Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in, Rum Yönetimi’nin Türkiye’nin 17 numaralı müzakere başlığının açılmasına itirazı olmadığı açıklaması Rum iç cephesinde “savaş sebebi” sayıldı. Muhalefet Kasulidis’i topa tuttu, cevap Rum Yönetimi Sözcüsü Nikos Hristodulidis’ten geldi.

Alithia, Rum iç cephesindeki Kıbrıs sorunu odaklı mevcut çatışmayı Kasulidis’in açıklamasının daha da alevlendirdiğine dikkat çektiği haberini “17’nci Başlık Çatışma Girdabında... Muhalefet Dışişleri Bakanını Topa Tuttu... Hükümet Sözcüsü’nden Net Cevap” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Gazete, Kasulidis’in, Rum tarafının Ekonomi ve Para Birliği isimli 17’nci başlığın dondurulmasında Fransa’dan yana tavır koymasıyla ilgili nedenlerin (Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin bölgede oluşu) ortadan kalktığı izahını hatırlattı.

“TÜRKİYE VE AKINCI’NIN DOĞALGAZ İÇİN SAVAŞ TEHDİTLERİNE VE SU TEMİNİNE RAĞMEN...”

Habere göre, DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos eleştirilerini “Türkiye’nin ve Akıncı’nın doğal gaz için savaş tehditlerine, Barbaros’un ve diğer savaş gemilerinin MEB’imizde olmasına ve Türkiye’den işgal bölgelerine borularla su getirilmesinin şekillendirdiği yeni olgulara rağmen Dışişleri Bakanı, Anastasiadis hükümetinin 17’nci müzakere başlığını açmaya hazır olduğunu söyledi” sözleriyle dile getirdi.

“DAHA BİR HAFTA ÖNCE OLANLARI ÇABUK UNUTTU”

EDEK Başkanı Marinos Sizopulos, “Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin daha bir hafta önce Kıbrıs’ın işgal altındaki bölgelerine borularla su temini projesini törenle açılmasıyla, tahrikkar bir şekilde, işgal altındaki bölgeleri Türkiye’ye bağlama yönünde yeni bir proje, yeni bir adım daha atmaya çalıştığını çabuk unuttu. Kıbrıs sorununun yönetiminden sorumlu bir bakanın bu kadar ciddi bir meseleyi çok yüzeysel karşıladığı için üzgünüz. Jeostratejik derinlik, taktik olmadan Kıbrıs sorununun çözümünden Kıbrıs Helenizm’inin beklentilerinin en iyisini ummamız mümkün değil” dedi.

Vatandaşlar İttifakı Başkan Yardımcısı Simos Angelidis ise, Anastasiadis hükümetini çok ciddiyetsiz ve sorumsuz davranmakla suçlayarak “Başkan,  Kıbrıs kökenli yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Türkiye’nin hiçbir müzakere başlığını açmayacağını söylerken; Dışişleri Bakanı, yine kendi eski açıklamalarının aksine,  yeni başlıkların açılma ihtimalini açık bırakıyor” dedi.

“BAŞLIKLARI MİLLİ ÇIKARLARIMIZ, KIBRIS KÖKENLİLER VE DİĞERLERİ OLARAK AYIRDIK”

Muhalefetin bu eleştirilerine cevap Rum Sözcü Nikos Hristodulidis’ten geldi. Durum değerlendirmesi yapan Hristodulidis, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin 2005’te Rum yönetiminin de rızasıyla başladığını söyledi. Hristodulidis, özetle şunları ekledi:

“Politikamızın itibarı ve etkinliği açısından, bütün hükümetlerin izlediği strateji;  Türkiye’nin müzakere başlıklarının milli çıkarlarımıza ve Türkiye’nin Kıbrıs kökenli yükümlülüklerine tabi olanlar ve bu kategoride olmayan diğer başlıklar olmak üzere ayrıldı.

Avrupa Konseyi, 2006’da Ek Protokol (Ankara protokolü) ile ilgili 8 başlığı dondurma kararı aldı.  İlaveten, Türkiye’nin üyelik müzakereleriyle ilgili milli stratejisi temelinde Kıbrıs Cumhuriyeti siyasi bir açıklama yaparak, Kıbrıs kökenli yükümlülüklerini yerine getirmediği için Türkiye’nin 6 başlığını tek yanlı dondurdu.

17’nci başlık, dondurduğumuz 6 başlık arasında değildi. Hiçbir hükümet de bu başlığı Kıbrıs kökenli yükümlülüklerden saymadı. Bu Fransa’nın 2007’de diğer üç başlıkla birlikte dondurduğu bir başlıktır.  17’nci başlığın açılması çabaları, Fransa’nın AB’ye bu konudaki siyasi kararını gözden geçirdiğini iletmesi üzerine 2014’te başladı.

“KIBRIS, BAŞLIĞIN KAPANMA KRİTERLERİ İÇERİSİNDEDİR”

Hükümet, aynı dönemde Türkiye’nin Kıbrıs MEB’indeki faaliyetleri nedeniyle, konunun Ulusal Konsey’de görüşülmesinden sonra Türk Navtex’i yürürlükte olduğu sürece, kendi dondurdukları arasında olmayanlar da dahil hiçbir müzakere başlığını açmamaya karar verdi. Avrupa Konseyi’ndeki görüşmeler Navtex’in sona ermesinden sonra başladı ve şu anda üye devletler arasında diyalog devam ediyor. Bu başlığın açılması, kriterlere bağlı olmadığından, kapatılma kriterleri görüşülüyor.  Genel Konular Konseyi’nin 2006 tarihli kararına göre Ek Protokol, Kıbrıs Cumhuriyeti için de uygulanmadan hiçbir başlık kapatılamaz. 17’nci başlığın kapatılması kriterinde Kıbrıs da vardır. Mesele Ek protokolün tam ve ayrım gözetmeksizin uygulanmasıdır.

Başkan Anastasiadis’in defalarca söylediği üzere, bu ülkenin Kıbrıs kökenli yükümlülükleriyle ilgili başlıklar konusunda, üyelik müzakerelerinde ilerleme olabilmesi için Türkiye’den yükümlülüklerini yerine getirmesi beklenir.”

Fileleftheros haberi “Hikayesi Uzun Avrupa-Türkiye İlişkileri... Hristodulidis, Değişmez İcraatları İzah Etmek için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Ezeli Tavrını Anlattı” ve “DİKO-EDEK: 17’nci Başlık Konusunda Dışişleri Bakanı’nı Topa Tuttu... ‘Kasulidis Bir Hafta Önce Olanları Unuttu’” başlıklarıyla aktardı.

Politis de “Hükümet Cevabı... Sözcü Açıklamasıyla Türkiye’yle İlgili Görüntüyü Verdi... Kıbrıs 17’nci Başlığın Kapatılma Kriterleri İçerisindedir, Mesele Ek Protokol’ün Tam Uygulanmasıdır” başlığını attı.