Kathimerini gazetesi “Eylül Ayında Çoklu Konferans Olanaksız” başlıklı haberinde, BM Genel Sekreteri Ban’ın yakın çalışma arkadaşlarıyla konuşan batılı bir diplomatik kaynağa dayanarak, Ban’ın Kıbrıs sorunundaki gelişmelerden cesaretlenmesine ve liderlerin çözüme yönelik bağlılıklarına karşın, tehlikeli çıkmazlara yol açacak yapay beklentiler yaratarak hiçbir durumda gelişmeleri hızlandırmayı arzulamadığını yazdı.

Ban’ın, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin de paylaştığı görülen esas düşüncesine göre, Kıbrıs sorunundaki gerçek müzakere, özün görüşülmesine başlanacağı 29 Haziran’da başlayacak. Ban’ın, liderlerin en iyi niyetiyle bile temel konulardaki farklılıkların aşılmasının çok daha fazla zamana gereksinimi olacağını düşündüğünü yazan gazete, yine diplomatik kaynağa dayanarak çoklu konferansın, al-ver süreciyle birbirinden ayrılmaz olduğunu, bunun da, iki taraf arasındaki anlaşmazlıkların çok fazla azaltılmasını ön koşula bağladığını belirtti.

Gazete bu konulara Türkiye’de henüz hükümetin kurulmamış olması ve Yunanistan’daki iflastan kaçınılmasıyla ilgili gelişmelerin de ekleneceğini yazdı.

Gazete haberinde ayrıca çoklu bir konferansta, garantör ülkelerin kritik bir rol oynayacağını, zira konferans kapsamında garantiler meselesi ile askerlerin varlığının ortaya konulacağını belirtirken Türkiye’nin garantiler konusundaki tavrının iyimserlik doğurmadığını, Türkiye’nin tavrını değiştirmesi için de, şimdilik temaslara hazır olmayan uluslararası başrol oyuncularının müdahalelerinin isteneceğini savundu.

“AKINCI FEDERASYON VE GÜÇLÜ MERKEZİ YÖNETİM ÖNERDİ”

Kathimerini gazetesi “Akıncı federasyon ve güçlü merkezi yönetim önerdi” alt başlıklı haberinde ise Kıbrıs Türk tarafının müzakere masasına sunduğu ve 3.Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun çizgisinin aksine, federasyon ve güçlü bir merkezi yönetimi hedefleyen görüşlerinin, Kıbrıs Rum müzakere grubunda şaşkınlık yarattığını yazdı.

Gazete elde ettiği bilgilere dayanarak, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın da dile getirdiği “yeni Kıbrıs Türk düzeninin” Kıbrıslı Türklerin merkezi hükümete güçlü katılımını ve karışmasını ve iki toplum tarafından, Kıbrıs devlet işlerinin birlikte idare edilmesi bilincinin geliştirilmesini arzuladığını savundu.

Gazete haberinde ayrıca gerek mülkiyet, toprak konusuna ilişkin kriterler, güç paylaşımı; gerekse Kıbrıs sorununu ngeriye kalan tüm başlıklarında iki tarafın tezlerinin değerlendirilmesi çerçevesinde, Kıbrıs Türk tarafının tezlerinin, güçlü bir merkezi yönetimle, federal yönetim sisteminde iki kurucu devletin işbirliği felsefesinden ilham aldığını yazdı.

Gazete Cumhurbaşkanı Akıncı’nın müzakerelere yerleştirdiği yeni yaklaşımın, Kıbrıs Türk tarafının müzakerecisi Özdil Nami tarafından, dönüşümlü başkanlık ve ağırlıklı oya ilişkin Talat-Hristofyas görüş birliğini yinelediğini ve nedenlere dayandırdığını ayrıca Kıbrıs Rum tarafının önerdiği bir başka yönetme şeklini görüşmeyi ise reddettiğini belirtti.

Habere göre müzakerelerde, iki devlete dayalı çözüm ve gevşek federasyona ilişkin Eroğlu’ndan farklı olarak, Mustafa Akıncı’nın, Kıbrıs Rum tarafını önceliklerini gözden geçirmeye zorladığı belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Brüksel’e gidecek olmasına da değinen gazete, Akıncı’nın Brüksel’de AB’nin Kıbrıs sorununun çözümüne etkin müdahil olması konusunu da muhtemelen ele alacağını yazdı.

“AMAÇ KATI İKİ BÖLGELİLİK”

Fileleftheros gazetesi “Amaç katı iki bölgelilik” başlıklı haberinde, iki müzakere grubu düzeyinde, gelişim halindeki müzakerelerde Türk tezlerinin “katı iki bölgelilik” mantığında hareket ettiğini yazdı.

Yönetim, toprak ve mülkiyet gibi tüm başlıkların görüşmelerden geçtiğini yazan gazete elde ettiği bilgilere dayanarak Türk tarafının geçmişe oranla sunduğu değişikliklerin çok önemli olmadığını belirtti.

Kıbrıslı Türk müzakereci Özdil Nami tarafından geliştirilen yaklaşımlarından, temel amacın, “kurucu devletlerin sahip olacağı güçlü yetkiler (güçler) ve merkezi hükümetle gevşek ilişki” olduğunu belirten gazete, iyi haber alan kaynaklara dayanarak Kıbrıs Türk tarafının, kurucu devletlerin, sınırları içerisinde egemenlik ve yetkilerini icra etmesi düşüncesinde olduğunu yazdı.

Gazete Kıbrıslı Türklerin federal bir kuruma katılımı 60-40 (70-30 kesinlikle kabul etmiyor) oranında, bazı karar alma organlarında ise 50-50 oranını talep ettiğini savundu.

“ANLAŞMANIN SİYAH TÜKENMEZ KALEMİ”

Simerini gazetesi “Anlaşmanın siyah tükenmez kalemi” başlığıyla verdiği haberinde, Kıbrıs sorununa ilişkin müzakerelere masasında Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum uzlaşı noktalarının siyah renkte yazılacağını belirtti.

Gazete Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıslı Türk müzakereci Özdil Nami ve Rum müzakereci Andreas Mavroyannis ile birlikte, Kıbrıs sorunundaki 6 başlık ve toplam 40 belgedeki anlaşmazlıkları siyah renkte temize çekmeye çaba sarf edeceğini yazdı.

Gazete müzakerelere değinerek ilk kez çapraz müzakere yapıldığını, geçmişteki tüm müzakerelerde iki taraf arasında başlık başlık yapıldığını belirtti.

Gazete haberinde ayrıca, müzakerelerde ilk kez iki liderin ortak bir metin üzerinde müzakere ettiğine de dikkati çekti.

Her iki taraftaki kaynaklarla konuştuğunu yazan gazete, söz konusu kaynakların, bu yöntemle, al-ver sürecine daha kolay ulaşılabileceği görüşünü ortaya koyduklarını yazdı.

Bu sürecin başlaması için yeteri kadar zamana ihtiyaç duyulduğunu da yazan gazete, bunun olabilmesi için her iki tarafın, özlü konularda daha yakın gelmesi gerektiğini de belirtti.

Habere göre bir hükümet kaynağı al-ver sürecinin yapılabilmesi için özlü konulardaki mesafenin az olması gerektiğini ifade etti.

Çapraz görüşmelerin yönetim, mülkiyet ve toprak boyutları ile başladığını, toprak konusunda “zoom” yapıldığını yazan gazete, yine elde ettiği bilgilere dayanarak Kıbrıs Rum tarafı için iade edilecek alanın değil, bugün göçmen olan birçok Kıbrıslı Rum’un kaldığı bölgeler ve köyler olduğunu belirtti.

Habere göre yüksek düzeydeki bir hükümet kaynağı çok az Kıbrıslı Rum’un kaldığı büyük alandan çok, 10 bin Kıbrıslı Rum göçmenin kaldığı 5 köyün iade edilmesinin tercih edildiğini ifade etti.

Gazete Kıbrıs Türk tarafının yönetim başlığında, dönüşümlü başkanlık, ağırlıklı oy konularında ısrar ettiğini belirtti.

Mülkiyet konusunda ise Kıbrıs Türk tarafının, Rum tarafının aksine, ilk sözün hak sahibinde değil, bugünkü kullanıcıda olmasını istediği belirtildi.

UNFICYP RAPORU

Kathimerini gazetesi, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un, BM Barış Gücü UNFICYP’in görev süresinin uzatılmasına ilişkin raporunun, Temmuz ayının ilk haftasında Güvenlik Konseyi üyelerine verilmesinin beklendiğini yazdı.

Habere göre Rum diplomasisi, Kıbrıslı Türklerin izolasyonlarına ilişkin geçmişteki olumsuz ifadelerin düzeltilmesinin garanti altına alınması ve kayıplar konusunda önemli iyileştirmelerin yapılması amacıyla temaslarda bulunuyor.

Gazete BM Genel Sekreterliği’nin ise müzakerelerdeki olumsuz ortamı bozacak herhangi bir şeyin yapılmayacağı teminatında bulunduğunu belirtti.