Rum Hükümeti Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Simerini gazetesine verdiği demeçte, Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak, “daha kat edilmesi gereken çok yol olduğunu” söyledi.

Gazeteye demecinde, Kıbrıs Türk tarafıyla ilgili olarak “özellikle (üçüncü Cumhurbaşkanı) Derviş Eroğlu’nun zamanındaki şeylerle kıyaslandığında, ortada temkinli iyimser olmalarına izin veren bazı koşullar bulunduğunu” dile getiren Hristodulidis, “ilk olarak, şu an aynı nihai hedefe sahip olduklarını kabul eden bir lidere sahip olduklarını” belirtti.

“İkinci olarak, bugün en nihayet AB’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili bütün başlıkları etkilemekte olduğunun kabul edildiğini” dile getiren Hristodulidis, üçüncü olarak ise “şu an hangi konularda hem fikir olmadıkları, hangi konularda ise hem fikir oldukları konusunda anlaştıklarını” belirtti.

“Eroğlu ile bunun mümkün olmadığını” iddia eden Hristodulidis, dördüncü olarak ise “çapraz müzakere yapılmakta olduğunu, bir diğer ifadeyle birbiriyle bağlantılı olan konuların müzakere edildiğini ve görüşmenin, müzakerelerde gelenek olduğu gibi, Yönetim başlığına odaklanmadığını” öne sürdü.

Gazeteye demecinde, Türkiye’nin gerçekten çözüm istediğini göstermek için, elle tutulur faaliyetlerde bulunması gerektiği görüşünü dile getiren  Hristodulidis, şekillenen koşulların bunlar olduğunu, ancak bunların tek başına Kıbrıs sorununun çözümüne yol açmayacağını ifade etti.

Müzakere masasında, her bir tarafın kendi tezlerini ileriye götürdüğünü, bu nedenle ortada anlaşmazlıklar ve görüş ayrılıkları olduğunu, birçok konuda da tarafların tezleri arasında mesafe bulunduğunu izah eden Hristodulidis, daha kat etmeleri gereken çok yol olduğunu söylemelerinin de bundan kaynaklandığını belirtti.

Hiçbir zaman Kıbrıs sorununun çözüldüğünü söylemediklerini ifade eden Rum sözcü, devam eden bir çaba ve değerlendirmeye çalıştıkları bazı konjonktürler bulunduğuna işaret etti.

“Müzakerenin evrimsel (gelişme gösteren) bir süreç olduğunu” dile getiren Hristodulidis, “örneğin müzakerelerin çapraz gerçekleştirilmesinden ötürü, herhangi bir görüşmede bir konuda ilerleme olabileceğini, bir sonraki görüşmede ise bu ilerlemenin olmayabileceğini” izah etti.

Şu ana kadar, yönetim, vatandaşlık, mülkiyet, toprak kriterleri, AB ve ekonomi konularının görüşülmesine başlandığını söyleyen Hristodulidis, garantiler konusunda ise belge teatisi yapıldığını öne sürdü.

Önlerinde Kıbrıs sorununun bütün boyutlarını ilgilendiren 42 adet belge olduğunu dile getiren Rum sözcü, bunun müzakereciler arasında gerçekleştirilen değerlendirmenin bir ürünü olduğunu ve nerede anlaşıp, nerede anlaşmadıklarının da bunlara kaydedildiğini belirtti.

Şu an mülkiyeti ele almakta olduklarını ifade eden Hristodulidis, Kıbrıs sorununun birçok başka boyutuna da dokunmakta olan bu konudaki müzakerenin devam etmesinin, sürecin nasıl devam edebileceği konusunda, daha güvenilir tahminler yapmalarına müsaade edeceğini kaydetti.

Arzu edilen bir sonuca varılıp varılamayacağını anlamalarının tek yolunun, sert/zorlu bir müzakereden geçmekte olduğunu ifade eden Hristodulidis, bunu yapmakla yükümlü olduklarını, çünkü “işgalin sona ermesini ve vatanlarının yeniden birleşmesini her şeyden çok istediklerini” ifade etti.

ENERJİ KONULARI

Gazeteye demecinde, enerji konularındaki soruları da yanıtlayan Hristodulidis, Rum Yönetimi’nin enerji konularındaki planlamasının hiç sona ermediğini, aksine normal bir şekilde sürdüğünü ve bazı durumlarda da güçlendiğini ifade etti.

Hristodulidis, sözlerinin sonunda, son zamanlarda Rum MEB’inde gerçekleştirilen sondajların sonuçlarının istedikleri gibi olmamasına rağmen, Mısır’ın MEB’inde dünyanın en büyük yataklarından biri olduğu iddia edilen bir doğal gaz yatağı tespit edilmesi ışığında, kendi MEB’lerinin cesaretlerini kırmadığını da sözlerine ekledi.