Fileleftheros gazetesinde yayınlanan bir yorumda, Kıbrıs sorununun, Türkiye istemediği için çözülmediği iddia edildi. Türkiye’nin Kıbrıs’ta zamana oynadığının savunulduğu yazıda özetle şu ifadeler yer aldı:

“Neden Kıbrıs sorunu 43 yıldır zaman zaman gerçekleşen uzun soluklu ve sonu olmayan görüşmeler kapsamında çözülmedi?  Verilebilecek ve geçerli olan ilk yanıt Türkiye’nin istememesinden dolayı Kıbrıs sorununun çözülmediğidir. 

 Ankara yıllardır işgal verilerini sabitleştirerek ve birbiri ardına gelen müzakere süreçlerinden çıkar sağlayarak oldubittileri dayatmaya çalışıyor. Bu oldubittiler, zaman ittifakıyla birlikte Kıbrıs’ta ‘çözüm’ olarak dayatılmaya çalışılıyor. 

Bir zamanlar, Türk istilasının ardından ilk yıllarda Rauf Denktaş işgal bölgelerinde Amerikalı milletvekilleriyle yaptığı görüşme sırasında onlara katalizör yorum olarak şunları söylemişti:

‘Bana zaman verin, iki üç kuşak geçsin Kıbrıs sorunu tek başına çözülecektir’. Denktaş’ın söylemek istediği şey; çözümün, yıllar içerisinde ve işgal verilerinin sabitleşmesiyle ve müzakereler alanında ve diğer alanlarda yapılan eylemler kapsamında sağlanabileceğidir. 

“Yöntemi değiştirelim”

O zamandan itibaren Türk tarafının planının bu olduğu ve bunun bugün de izlenmeye devam ettiği görülüyor. Helen tarafının kazanç getirmeyen bir süreçte diretmesinin yeniden görüşülmesi gerekecektir. Gerçekten de her şey sonuç tarafından belirleniyor. Evet, bir yandan çıkmazdan Kıbrıs Rum tarafı sorumlu değildir ancak bunun arkasında sağlam kalamayacağımız açıktır.  İşgal verilerini önlemeyi başarmamızın ve Kıbrıs sorununda bir anlaşma sağlamamızın büyük önemi vardır. İzlenilen uygulamalar temelinde bu sağlanamadı. Diğer eylemleri ve yöntemleri incelememiz kötü müdür?  Bizce, alışılagelmişin dışında başka siyasi faaliyetlerin görüşülmesi tabu olarak nitelendirilemez.  

Türklerin istila ve devamında Ada’da yasa dışı ve suç niteliğindeki varlıklarını sabitleştirmek için izledikleri taktikle şekillenmiş olan işgal verilerinin önlenebileceğini düşünüyoruz.  Ve bu, işgal verilerinin ve Ada’daki Türk varlığının yasallaşması ile olamaz.  Bu verilerin ortadan kaldırılmasıyla ve Türk planlarının önlenmesiyle olabilir. Bu çabada müttefiklerimiz Kıbrıslı Türkler de olabilir, yeter ki yabancıların varlığından ve müdahalelerinden kurtulmuş özgür bir vatan istesinler.”