Sözde “Maraş Belediye Başkanı” Aleksis Galanos “Maraş’ın iadesi ancak kapsamlı bir çözüm çerçevesinde, barış, güvenlik ve işbirliği şartları içerisinde işleyebilir” dedi.

Galanos, Fileleftheros’a verdiği mülakatta, BM uzmanlarının Maraş’a girmelerinin “iade” mesajı veren büyük bir sembolik hareket olacağını savunarak, “Aklımız, kapsamlı çözüme odaklansın. Geriye kalanlar sadece doğru istikamette adımlardır” ifadesini kullandı.

Rum halkına sabır ve itidal çağrısı yapan Galanos, “Kıbrıs müzakerelerinde somut herhangi bir şey olmadan sınırsız milliyetçiliğe ve kısır retçiliğe kapılmamalıyız. Bizi çetin bir müzakere bekliyor. İnişler-çıkışlar olacak. Kendi aramızda müzakere etmemize gerek yok. Bekleyip görelim. Ancak her defasında olduğu gibi ümidi öldürmeyelim” ifadelerini kullandı.

“MARAŞ’IN İADESİ KARŞILIKLI KABUL EDİLİR ÇÖZÜMÜN HAYATA GEÇİRİLMESİNİN İLK AŞAMASIDIR”

Gazetenin, “Maraş konusunda somut bir şey var mı?” sorusuna karşılık Galanos, “Maraş, her halükarda kısa zamanda kapsamlı bir çözüme varırsak, geleceğe doğru büyük bir adım olacak” dedi ve özetle şunları ekledi:

“Şunu hatırlatayım; kapalı bölgenin iadesi, karşılıklı kabul edilecek bir çözümün hayata geçirilmesinin ilk aşamasıdır. Müzakerelerin yapılacağı önümüzdeki aylarda Maraş’la ilgili somut, kimsenin kaçamayacağı şey; BM uzmanlarının yeniden inşası için kente girmesi ve bunun icrasını Güvenlik Konseyi kararlarına bağlamamızdır.

“MARAŞLILAR GÖÇMENLER ARASINDA GERİ DÖNECEK EN SON KİŞİLER OLACAK”

BM uzmanlarının girmesi neden önemlidir? Çünkü Maraş’ın işlevsel bir kent olabilmesi için yıllar, belki 5 yıl gerektiğini biliyoruz. Maraşlılar, göçmenler arasındaki yerlerine dönecek en son kişiler olabilir. Ancak uzmanların girmesini başarabilirsek bu, kentin iadesine ilişkin çok güçlü bir mesaj olacak. Su, arka girmiş olacak...

Akıncı’nın bunu reddetmesinin zor olacağını zannediyorum.  Hayır deme sebebi yok. Özdil Nami, sorunun, Mağusa’nın (Maraş), kapalı bölgenin askeri bölge olması olduğunu söyledi. Öyledir ancak Mağusa’nın güçlü kozudur da. Çünkü Türkiye'yi de, Türkiye aleyhine kararları da doğrudan müdahil ediyor.

Şunu söylemem gerek; Maraş (Varosi) Kıbrıs’ın tamamı için ümidi yeniden canlandıran birçok mesajlar içeriyor. Tekrar söylüyorum, Mağusa’nın bir kısmının, kapalı kentin iadesi konusunda su arka giriyor. Evet, bu (kapalı bölge), kentin yüzde 17’sidir ama 74’te daha çok insanın yaşadığı yerdir. Geriye kalan bölgenin büyük kısmı 74 öncesinde bahçeydi.  Uzmanların kente giriş perspektifi kolonizasyon tehlikesini de ortadan kaldırıyor.

“MARAŞ-HAVAALANI BAĞLANTISINI TARTIŞMA KONUSU BİLE YAPMAYIZ”

Akıncı, seçimlerden önce Maraş meselesini havaalanı meselesine bağlamıştı. Bizim taraf bu ihtimali tartışma konusu bile yapmaz. Bir formül ortaya koydular ki biz bunu asla tartışmadık. Bizim tezimiz, Maraş’ın öncelik konusu, Doruk Anlaşmaları ve Güvenlik Konseyi kararları temelinde bir taahhüt olduğudur. Şimdi uzmanlar prosedürü başlamalı.”

Bir söyleşisinde Mağusa yeni Belediye Başkanı ile görüşmek istediği, ancak kabul edilmediğini söylediği hatırlatıldığında, “Bunu asla yazılı ve sözlü istemedim” diyerek söze başlayan Galanos, şunları söyledi:

“Zaman zaman çeşitli büyükelçiler, Konstantia Metropoliti ve kendisiyle teması olan Maraş İnisiyatifi Hareketi istedi. Cevap verilmedi. Ancak ben de kendisine şu mesajı gönderdim. Buluştuğumuzda, tekrar baştan değil Oktay ile yapılan anlaşmadan başlayacağız. Aksi halde (buluşmamız) kimsenin ilgilenmediği sosyal ilişki olacak.

“ÇÖZÜM İSTEYEN KIBRISLI TÜRKLER VARSA, MAĞUSA’NIN BU BÖLGESİNDE YAŞAYANLARDIR”

Ancak resmin tamamını görelim. Kıbrıs sorununun çözüldüğünü görmek isteyen Kıbrıslı Türkler varsa Mağusa’nın bu bölgesinde yaşayanlardır. Orada Kıbrıslı Türkler inkişaf perspektifi bulunmayan değeri düşük ve izole bir bölgede yaşıyorlar. Kapalı bölge gibi bir cezaevinde yaşıyorlar. İnsanlar kendilerini cezaevinde yaşıyormuş hissediyorlar.

Derinya barikatındaki hareketlilikte çok sayıda Kıbrıslı Rum, onların kat be kat fazlası Kıbrıslı Türk vardı. Barikatın açılması Kıbrıslı Türklerin izolasyondan çıkmasına ve özgür bölgelerin turizmini değerlendirmesine yardımcı olacak.”

“TOPRAKTA EYALET SINIRLARI TAM OLARAK NASIL BELİRLENECEK BİLMİYORUM AMA SINIR OLMAYACAK”

Gazetenin, “Anlattığınız çözümde Mağusa yine bölünmüş kent mi olacak?” sorusu üzerine ise Galanos şunları söyledi:

“Her iki tarafça da kabul edilecek ve AB’nin belirlediği çerçevede bir federasyon olursa kent bölünmüş olmayacak. Kıbrıs Türk semti var, yani Kıbrıs Türk idaresine ait olacak Ortaçağ Kenti (surlariçi) ve Kıbrıs Rum idaresine verilecek bölge. Toprakta, eyaletlerin sınırları tam olarak nasıl belirlenecek bilmiyorum. Ancak sınır olmayacak, çünkü Avrupa’ya ait olacağız. Şunu vurgulamak isterim ki, yeniden Annan planı dönemi mantığına hapsolmamalıyız. Çünkü aynı havaya başlarsak, ‘evet’ ve ‘hayır’ mantığına gireriz. Şimdi Avrupa’dayız. Kıbrıs, 11 yıldır AB ve Euro Bölgesi ülkesidir, olgular da değişiktir.”

“YENİDEN LEGALİZME VE DETAYLARA HAPSOLMAYALIM”

Galanos, “Yani çözümü nasıl görüyorsunuz?” sorusuna karşılık da, “Yeniden detaylara ve legalizme hapsolmayalım, Kıbrıs’ın geleceği için daha somut olan ana konular için mücadele edelim” dedi, şunları ekledi:

“Bana göre belirleyici unsur, öncelikle 2-3 yıl alacak olsa dahi, Türk askerlerinin kesin şekilde çekilmesidir. İkinci unsur, kolonizasyonun her türlüsüne ve üçüncüsü de garantilere son verilmesidir. Tekrar ediyorum, müzakerelere (kendi aramızda) anlaşmazlıkla gitmemeli veya dışarıda oturup taş atmamalıyız. Ülkemizin geleceğinin daha iyi olması için hepimizin mücadele etme sorumluluğu vardır, uluslararası müttefikler düzeyinde de yapılması gereken çok şey var.”