Simerini gazetesinde yer alan demecinde, konuyla ilgili olarak “tehlike çanlarını çalan” Fotiu, kayıpların akıbeti konusunda güvenilir bilgiler olmadan, kazı programının çıkmaza sürükleneceğini söyledi.

Kıbrıs içinde veya dışında, kayıplar konusunda bilgiye sahip olanların, işbirliğinde bulunması ve sürece yardımcı olması gerektiğini dile getiren Fotiu, Türkiye’nin, kayıp kemiklerinin bir yerden başka bir yere taşınması ve askeri bölgelerle ilgili sorumluluklarının ise büyük olduğunu iddia etti.

Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından şu anda gerçekleştirilmekte kazıların başarı olasılığının yüzde 10 olduğunu dile getiren ve durumun son derece endişe verici olduğunu ifade eden Fotiu, bu duruma çare bulunması için önlemler alınması gerektiğini söyledi.

Olaylara şahit olanlardan gelen bilgilerin tükenmekte olduğunun görüldüğünü belirten Fotiu, çabaların, kazı yerleri ve kayıpların akıbeti konusunda güvenirli bilgilere sahip Kıbrıs dışındaki başka kaynaklara odaklanması gerektiğini ifade etti.

Burada bariz olarak Türkiye’nin sorumlulukları ve yükümlülüklerine atıfta bulunduğunu söyleyen Fotiu, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un iki toplum liderine yönelik mektubunda yer alan çağrının bir gösterge niteliğinde olduğunu anımsattı.

Gazeteye verdiği demeçte, Kıbrıslı Rum kayıplara ait KKTC’deki birçok gömü yerine kasıtlı olarak müdahale edildiği ve kemiklerin bilinmeyen yerlere taşındığına dair bilindik iddiasını da yineleyen Fotiu, gömü yerleri ve kayıpların akıbetine ilişkin arşivlerinde var olan tüm bilgileri ortaya koyması için Türkiye’nin ikna edilmesi gerektiğini savundu.

Rum kesiminin başlıca hedefinin, askeri bölgeler içerisindeki ve dışındaki kazılarda, kalıntıların tespiti sürecinin hızlandırılması olduğunu dile getiren Fotiu, Türkiye’nin işbirliğinde bulunmamasının ötesinde, kayıplar meselesindeki en büyük düşmanın, zaman olduğunu sözlerine ekledi.