Şubat 2013’teki Rum başkanlık seçimlerinden bir ay önce adaylara yazdığı mektuplarla, Doğu Akdeniz’de bugün yaşanan gelişmeleri öngören Antis Anthulis isimli “aktif vatandaş”ın, bugün bölgede cereyan edenler üzerine çözüm önerilerini Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e ve muhalefet partilerine birer mektupla ilettiği bildirildi.

Simerini, “MEB İçin Ankara İle Birlikte... Aktif Vatandaştan Anastasiadis’e ve Eroğlu’na Çıkmazın Aşılması Önerisi” başlıklı haberinde Anthulis’in görüşlerini okurlarıyla paylaştı.

Gazeteye göre Ocak 2013’te kaleme aldığı görüşlerinde Yorgos Papandreu’nun, Yunanistan’ın zor ekonomik durumdan çıkması için alması gereken önlemleri açıklaması ilk kez açıklayacağında bunu Meis’te yapmayı tercih ettiğini hatırlatan Anthulis, Papandreu’nun bu tercihine “Meis ile Kıbrıs arasında çok fazla petrol ve hidrokarbon bulunuyor olmasının sebep olduğunu” belirtti.

ANTHULİS’İN RUM BAŞKAN ADAYLARINA 2013 TARİHLİ ÖNERİSİ

Gazete Anthulis’in Ocak 2013’te, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbonların yönetimi konusunda zamanın Rum Yönetimi başkan adaylarına yaptığı önerileri şöyle sıraladı:

“Türk siyasilerin, Türkiye’nin çıkarlarının Libya’ya ve Mısır’a kadar uzandığı ve yeni Sismik’in (araştırma gemisi) Nisan 2013’te Kıbrıs’ın Güneyi’ndeki 12 parselimizde sondajlar yapacağını açıklamaları, parsellerimizi değerlendirmemizde bize büyük sorunlar çıkaracak. Türkler karşısında güvende olabilmemiz ve 12 parselimizden ve Kıbrıs ile Meis arasındaki haklarımızdan yararlanabilmemiz için önerim şu:

Nisan 2013’ten önce geriye kalan 7 parselimizden 4’ünü; birini İsrail’e, birini Amerika ile birlikte İngiltere’ye, birini Almanya’ya ve birini de Rusya’ya ihalesiz verelim (ruhsatlandıralım).  Bu dört parselden kazancımız yüzde 75’e ulaşmayacak.

Bu ülkelerin Kıbrıs’a karşı yükümlülükleri: 12 parselimizdeki yataklarımız tükenene kadar Türkiye’nin bu parsellerimizde sondaj yapmasını engellemek ve yataklardan müşterek istifade etmek için Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye arasındaki münhasır ekonomik bölge sınırları belirlenene kadar Türkiye’nin Meis ile Kıbrıs arasındaki yatakları kullanmasını engellemek.”

Anthulis son dönemde Anastasiadis’e ve Rum muhalefet partilerine gönderdiği mektuplarda ise şu görüşlerini aktardı:

“ANASTASİADİS EROĞLU’NU, BİRLİKTE ANKARA’YA GİTMEYE ÇAĞIRSIN”

“Şu anda müzakereler şu şartlarla devam eder: Başkan Anastasiadis Kıbrıslı Türk lider Eroğlu’nu birlikte Ankara’ya gitmeye ve Kıbrıs’ın tamamı için, yani Kıbrıs’ın güneyi dışında güneydoğu, kuzey ve kuzeybatısına, yani Meis’e kadar MEB’i birlikte belirlemeye çağırır.  Aynı zamanda bu amaç için Yunanistan Başbakanı’nı da davet ederler. Böylece üç ülke, Yunanistan-Türkiye ve Kıbrıs kendi MEB’lerini belirlerler.

“KIBRISLI TÜRKLERİN KAR PAYLARINI ÇÖZÜMDEN SONRA DEĞİL ŞİMDİDEN ALACAKLARINI KABUL ETMELİYİZ”

Bunun başarılabilmesi için bizim taraf, Kıbrıslı Türklerin kar paylarını Kıbrıs sorununun çözümden sonra değil şimdiden alacaklarını kabul eder. Kıbrıs Türk tarafının pay oranını şimdiden belirlememiz gerekir. Kıbrıs Türk tarafı öneriyi kabul eder ve iki taraf arasında anlaşma olursa, o zaman bizim açımızdan şu avantajlar ortaya çıkacak:

1-Türkiye olası sondajlarından ve oldu bittilerinden geri adım atmak zorunda kalır. 2-Kıbrıs sorununa iki toplum arasında olacak çözümü ileri götürürüz. 3-Türkiye geriler ve Kıbrıs Türk toplumu öne çıkar. 4- İki toplum anlaştıktan sonra Türkiye’nin Kıbrıs’ta kalma sebebi olmaz. 5-Türkiye Kıbrıslı Türkler üzerindeki nüfuzunu kesin şekilde kaybeder. 6-zaman alacak ve doğal zenginliğimizi belki yıllar sonra değerlendirmemize neden olacak hukuk savaşlarına girmeyiz. 7-Kıbrıs’ın doğal zenginliğinin kullanımı, Zürih-Londra anlaşmalarındaki oranın aynısı,  net gelirin yüzde 70’i Rumlara ve yüzde 30 Kıbrıslı Türklere şeklinde olur. 8-Türkiye Kıbrıs’ın Kuzeyindeki MEB bölgelerini Kıbrıs Cumhuriyeti ile müzakere etmek zorunda kalır. Diğer bir deyişle Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanır. 9-Türkiye Yunanistan ile Türkiye arasındaki MEB sınırlarının belirlenmesini kabul etmek zorunda kalır. Böylece Yunanistan da her gün Türklerin deniz hava ve deniz sahalarını ihlal etmesinden kurtulur.

RUM SİYASİLERE: “HİÇ BİR ÜLKE BİZİ KURTARMAZ, BİZİM HATIRIMIZA TÜRKİYE’YLE SAVAŞ YAPMAZ”

Kıbrıs’taki siyasilerimizin dikkat etmesi gerekenler ise:

1-Yunanistan ile ortak savunma doktrinine hayır. Yunanistan’ın 2 bin 800 adası ve kayalığı var, dolayısıyla bize yardım edemez. Bunu bize bir zamanlar Yunanistan Savunma Bakanı Varvitsiotis söylemişti. Şubat 2009’da küçük bir Türk savaş gemisi Sterea ve Evfoia arasından geçtiğinde ne olduğunu sorun. Ortak savunma doktrini yürürlükte değil.

2- Almanlar bize yardım edemez çünkü ürünlerinin boykot edilmesinden ve böylece Almanya’daki işsizliğin artmasından korkarlar.

3-Ruslar Türkiye’ye, Türkler de Rusya’ya kaç milyar Euro yatırım yaptı? Çok fazla. Bu yüzden Ruslardan savaşa girmelerini beklemeyelim.

4-Amerikan Başkan Yardımcısı yaklaşık bir ay önce Türkiye’den özür diledi.  Türkiye ABD çıkarları açısından büyük güç addediliyor ve ABD pratikte bize yardım edemez.

5- Avrupa’ya girmek yerine Kıbrıs’ın tamamını almak Türkiye’nin işine gelir mi? Evet. Çünkü alanı büyür, petrol ve doğal gazımızla zenginliği artar ve nüfuzu daha da büyür.  Bizi almak istese, savaş gemileriyle Kıbrıs’ın tamamını kaplar ve ticari gemilerin Kıbrıs’a ulaşmasını engeller. Hiçbir ülke bizi kurtaramaz ve kimse bizim hatırımıza Türkiye ile savaş yapmaz. Tek başımızayız.”