğinden Ada’ya tam olarak ne yapmaya geldiği sorusu duruyor” ifadesini kullandı.

Her iki tarafça da olumlu karşılandığından Eide’nin ilk 24 saatini kolay geçirdiğini, ilk günden itibaren selefi Aleksander Downer’dan mesafeli durmaya özen gösterdiğini yazan gazete Aleksander Downer’ın burada “öfkelendiren” olduğunu bildiğinden, tamamen farklı bir yüz göstermesinin şart olduğuna ve özellikle basına dostane yaklaştığına dikkat çekti, özetle şunları yazdı:

“Kapalı kapılar arkasında ise konuşup yapmadan önce dinleyip öğrenmek niyetinde bir insan görüntüsü verdi.  Gösterdiği ılımlılık, Rum (müzakere) grubunun, ‘patlayıcı durumun içinden nasıl çıkacak’ sorusunu sormasına neden oldu.

Eide’nin Kıbrıs’a ilk ziyareti, ilk tanışma dışında başka hiçbir şey getirmedi. Gazetemizin Rum müzakere grubundan kaynaklarının söylediğine göre kendisi de durgun prosedüre dinamik katmak istediğini ancak bu zor işi nasıl başaracağını kestiremediğini söyledi.

Müdahiller ile yaptığı görüşmelerde köprü kurucu rolü oynamak arzusunu belirtti ancak üzerine köprü kurması gerekecek kararın ne kadar büyük olduğunu anlayıp anlamadığı henüz net değil. Kıbrıs Rum tarafından kaynaklar gazetemize ‘sonuç çıkarmak için henüz erken’ dediler ancak savunma ve strateji konularında bilgili olduğundan Kıbrıs’ın stratejik konumuna verdiği önemin çok olumlu olduğuna işaret ettiler.

“EİDE’NİN TAM OLARAK NE YAPMAYA GELDİĞİ SORUSU ORTADA DURUYOR”

Eide’nin her iki tarafça da olumlu kabul edilmiş olmasına karşın, Kıbrıs’a tam olarak ne yapmaya geldiği sorusu ortada duruyor çünkü şu anda ufukta, prosedürle ilgili herhangi bir başarı görünmüyor. Helen tarafında bütün gözler ekonomiye ve krizin etkilerine çevrilmiş durumda. Kıbrıs sorunu tarihinde ilk kez bu kadar uzun süre ikinci sıraya düştü.  Türk tarafında Tayyip Erdoğan’ın bu aşamada Kıbrıs’la doğrudan ilgilenip ilgilenmeyeceği henüz netleşmedi.

Özel Danışman bile ilk açıklamalarında ‘müzakereler belki de, Ortak Açıklama yapıldığında beklendiği gibi ilerlemedi, sanırım ben de bu yüzden buradayım’ dedi.  Belki de söz konusu metni (Ortak Açıklama) çeşitli müdahiller tarafından ne kadar geniş ölçekte yorumlandığını tam anlamadığından bunu söyledi.

Eide’nin Ada’da yaptığı temaslar, 17 Eylül’de planlanan ve müzakerelerin üçüncü aşamaya geçmesini engelleyen çıkmazın kaldırılma yönteminin bulunacağı farz edilen yeni Eroğlu-Anastasiadis görüşmesiyle doğrudan alakalıdır.

Edindiğimiz bilgiler, (Eide’nin ziyaretinin) son 24 saatindeki görüşmeler de sonuç vermedi çünkü iki taraf önceki tezlerinde ısrar ediyor. Helen tarafı al-ver için net bir zemin olması için görüş birlikleri/görüş ayrılıklarının not edilmesi gerektiğine, Kıbrıs Türk tarafı da müzakerelerin ara prosedür olmadan ilerlemesine yetecek kadar kaydedilmiş veri olduğuna inanıyor.”

“KIBRIS TÜRK TARAFININ MÜZAKERELERİN DEVAMI KONUSUNDAKİ NİYETİ ORTAYA ÇIKACAK”

Alithia “Liderler Yemeği Belirleyici Önemde” başlıklı haberinde ¬Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da KKTC’yi ziyaret edeceğine dikkat çekerek, Davutoğlu’nun ziyaret tarihinin, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Eide ile akşam yemeği yiyeceği aynı tarih, 16 Eylül olduğuna vurgu yaptı.

Gazete edindiği bilgilere dayanarak 16 Eylül akşamı Eide’nin eşliğinde düzenlenecek liderler yemeğinin belirleyici öneme sahip olacağını, “Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerin devamı konusundaki niyetinin bu yemekte anlaşılacağını” iddia etti.