Fileleftheros gazetesi Rum Yönetimi’nin, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesindeki (MEB)” egemenlik haklarını sorgulayan açıklamasına tepki gösterdiğini yazdı.

Rum Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen açıklama için “Türkiye’nin kışkırtıcı ve kargaşa yaratıcı davranışlar ve uluslararası anlaşmalarla sözleşmeleri keyfi yorumlamasının ifadesi” nitelemesinde bulundu.

Kendilerinin, ayrım yapmaksızın tüm halkın refahı ve ekonomik kalkınma için hidrokarbon başta olmak üzere doğal zenginliklerden faydalanmaya kararlı olduklarını vurgulayan Bakanlık, Mısır Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisindeki Zohr yatağının keşfi ve Güney Kıbrıs’ın sözde “MEB”ine yönelik uluslararası alanda artan ilginin ardından, Avrupa’nın artan enerji ihtiyacı da göz önünde bulundurularak, hidrokarbon rezervlerinin büyük önem kazandığından söz etti.

Bakanlık, bu rezervlerden istifade etme ve bunları değerlendirmenin bilhassa Avrupa Birliği’nin enerji güvenliğini destekleyebileceğine de işaret etti

“Kıbrıs Cumhuriyeti, faaliyetlerinin kılavuzu ve ışığını teşkil eden ve çıkarlarını savunmada kalkan olan uluslararası hukuk çerçevesinde tüm mevcut barışçıl yollarla haklarını korumaya kararlıdır” diyen Bakanlık, yeni ihale sürecinin, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik diyalogdan etkilenmediğini, çünkü “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin egemenlik haklarının icra edilmesinin görüşmeler nedeniyle askıya alınmadığını iddia etti.

Bakanlık, “Kıbrıs’ın doğal zenginleri Kıbrıs’a aittir ve Kıbrıs sorununun çözümünün ardından halkın tamamının bu doğal zenginliklerin istifadesinden yararlanabilecek” sözlerini de kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasının bir kısmında şu sözler geçiyordu:

“Kıbrıs’ta yeni bir ortaklık kurulmasını hedefleyen kapsamlı çözüm müzakerelerinin kritik bir safhaya ulaştığı mevcut aşamada, Rum Yönetiminin aldığı ihale kararı bir yandan Kıbrıs Türk tarafının adanın doğal kaynakları üzerindeki eşit, ayrılmaz hak ve çıkarlarını hiçe saymakta, diğer yandan ülkemizin bölgedeki kıta sahanlığından kaynaklanan haklarını ihlal etmektedir. Bakanlığımızın bu konuda daha önce yaptığı açıklamalarda da önemle vurgulandığı üzere, ülkemiz, yabancı şirketlerin deniz yetki alanlarımızda izinsiz hidrokarbon faaliyetlerinde bulunmasına, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hiçbir şekilde izin vermeyecek, kıta sahanlığındaki hak ve menfaatlerini korumak için gerekli her türlü tedbiri alacaktır.”

PARTİLER DE TEPKİLİ

Alithia gazetesine göre Rum siyasi partiler Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın üçüncü tur ruhsatı ihalesiyle ilgili yaptıkları açıklamalara tepki gösterdi.

DİSİ, Akıncı ve Türkiye’nin sürekli Kıbrıs sorununun çözümünün yakın olduğunu söylediğine işaret ederek, üçüncü tur ruhsat ihalesinde Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların ortak vana için daha iyi neticeler almasına yönelik doğru bir şekilde çalışması amacıyla, Akıncı ve Türkiye’yi, Kıbrıs sorununun çözülmesi için daha aktif çalışmaya davet etti.

DİKO Türk tarafının tepkisinin her türlü yasallıktan yoksun olduğunu iddia ederek, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin doğal zenginliklerinden istifadenin Kıbrıs sorunu müzakerelerinin gündeminin dışında olması gerektiğini öne sürdü.

Vatandaşlar İttifakı, “Türkiye’nin tepkisi bekleniyordu ve bir kez daha yayılmacı özelliğini teyit ediyor” diye savundu.

EDEK, Türkiye’nin kışkırtıcı tavrının, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ve Rum hükümetinin talepkar olmayan ve taviz veren tavrı nedeniyle büyüdüğünü savunurken, Çevreciler, Türkiye’nin “kabul edilmez” taleplerde bulunduğunu iddia etti.