Simerini’nin haberine göre, Ekologlar ve Çevreciler Hareketi Basın Sözcüsü Eleni Hrisostomu aracılığıyla “Eide’nin aktardıkları ve Kıbrıslı Türk yetkililerin açıklamalarından, yasal mal sahibi ve mirasçılarının iade önceliğinin tesis edilmediği; aksine yasadışı kullanıcı ve yasal mal sahibinin önündeki imkanlarda eşitlik anlayışı yerleştiriliyor” görüşünü ortaya koyarak, yoğun endişe belirtti.

“ANASTASİADİS, KIBRIS SORUNUNU MONARŞİ İLE YÖNETİYOR”

Hrisostomu, Hristofyas zamanında, Rum Ulusal Konseyi’nin alt komitesi olması nedeniyle siyasi partilerin mülkiyet komitesiyle sürekli temas halinde olup, komitenin Rum üyelerinden bilgi aldıklarını; “güçleri birleştiriyoruz” sloganıyla iktidara gelen Anastasiadis’in ise Kıbrıs sorununu tamamen monarşi ile yönettiğini iddia etti.

Habere göre, Hrisostomu, “Başkandan daha kaç defa halka ve partilere müzakerelerdeki gelişmelerle ilgili bilgi vermesini isteyeceğiz? Yoksa bize Akıncı’yı mı adres gösteriyor, ondan bilgi istemeye mi teşvik ediyor?” dedi.

“MÜLKİYET KOMİTESİ LOZAN SÖZLEŞMESİNDE DENENDİ, SONUÇLARI MALUMDUR”

Vatandaşlar İttifakı Birinci Başkan Yardımcısı Simos Angelidis ise Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın mülkiyetle ilgili açıklamalarını yorumlarken, “Mülkiyet Komitesi kurulması formülü yeni bir şey değil” dedi.

1923’te Lozan Barış Anlaşması’na ek olarak yapılan Türk-Yunan nüfus mübadelesi sözleşmesinde denendiğini belirten Angelidis, “Mal mübadelesi için bir Yunan, bir Türk ve bir yabancı atanan alt komitenin verdiği sonuç malumdur. Geçmişten ders almalı aynı hatayı tekrarlamamalıyız” dedi.

“Anastasiadis ve Akıncı’nın çözüm felsefesi gün geçtikçe netleşiyor” ifadesini kullanan Angelidis, şöyle devam etti:

“Siyasi eşitlik devletin çeşitli makam ve kurumlarında sayısal eşitliğe dönüşüyor, bunun paralelinde göçmenlerin mallarını gasp eden yasadışı kullanıcıların sözde ‘haklarının’ mal sahibi göçmenlerin yasalarıyla eşitleniyor. Kriterlerin belirlenmesi prosedürü üzerinden göçmenlerin mülkiyet hakkının, dolayısıyla da geri dönüş iptal edilmeye çalışılacağı gün gibi ortadadır.  Yasadışı kullanıcının haklarının tanınması göçmenleri, beyan edilmiş mülkiyet ve geri dönüş haklarını talep etmek için sonu gelmez bir yargı sürecine sürükleyecek.”