Fileleftheros ve diğer gazetelerde yer alan habere göre, komite açıklamasında, “bu kimlik tespitlerine karışmadığını, bunların 2005 yılında gerçekleştirildiğini ve bunların Rum makamlarının Nöroloji ve Genetik Enstitüsü ile “Physicians for Human Rights (PHR)” örgütüyle işbirliği içerisinde tek taraflı olarak üstlendiği bir program çerçevesinde gerçekleştirildiğini” belirtti.

Bahse konu yanlış kimlik tespitlerinin komite tarafından yapılmadığını ve bunun Rum kesiminin üstlendiği tek taraflı programın bir parçası olduğunu yineleyen komite, iki toplum tarafından kayıp kalıntılarının tespiti, gömüldükleri yerlerden çıkarılmaları ve kimlik tespitine ilişkin çabanın 2006 yılında komite tarafından üstlenildiğini ifade etti.

Haberde, yanlış kimlik tespitlerinin, komite tarafından gömüldükleri yerden çıkarılan doğru kalıntılara yapılan kimlik tespitlerinin sonucunda gün yüzüne çıktığı ve bunların iki Kıbrıslı Rum kayba ait olduğu da belirtildi.

Politis gazetesinin “Onların Hatası Değildi” başlıklı haberine göre, Nöroloji ve Genetik Enstitüsü de konuyla ilgili bir açıklamada bulunarak, ilk önce durumları tespit ettiğini ve 12 Kasım 2015 tarihinde de bir basın bülteniyle konuyla ilgili açıklama yaptığını belirtti.

Yapılan açıklamada, “2004–2005 döneminde, kimyasal maddeyle ilaçlanmış olan Yunan Askeri Mezarlığı’ndaki problemli kemik numunelerinden, sınırlı sayıda genetik materyalle 15 kimlik tespiti yapıldığının” belirtildiğini kaydeden gazete, açıklamada “sınırlı sayıda genetik materyal olmasının sebebinin, bu durumlarla ilgili genetik malzemenin parçalanmış ve bozulmuş olmasından kaynakladığının” ifade edildiğini de ekledi.