Güney Kıbrıs’ta gerçekleştirilen bir anketin sonuçları, Kıbrıslı Rumların 2004 yılından beridir ilk kez Kıbrıs sorununun olası çözümüne onay vermeye yakın olduklarını gösterdi.

Politis gazetesi, “Tercih Barış – Kıbrıs Rum Toplumu İlk Kez Çözümden Yana ve Kıbrıslı Türklere Karşı Olumlu” başlıkları altında manşet ve iç sayfalarından geniş yer verdiği haberinde, Rum “Kıbrıs Üniversitesi Araştırma Merkezi” tarafından yakın geçmişte Güney Kıbrıs’ta yapılan bir anketin sonuçlarının, Kıbrıslı Rumların 2004 yılından beridir ilk kez Kıbrıs sorununun çözümüne ve Kıbrıslı Türklere olumlu baktıklarını ortaya koyduğunu yazdı.

Gazete, 27 Temmuz – 5 Ağustos tarihleri arasında 508 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen ankette, referandumda “evet” oyu vereceğini söyleyenlerin çoğunlukta olmasına karşın, belirleyici rolün kararsızlarda olacağı yorumunda da bulundu.

Ankette,  “İki lider arasında bir çözüm anlaşmasına varılması ve bu plan temelinde referanduma gidilmesi durumunda ne yönde oy kullanacakları” sorusuna katılımcıların yüzde 30,48’i “Kesinlikle veya nerdeyse kesin EVET diyeceğim”, yüzde 18, 20’si “Şu anda EVET yanıtına meyilliyim ancak o dönemde HAYIR’a yönelme olasılığım da var”, yüzde 22,81’i “şu anda EVET yada HAYIR oyu kullanma ihtimalim eşit”, yüzde 15, 79’u “Şu anda HAYIR’a meyilliyim ancak o dönemde EVET’e yönelebilirim” ve yüzde 12, 72’si “Kesinlikle veya neredeyse kesin olarak HAYIR diyeceğim” yanıtını verdiler.

Gazete, geçmiş yıllarda yapılan bazı anketler baz alındığında özellikle kararsız kesimde olup da olası bir anlaşmaya “evet” demeye eğilimli olanların sayısında artış gözlemlendiğinin görüldüğünü belirtirken Kıbrıslı Türklere yönelik olumlu tutumda da artış olduğunu yazdı.

Ankete göre, Kıbrıslı Türkler karşısında hissettiklerini 0 (olumsuz) ila10 (olumlu) arasında ifade etmeleri istendiğinde katılımcıların yüzde 9,1’i “Çok sıcak veya olumlu” (10) seçeneğini dile getirirken diğer derecelendirmeler ve oranları ise şu şekilde belirtildi:

“Yüzde 8,7’si 9, yüzde 15,2’si 8, yüzde 11’i 7, yüzde 7,3’ü 6, yüzde 31,5’i 5, yüzde 4,7’si 4, yüzde 2,2’si 3, yüzde 2,2’si 2, yüzde 2,4’ü bir ve yüzde 5,9’u “Çok soğuk veya Olumsuz” (0)”.

Gazete, bu yanıtlara göre Kıbrıslı Türklere karşı olumsuz duygu taşıyanların toplamda yüzde 17,3, tarafsızların yüzde 31,5 ve olumlu duygu taşıyanların ise toplamda yüzde 51,2’ye tekabül ettiğini belirtirken bu olumlu yaklaşımın, 2010 yılında yapılan benzer bir ankette, olumsuz duyguların toplamda yüzde 48,8, olumlu duyguların ise yüzde 28,4 olduğu göz önüne alındığında, büyük önem taşıdığını vurguladı.

Gazete, bu tür bir araştırmada ilk kez, Kıbrıslı Türklere karşı olumlu duyguların çoğunlukta olduğunun da altını çizdi.

Gazete, ankette katılımcılara, KKTC’ye geçişleriyle ilgili bilgiler de sorulduğunu ve KKTC’ye daha çok geçiş yapanların Kıbrıslı Türklerle birlikte yaşanabileceğine inançlarının daha çok olduğunun görüldüğünü belirtirken, böylece sınır kapılarının açılmasının “bölünmüşlüğü arttıracağı tezinin de doğru olmadığının” görüldüğünü yazdı.
Ankete göre katılımcıların üçte ikisi, bir kez olsun KKTC’ye geçtiklerini belirtirlerken yeni geçiş noktalarının açılmasına ise yüzde 42,3’lük bir kesim destek belirtti.

Yüzde 34,2’lik bir kesim yeni sınır kapılarının açılmasına “olumsuz baktığını” belirtirken yüzde 23,5’lik bir kesim ise çekimser kaldı.

Gazete, anketin ortaya koyduğu bir diğer unsurun ise, KKTC’ye geçişlerde vize kağıdı uygulamasının kaldırılmasının KKTC’ye hiç geçmeyenlerin tutumlarında bir değişikliğe yol açmadığının görülmesi olduğunu belirtirken, buna karşın geçmeyi düşünmelerine sebep olduğunu aktardı.

KKTC’ye hiç geçmeyenlere yöneltilen, önümüzdeki 6 aylık dönemde bunu yapmayı düşünüp düşünmediklerine ilişkin soruya yüzde 9’luk kesim “olumlu”, yüzde 25’lik kesim “kararsız” ve yüzde 65,7’lik kesim ise “olumsuz” yanıt verdi.

Gazete ayrıca, anketin sonuçlarına bakıldığında Kıbrıs sorununun çözümü ve Kıbrıslı Türklere yönelik duygularda olumsuz yaklaşımların 18-25 yaş arası gençlerde daha yaygın olduğunun görüldüğünü, bu yüzden de araştırmacıların, her iki tarafın gençleri arasında ve okullarda, yeniden yakınlaşma faaliyetlerinin arttırılmasının gerektiği görüşünde olduklarını vurguladı.