Kasulidis’in dün, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın çözüm konusunda Avrupa müktesebatından daimi sapmalardan söz ettiği son açıklaması vesilesiyle Kıbrıs sorunundaki gelişmelerle ilgili değerlendirme yaptığını kaydeden Simerini haberi “Mustafa Akıncı Hayal Kırıklığı Yarattı... Dışişleri Bakanı Birincil Hukuku Kabul Etmemiz Söz Konusu Değil... Akıncı Müzakerelerde Saptırdı” başlık ve spotlarıyla manşete çekti.

Habere göre, Akıncı’nın birincil hukukla ilgili söylemlerinin süreç içerisinde ve Pazartesi günü gerçekleşecek liderler görüşmesinde netleştirilmesi dileğini dile getiren Kasulidis “Verebileceğim tek mazeret, hiçbir şeyde anlaşılmış ve hiçbir şeyin kapanmamış olmasıdır” dedi, şöyle devam etti:

“EYALETLER GELİP DEVLET OLUŞTURMUYOR”

“Hedef, bu önceki söylemin iyi niyet ve siyasi iradeyle çözüm yolunu bulmasıdır. İki oluşturucu eyaletin iki Helen oluşturucu eyaleti olması niyetinde değiliz, hiç olmadık.  Oluşturucu eyaletlerden biri (siyasi açıdan) Kıbrıslı Rumlar, öteki Kıbrıslı Türkler tarafından yönetilecek. Bizim tarafın kabul ettiği budur.”

Kasulidis yeni devletin iki eyaletten mi oluşacağı yoksa eyaletlerden mi kaynaklanacağı sorusuna karşılık bu meselenin 11 Şubat 2015 Ortak Açıklama’sında çözüldüğü görüşünü ortaya koyarak “eyaletler gelip devlet oluşturmuyor, devinimin bu türünün söz konusu olmadığı açıktır” ifadesini kullandı.

“NÜFUS ÇOĞUNLUĞU BAŞKA SİYASİ ÇOĞUNLUK BAŞKA”

Çoğunluklar konusuna değinirken “nüfus çoğunluğu başka, siyasi çoğunluk başka” diyen Kasulidis şunları söyledi:

“Avrupa müktesebatı yürürlükte olacak ancak Kıbrıs Türk toplumunun bazı endişeleri dikkate alınacak ve mülkiyetin çözüm metotları aracılığıyla halledilecek. Bu metotlar bu endişeleri giderecek ve ne tavan ne daimi sapmalar ne de birincil hukuk ifadelerine ihtiyaç duyulacak. Sayın Akıncı’nın bu terimleri kullanma ihtiyacı duyması üzücüdür. Bunları kullanma hakkı vardır ancak bizim tarafta kendisini işitenlerde gereksiz bir hayal kırıklığına sebep olduğunu düşünüyorum. Sert tavır almamız isteniyorsa, birincil hukuku ne biz kabul ederiz ne de AB çünkü böyle bir şeyin, AB üyeliğine yönelen Balkanlar örneğinde olduğu gibi diğerlerine etkileri olur.”

“GARANTİLER KÖŞE TAŞIDIR”

Güvenlik ve garantiler konusuna da değinen Yoannis Kasulidis “Bu mesele, Kıbrıs sorununun çözümünü konuşuyor muyuz konuşmuyormuyuzu belirleyecek köşe taşıdır. Garantiler ‘boş laftır’” dedi, şunları ekledi:

“Hiçbir garantör güç anlaşmaların içeriğine riayet etmedi. Cunta darbe yaptı, Türkiye de bunu istila etmek ve ardından çekilmeyip, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası maddelerinin hilafına bir devlet içinde devleti tanıdı. Çözüm, aslında Kıbrıslı Rumları, Kıbrıslı Türklerle eşit şekilde güvende hissettirmeyen bu anlaşmaların tekerrürü olmamalı. Her şey üzerinde anlaşılana kadar hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmaz.”

“TELEFONLAR KONUSUNUN ARKASINDA SİYASİ AVANTAJ İSTEĞİ VAR”

Yoannis Kasulidis Güven Yaratıcı Önlemler’de (GYÖ) kaydedilen ilerlemeyi yorumlarken, karışıklıklar ve uygulamada zorluklar olduğundan, uzlaşılan GYÖ’lerden hiçbirinde ilerleme olmadığını savundu. Elektrik şebekelerinin birleştirilmesinde teknik zorluklar olduğunu, cep telefonları konusunun arkasında “siyasi avantaj isteği” bulunduğunu, barikatlar konusunun ise hayata geçirilmediğini anlattı. Kasulidis “Şu an için çözüm olmadığına göre, telefon konularında sahte devletin herhangi bir kurumunun tanınması istenemez” ifadesini kullandı.

Öte yandan Fileleftheros “EDEK Akıncı Destekçilerinden Özeleştiri İstiyor” başlıklı haberinde EDEK’in,  Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın birincil hukukla ilgili söylemi üzerine yayımladığı açıklamada “EDEK’i retçi diye suçlayanlar şimdi özeleştiri yapmayı düşünüyor mu?” sorusunu yönelttiğini yazdı.