Rum medyası Türkiye’nin AB ilerleme raporunun Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından benimsenmesine farklı açılardan, geniş yer verdi. Kimi gazete “evirilme” ifadesini içeren raporun Rum yönetimi açısından “büyük kazanım” olduğunu savunurken kimi, kabul edilmeyen iki değişiklik teklifi nedeniyle “evirilme” teriminin etkisizleştirildiğine dikkat çekti.

Fileleftheros “AP: Evrilme/Dönüşüm ‘Dimdik Ayakta’”  başlıklı haberinde, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki bölgeli iki toplumlu tek egemenliği, tek uluslararası temsiliyeti ve tek vatandaşlığı olan federasyona evirilmesi (dönüşmesi)” ifadesinin, Türkiye’nin ilerleme raporundan çıkarılması yönündeki “perde gerisi baskılara” rağmen raporda kaldığına işaret etti.

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin evirilmesi” ifadesi içeren bir raporun ilk kez AP tarafından benimsendiğine dikkat çeken gazete “kâğıt üstünde kalmayacağı ve değerlendirileceği” mantığıyla Rum yönetimi açısından “büyük kazanç” addedildiğine dikkat çekti.

6 RUM AVRUPA MİLLETVEKİLİNDEN 5’İ ÇEKİMSER KALDI

Gazete, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın, perde gerisindeki müdahalelerine rağmen, Avrupa Halk Partisi, Sosyalistler ve Yeşiller’in lehte oy vermesiyle geçen raporun oylamasına 5 Rum Avrupa Milletvekilinin  (DİSİ’den Lefteris Hristoforu, AKEL’den Neoklis Silikiotis ve Takis Haciyeorgiu, DİKO’dan Kostas Mavridis ve EDEK’ten Dimitris Papadakis) çekimser kaldığını vurguladı, sadece Eleni Theoharus’un olumlu oy verdiğini yazdı.

RUM TARAFI İÇİN “OLUMLU-OLUMSUZ” YÖNLERİ

Haberde, Türkiye’nin dün benimsenen yıllık ilerleme raporunun Rum yönetimi açısından “olumlu ve olumsuz” noktalarına özetle şöyle yer verildi:

“Olumlular:

1-AP Ankara’dan müzakere sürecini desteklemesini, askerlerini çekmeye başlamasını, kapalı Maraş’ı BM’nin kontrolüne vermesini istiyor.

2-Bütün AB üyelerini ‘gerekli bileşen’ olarak tanıması da dahil, Türkiye’nin Eylül 2005 tarihli Karşı Beyan çerçevesindeki yükümlülüklerinin altını çiziyor.

3-Kolonizasyon politikasını eleştiriyor ve işgal bölgelerinin demografik bozulmasına son verilmesini istiyor.

4-Türkiye’ye,  Kıbrıs MEB’inde faaliyette bulunmaktan kaçınma çağrısı yapıyor.

5-Akkuyu’ya nükleer enerji santrali kurma projesine son vermesini, Yunanistan ve Kıbrıs hükümetleriyle istişarede bulunmasını istiyor.

6-Türkiye’nin AB üyelik sürecini, mülteci krizindeki işbirliğinden ayırıyor.

Olumsuzlar:

1-AP Türkiye’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından tek yanlı engellenen 23 ve 24 numaralı müzakere başlıklarının açılması tutumunu yineliyor. Başlıkların açılması tutumun, üye devletlerin tutumları hakkında peşin hüküm vermeden ortaya konulduğuna işaret ediyor. Bilindiği gibi üye ülkelerin veto hakkı var.

2-Olası bir çözümde Temel Özgürlükler ve/veya AB ilkelerinin uygulanması ifadesi çıkarıldı.

3-AP müktesebatın ‘gelecekteki Kıbrıs Türk oluşturucu devletçiğinde’ uygulanmasını talep ederek Kıbrıslı Türklerin AB’ye tam entegrasyonuna gönderme yapıyor.

4-Rapor genel olarak 11 Şubat 2011 Ortak Açıklaması’nı Kıbrıs sorununun ‘çözüm zemini’ olarak niteliyor ve tarafları, muhtemel referandumlar çerçevesinde kesin çözüme katkı koymaya çağırıyor, Anastasiadis’in Türkçenin AB’nin resmi dili olması inisiyatifini kutluyor.”

“AP ÇÖZÜM ZEMİNİ BELİRLEDİ VE EVİRİLME/DÖNÜŞÜM TERİMİNİ ETKİSİZLEŞTİRDİ”

Simerini “AP’den Kıbrıs’ın Sırtına Çifte Hançer… Avrupa Mührüyle de İşlevsiz… Türkiye’nin İlerleme Raporunda Birçok Siyah Nokta Var” başlıklı manşet haberinde “AP dün Genel Kurul düzeyinde, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sırtına ve AB ilke ve değerlerine çifte hançer sapladı” ifadesini kullandı.
Gazete, raporun Kıbrıs sorunuyla ilgili paragraflarını son anda olsa da “kurtaracak”; “Türk tarafınca taksimci yorum yapma penceresini kapatacak” ve sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni sayıp çözüm halinde iki ardıl oluşturucu devlet değil Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı olacağı hukuki algısını destekleyecek” iki değişikliğe AP’nin olumsuz oy verdiğini yazdı, özetle şunları ekledi:

“Reddedilen değişiklik tekliflerinden biri ‘AP, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin altını oyacak yeni bir Kıbrıs devleti kurulmasına karşıdır’, diğeri ise ‘Kıbrıs sorununun çözümü AB ilke ve değerlerine uygun olacak’ idi. Bu şekilde AP, dün benimsediği ilerleme raporuyla, potansiyel çözüm ve işlevsiz Kıbrıs Cumhuriyeti mantığını onaylamış oldu.

AP bu şekilde, 11 Şubat 2014 Ortak Açıklama’sını benimsiyor, Raportör Kati Piri’nin raporunun önsözünden ‘attığı’ 21 Eylül karşı açıklaması ve Dışişleri Bakanlığı tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki bölgeli iki toplumlu federasyona ‘dönüşümü’ olarak tercüme edilen ‘evolution’(evrim) terimi ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin darbelenmesine gerekçe yaratıyor.

Raporda yapıcı belirsizlikler olması ve değişiklik tekliflerinin reddedilmesi Türk tarafına yeni devlet ve partenojenez yorumu yapma olanağı veriyor. Yeni devlet kurulmasına karşı olunduğuna ilişkin 16 numaralı değişikliğin reddedilmesi bunun göstergesidir.”

RUM YÖNETİMİ RAPORDAN MEMNUN

Alithia “Lefkoşa Memnun,  Ankara Rahatsız” başlıklı haberinde, raporda, Ermeni iddialarına yer verildiği için Türkiye’nin ilerleme raporunu beğenmediğini ve AP’ye iade edeceğini okurlarına aktarırken Rum Yönetimi Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in raporla ilgili ilk değerlendirmesine yer verdi.

Gazeteye göre Hristodulidis, Kıbrıs’la ilgili önemli paragraflarda, Dışişleri Komitesi’nde onaylanan metne göre herhangi bir değişiklik olmadığını söyleyerek şunları ekledi:

“Yerleşikler, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin BM Güvenlik Konseyi kararları ve Uluslararası Hukuk temelinde iki bölgeli iki toplumlu federasyona dönüşümü, MEB ve egemenlik haklarına saygı, Türk askerlerinin çekilmesi, kapalı Maraş’ın iadesi, kayıplar ve Türk arşivlerinin açılmasıyla ilgili çok önemli paragraflar duruyor. Türkiye’nin raporu reddetme nedenlerinden biri de bu paragraflardır.”

LİLLİKAS VE STEFANU “BAŞLIKLAR AÇILAMAZ”

Fileleftheros, Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas’ın AP’nin Türkiye’nin müzakere başlıklarını açmakta kararlı olduğuna işaret ederek “Türkiye’nin müzakere başlıkları açılırsa, Kıbrıs sorunu için bir teşviki kalmayacak” dediğini yazdı.

Haravgi ise, AKEL Polit Büro Üyesi Stefanos Stefanu’nun “Türkiye’nin, Kıbrıs kökenli yükümlülüklerini yerine getirmediği için dondurulan müzakere başlıkları açılamaz. Başlıklar açılmaya başlarsa Kıbrıs sorununun çözümü için Türkiye’ye herhangi bir baskı unsuru kalmaz” dediğini yazdı.