Politis gazetesi “Kıbrıs AB-ABD ve Rusya Arasında… Quo Vadis (Nereye Gidiyorsun) Cyprus?..  Seçim Yapma Zamanı” başlıklarıyla manşetten yayımladığı haberinde, Güney Kıbrıs’ın AB-ABD ve Rusya ile ilişkilerini analiz ederek, bazı uzmanların görüşlerine yer verdi.

Gazete Rus diplomatların, ulusal çıkarlar öne sürülerek Atina’dan sınır dışı edilmesi ve iki kişinin de ülkeye girişinin yasaklanmasının, Rusya’nın ekonomik açıdan Güney Kıbrıs’taki rolüne ilişkin diyaloğu da başlattığını yazdı.

Biraz geriye doğru, Güney Kıbrıs’ın AB üyeliğini aldığı 2004’ten, 2012-2013 yılındaki krize kadar olan döneme bakıldığında, Rum ekonomik-siyasi kurum ve vatandaşların, bu yeni çevrenin ne anlama geldiğini anlamadıklarının çok kolay görülebileceğini belirten gazete, bundan dolayı aynı taktikleri sürdürerek, refahlarını; savaşlar ve diğer ülkelerin siyasi-ekonomik değişikliklerinden dolayı “göç eden” ve elverişli vergi rejimi ve gevşek finans sistemi dolayısıyla adaya gelen sermayelerle dolu bankalardan kredilere dayandırmaya devam ettiklerini kaydetti.

2012-2013 kriziyle Avrupa kurumlarının, Rus sermayesine bağlı olan Güney Kıbrıs’taki gelişmelere müdahalede bulunduğunu belirten gazete, siyasi gelişmelerden (Suriye sorunu, Brexit, Rus-Türk ilişkilerinin iyileşmesi) tedirgin olan batının, yani AB ve ABD’nin, Güney Kıbrıs’ı Rusya’ya armağan etmeye niyeti olmadığı ve onu batı zırhına bağlama sürecini başlattığı değerlendirmesinde bulundu.

Güney Kıbrıs’ın ekonomik krizin ardından memorandum sürecine girdiğini ve Avrupa’nın ve IMF’nin paralarıyla kurtulduğunu anımsatan gazete, ikinci aşamada finans sisteminde değişikliğe gidildiğini belirterek, buna, Laiki Bankası’nın kapanması, kooperatiflerin devletleştirilmesi, bankalarda Amerikan ve Rus yatırımcıların birlikte olması örneklerini verdi.

Gazete, bu kapsamda Güney Kıbrıs’ın diplomatik manevralarla ABD/AB ile Rusya arasında dengeleri sağlamaya çalıştığını, çünkü hem ABD (Exxon Mobil), Fransa (Total) ve İtalya’nın (ENI) sondaj yapmasının, hem de Rusya’nın sermaye ve Kıbrıs sorunu açısından desteklerde bulunmasını istediğini belirtti.

Yeni ekonomik-siyasi görüntünün, oldukça değiştiğine işaret eden gazete, Amerika’nın, bankalarla ilgili yaptığı baskılara işaret ederek, bu ülkenin şaka yapmadığı yorumunda bulundu.

Son günlerde yaşanan kooperatifler krizinin, Güney Kıbrıs’ın batı kurumlarına ve Euro bölgesine entegrasyonunun üçüncü aşamasını teşkil ettiği değerlendirmesinde bulunan gazete, son icraat olarak Amerikan-Rus hesaplarının bankalardan temizlenmesinin, Güney Kıbrıs’ın bir Avrupa sistemi içerisinde tamamen kontrol edilmesi ve Güneydoğu Akdeniz enerji açısından kalkındırılmasındaki rolüyle ilgili olduğunu belirtti.

Enerji konusunun Kıbrıs sorunuyla da ilgili olduğunu belirten gazete, şimdiye kadar Kıbrıs sorununun çözümünden kaçabildiklerini, çünkü batı ile Rusya arasında gidip gelebildiklerini, zira ekonomik seçeneklerin olduğunu ve Amerika-Rusya ilişkileri iyi olduğu sürece diplomatik oyunlar oynayabildiklerini belirtti.

Ancak bunun artık bittiğine ve yap-bozun önümüzdeki altı ay içinde tamamlanacağına işaret eden gazete, ya ekonomik iyileşme ve batı çerçevesine girişinin, bir başka netice, yani Kıbrıs sorununun çözümünü getireceği; ya da yeniden birleşme treninin tamamen kaçırılacağı ve ekonomik açıdan da ikinci bir memoranduma girilebileceği yorumunda bulundu.

SARRİS: “BÜYÜK BİR BASKI ALTINDAYIZ”

Ekonomist ve Rum eski Maliye Bakanı Mihalis Sarris, gazeteye yaptığı açıklamada, Rusya ile sıkı ilişkileri olan Güney Kıbrıs, AB ve bazı diğer ülkelerin zor bir durumda bulunduklarını belirtti.

Güney Kıbrıs’ın, şimdiye kadar, katı ikilemlere girmeksizin ABD ile Rusya arasında ortada bir rotada hareket edebildiğini söyleyen Sarris, şimdi bu ülkeler arasında görüş ayrılıkları olduğundan bir cepheyi seçmelerinin daha zor olduğunu belirtti.

Bir onunla, bir diğeriyle olunamayacağı yorumunda bulunan Sarris, Rusların Kıbrıs sorununda yardımlarının olabileceğini, diğer yandan Amerikanların da, muhabir bankacılığı (correspondent banking) kapayabileceğini savundu.

Sarris, bir seçim yapmanın çok zor olduğunu belirterek, neticede yapılacak seçimin bir bedelinin olacağını söyledi.

DİMİTRİADİS: “RUSYA’NIN KIBRIS ÜZERİNDEKİ EKONOMİK VE SİYASİ NÜFUZUNDAN ENDİŞELENİYORLAR”

Rum Merkez Bankası eski Başkanı Panikos Dimitriadis ise ABD ve AB’deki karar alma merkezlerinin, Rusya’nın Güney Kıbrıs üzerindeki ekonomik ve siyasi nüfuzundan endişelendiğinin görüldüğünü belirtti.

Dimitriadis de Güney Kıbrıs’ın artık ikili oynayamayacağı yorumunda bulundu.