AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu mülkiyetin, müzakerelerin ilerisi için belirleyici olduğuna işaret ederek partisinin kırmızı çizgilerini açıkladı.

Fileleftheros’un haberine göre, Noel-yeni yıl dolayısıyla RMMO kışlalarını ziyaret eden Kiprianu, AKEL’in çözümle ilgili kırmızı çizgilerini “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federal  devlete dönüşmesi ve garantiler” olarak sıraladı.

Müzakerelerde kaydedilen ilerlemenin, Talat-Hristofyas yakınlaşmalarının değerlendirilmesinden kaynaklandığını söyleyen Kiprianu, Akıncı ve Anastasiadis’in de müzakere edilmekte olan konularda biraz daha ilerlediğini ancak daha havada kalan önemli konular bulunduğunu savundu.

Havada kalan önemli konulara mülkiyeti örnek gösteren Kiprianu, “Mülkiyette anlaşabilirsek, Kıbrıs sorununun iç yönlerinde anlaşma için ciddi perspektifler açılır ve dış konularla ilgilenmemiz gerekir” dedi.

Kiprianu, dış konuları “güvenlik –yani garantiler-, askersizleştirme, büyük başlık toprak ve yerleşikler” olarak sıraladı.

Bu konuları, Türkiye’nin belirleyici söz ve rol sahibi olduğu büyük konular diye niteleyen Kiprianu “Türkiye’nin Kıbrıs sorununun çözümünü gerçekten isteyip istemediği de burada ortaya çıkacak” dedi.

Kiprianu, bugünkü konjonktürün bir daha oluşmasının çok zor olduğuna işaret ederek, siyasi partileri, bu konjonktürü en iyi şekilde değerlendirmeye çağırdı.

Haravgi “Kıbrıs Sorununun Gidişatının Anahtarı Mülkiyettir… AKEL Genel Sekreteri, 2016’nın Çözüm Yılı Olmasını Diledi” başlığıyla aktardığı haberinde, Kiprianu’nun, AKEL’in Kıbrıs sorunundaki kırmızı çizgilerini şu cümlelerle detaylandırdığını yazdı:

“Biz, AB üyesi bir ülkede garantiler olmaması gerektiğini düşünüyoruz. AKEL askersizleştirme konusunu, elbette mülkiyeti ve -insani nedenlerle- Kıbrıs’ta doğanlar ve evlenenler hariç bütün yerleşiklerin gitmesini ayrı tutar. 2016’da müzakerelerin çözüme varacağı bir yıl olmasını diliyorum.”

DİĞER PARTİLERDEN ANASTASİADİS’E ELEŞTİRİ

Fileleftheros’a göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastaiadis’in, çözümün maliyetinin bağışçılar tarafından değil bankalar tarafından karşılanacağını itiraf ettiğine dikkat çeken Vatandaşlar İttifakı “diğer bir deyişle çözümün maliyeti için birkaç milyar Euro borçlanacağız. Bu borçları kim ödeyecek? Neyi ipotek vereceğiz? Taksimi meşrulaştırmak için kullanmak üzere doğal gazı mı ipotek vereceğiz?” diye sordu.

EDEK Avrupa Milletvekili Dimitris Papadakis, AB’de Kıbrıs sorununun kesin kapanmaya çok yakın olduğu inancı bulunduğuna işaret ederek bunun “haklı soru işaretleri yarattığını” savundu.

Anastasiadis’i  Rum siyasi partilerini ve halkını yeterince bilgilendirmediğini veya maksatlı olarak yalancı bir ortam yarattığını, Rum Dışişleri Bakanlığı’nın da buna tepki göstermediğini öne süren Papadakis özetle şöyle devam etti:

“Gerçekte, Akıncı  konfederasyonu gündeme getiren değişmez Türk tezlerini ortaya koyar ve Türkiye de Kıbrıs MEB’indeki agresif politikasını yoğunlaştırırken, Türk diplomasisi  Avrupa Birliği çevrelerinde elini kolunu sallayarak çözüme bir nefes kadar uzak olduğumuzu söylüyor. Bu kargaşanın tek sorumlusu, Kıbrıs sorununun çözüm perspektifleri ve gelişmelerle ilgili birbiriyle çelişen açıklamalar yapan Başkan Anastaiadis ve Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’tir.”

“BASKI VE NÜFUZLARINI TÜRKİYE’YE KULLANSINLAR”

Aynı gazete, Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiru’nun da “Kıbrıs halkı çözüm istiyor, ancak herhangi bir çözüm değil” dediğini yazdı. Gazeteye göre, Omiru, şunları söyledi:

“Kıbrıs sorunundaki gelişmelerle ilgili olarak, çözümün çok yakın olduğuna dair çok şey söyleniyor ve yazılıyor. Kıbrıs halkı çözüm istiyor ama herhangi bir çözüm değil.  İşgale gerçekten son verecek,  insan haklarının  ve temel özgürlüklerin mutlak uygulanacağı, endişe verici 1960 garantilerini tasfiye edecek ve yerleşikleri Kıbrıs’tan uzaklaştıracak bir çözüm.  Kıbrıs sorununun çok yakında çözüleceğinden iyimserlik belirtenler –yabancıları kast ediyorum- baskı ya da nüfuzlarını Türkiye’ye kullansınlar.”