Rum yönetiminin, “Guterres Çerçevesi’nin bütün taraflarca kabul edildiğinin doğrulanması halinde, müzakerelerin Temmuz 2017’de kaldığı yerden devam etmesi için Crans-Montana tipi yeni bir prosedüre, başka şart koşmadan derhal katılmaya hazır olduğu” öne sürüldü.

Alithia haberi “Yeni ‘Crans-Montana’ İçin Full… Lute Guterres Çerçevesi’nin Bütün Taraflarca Kabul Edildiğini Teyit Eder Etmez, Yol Ardına Kadar Açılır… Anahtar BM Genel Sekreteri’nin Danışmanının Bölgeye Gelmesi… En Muhtemel Senaryo, Yeni Bir Konferansın Eylül’de New York’ta Olması” başlık ve spotlarıyla manşete çekti.

Gazete, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in, Guterres Çerçevesi’nin bütün taraflarca kabul edildiğinin Genel Sekreter’in yeni geçici özel danışmanı tarafından teyit edilmesi halinde Rum yönetiminin Crans-Montana tipi yeni bir prosedüre, başka şart koşmadan derhal başlamaya hazır olduğu mesajını verdiğini yazdı.

Gazeteye göre Hristodulidis bu şekilde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ilgili açıklamasının ardından Rum tarafının tavır ve pozisyonunu da tamamen ortaya koymuş oldu, “böyle bir durumda, iç yönlerinde açık kalan konularda Kıbrıs’ta (uluslararası konferans öncesinde) müzakere yapılmasının söz konusu olmadığını” da söyledi.

BM’den böyle bir atama yapılmadığına dair resmi açıklamaya rağmen Güney Kıbrıs’ta gerek yetkililer gerekse basında yer alan ifadelerde Jane Holl Lute’ye “Genel Sekreter’in geçici Özel Danışmanı” sıfatıyla yer veriliyor.

Guterres Çerçevesi’ne bütün tarafların olurunun sağlanmasında yükün, “Genel Sekreter’in geçici Özel Danışmanı Lute’ye düştüğünü” yazan gazete, Rum yönetiminin, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın olumlu açıklamasının yarattığı zamanlamanın kaçırılmaması için diplomatik çaba harcadığını belirtti.

Gazete Türkiye’deki 24 Haziran seçimleri nedeniyle Lute’nin misyonunun tamamen hazırlık niteliğinde olacağının anlaşıldığını belirtti ve en muhtemel senaryoda, Kıbrıs sorununda herhangi yeni bir özlü çabanın, BM’nin yıllık Genel Kurul çalışmaları için bütün müdahil taraf liderlerinin New York’ta olacağı eylül ayına tarihlendiğini yazdı.

Haberi iç sayfasında detaylandıran gazeteye göre Hristodulidis dün gerek RİK gerek Alfa radyosuna yaptığı açıklamada, yeni bir konferans konusunda tezlerini Genel Sekreter’e hem yazılı hem sözlü ilettiklerini belirterek “Büyük resmi, Crans-Montana’da kaldığımız yerden yeniden başlama perspektiflerinin nasıl oluşacağını görmemiz lazım” dedi.

Rum tarafının, önce iç yönlerin görüşülmesi gerektiği tezini ise “Bunu, daha önceki güne kadar Türk veya Kıbrıs Türk taraflarından Guterres Çerçevesi’nin kabulü konusunda tutum olmadığı için söyledik. Genel Sekreter’in temsilcisinin gelmesi ve her şeyi açıklığa kavuşturması altın fırsat” diyerek izah etti.

HRİSTODULİDİS: “ÇERÇEVEYİ BAŞTAN KABUL ETTİK, ETMEYEN TÜRKİYE”

Gazete, Rum tarafının Akıncı’yı, çerçeveyi kabul ettiğini pratikte göstermeye, Türkiye’yi de kabul ettiğini ve Kıbrıs’ta federasyon çözümünü desteklediğini net şekilde ortaya koymaya çağırma “agresif” hareketinin, hareket inisiyatifini yeniden ele alma maksadını taşıdığını yazdı, Hristodulidis’in şu sözlerini aktardı:

“Biz pozisyonumuzu daha baştan netleştirdik. Açıkça, Çerçeve’yi kabul ettik. Kabul etmeyen Türkiye’dir. 6-7 Temmuz’daki yemekte çerçeveden kaçan ve sonuca ulaşılmamasına neden olan Türkiye’dir. Bunu istiyoruz. Baştan beri çerçeveyi tek kabul eden biziz. Çerçeveyi kutlayan biziz çünkü müzakerelerin yapıldığı 1976’dan beri ilk kez öze, Güvenlik ve Garantiler başlığına vurgu yapıyor.”

Gazete Hristodulidis’in, Lute’nin tam olarak ne zaman Ada’ya geleceği konusunda ise “Bizdeki bilgi –kesin değil, bilgi-  Türkiye’nin, seçimlerden sonra olmasını istediği yolundadır. Biz bu yaklaşıma itiraz ediyoruz” dediğini kaydetti.

AKEL ile Rum yönetiminin, Crans Montana’da gelinen sonuç ve Kıbrıs sorununda bundan sonra olacaklara dair bir süredir devam ettiği karşılıklı suçlamaların tonunu düşürmekte olduğuna işaret eden gazete, dün her iki tarafın da yeni bir zıtlaşmadan kaçındığını, Anastasiadis-Theoharus görüşmesinin ardından basının karşısına çıkan Sözcü Prodromu’nun, AKEL’in Kıbrıs sorunundaki icraatlarla ilgili eleştirilerini yorumlamak istemediğini belirtti.

PRODROMU: “SÖYLEMEMİZ GEREKENİ SÖYLEDİK, YAPMAMIZ GEREKENİ YAPTIK”

Habere göre Rum Sözcü Prodromos Prodromu, “Biz söylememiz gerekeni söyledik, BM konusunda yapmamız gereken neyse yaptık. Kıbrıs Rum tarafı, danışman konusunda BM’ye olumlu cevap verdi ve bekliyoruz” dedi.

AKEL de yeni suçlamada bulunmayıp Anastasiadis’i “Genel Sekreter’in istediklerini (prosedürün kaldığı yerden devam etmesi, 6 ana konunun stratejik karşılıklı anlayışa varılması hedefiyle paket olarak müzakere edilmesi ve bu başarılırsa, geriye kalan konuların görüşülmesi) kabul etmeye çağırdı.

AKEL (Anastasiadis’in) “yapması gereken, Genel Sekreter’in istediği şekilde ilerlemeye niyetli olduğuna dair basit ve net bir açıklamadır” vurgusunu yaptığı açıklamasında şu görüşü ortaya koydu:

“Geriye kalan bütün konular müzakere masasında netleştirilecek. Keza çerçeveyi yorumlamada en yetkili kişi sunandır, Sayın Guterres’tir. Garantilerin ve müdahale hakkının ilk günden kaldırılması ve işgal askerlerinin süratle ayrılması da dahil konferansta kesin olarak talep ettiklerini isteyeceğinden hiç kuşkumuz yok.”

Fileleftheros haberi “Hareketler Seçimlerden Sonra… Türkiye 24 Haziran’dan Önce Kıbrıs’ta Faaliyet İstemiyor… Lute’un Atanmasını Onaylanmasıyla Bağlantısı Göz Ardı Edilmiyor” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Gazete Türkiye’nin, 24 Haziran seçimlerinden önce Kıbrıs’ta herhangi bir hareket istemediğini, bu nedenle de Jane Holl Lute’nin hem atanması hem de Genel Sekreter’in özel danışmanlığına atanması konusunun havada kaldığını savundu.

Rum yönetiminin, tarafların gerçek niyetlerinin ortaya çıkması ve netleşmesi için BM’nin (Lute’yi atama, görevlendirme) hareketinin çok daha erken olması yönünde baskı yaptığına dikkat çeken gazete, Hristodulidis’in, “Rum yönetiminin, yeni Kıbrıs Danışmanı’nın atanmasıyla ilgili tutumu ilk sorulduğunda olumlu cevap verdiği” Sözcü Prodromu’nun da “söylememiz gerekeni söyledik, yapmamız gerekeni yaptık” açıklamasına işaret etti.

Gazete başka bir haberinde Hristodulidis’in Crans-Montana’da cereyan edenler ve Guterres Çerçevesi ile ilgili iddialarını da aktardı.

Habere göre Hristodulidis “Guterres Çerçevesi bir tanedir ve son şeklini 4 Temmuz’da almıştır” dedi, şöyle devam etti:

“Başkan Anastasiadis’in, 5 ve 6 Temmuz’da sunduğu somut önerileri hazırlamak için Sayın Akıncı ile görüşmenin iptalini istemesinin nedeni tam da budur. O tarihlerde olanlar bu yüzdendi çünkü ilk kez, birincil hedefimiz olan, Kıbrıs sorununun özü, yani garantilerin kaldırılmasına vurgu da yapılan bu çerçeve netleşmişti.

30 Haziran’da BM Genel Sekreteri, çerçeveye sözlü atıfta bulundu. Crans-Montana’da bütün taraflar ile temas etmişti. Gece, ‘bütün ilgili taraflarla görüşmelerimi dikkate alarak bu 6 noktada, karşılıklı anlayış, anlaşma olabilirse, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne götüreceğini düşünüyorum. Başka açık konular da var ama suçlu sıcak konular’ dediği bir görüşme yapmıştı.

Ertesi günden itibaren görüşmeler başladı. Eide’nin Guterres Çerçevesi hakkında söyledikleri konusunda iki tarafın farklı görüşleri vardı. Sayın Eide, üç gün görüşmeden sonra, 3 Temmuz gecesi BM Genel Sekreteri ile telefonda görüştü ve 4 Temmuz sabahı bize, Guterres Çerçevesi’nin hangisi olduğunu netleştirdi. Ancak bunlar tarih.”

THEOHARUS: “MÜZAKERELER YAPILACAKSA, BUGÜNE KADARKİNDEN FARKLI BİR ZEMİNDE YAPILMALI”

Aynı gazete Anastasiadis’in 16 Nisan görüşmesinde konuşulanları bildirmek için Rum siyasi parti başkanlarıyla başlattığı görüşme turunu dün Dayanışma Hareketi Başkanı Eleni Theoharus’la görüşerek tamamladığını yazdı.

Habere göre Theoharus görüşme sonrasında yaptığı açıklamada “Yapılacaksa müzakerelerin bugüne kadar yapılandan tamamen farklı bir zeminde yapılması gerektiğine inancımız değişmedi. Şu anda Kıbrıs’ı tehdit eden zorlukları, Kıbrıs’ın karşı karşıya bulunduğu sorunları teslim ediyor ve bunların Başkan Anastasiadis tarafından en iyi şekilde göğüsleneceğini umuyoruz” dedi. Theoharus, Crans-Montana’ya itirazlarını ortaya koyduklarını da vurguladı.

Haravgi “Hükümet Söyledi, Yaptı ve Bekliyor… AKEL Başkan’dan BM Genel Sekreteri’nin İstediklerine Cevap Vermesini Talep Ediyor” başlığını attı.