Rum basınında bugün yer alan bir haberde, “Ankara’nın öncelikler gündeminin değiştiği ve Kıbrıs sorununun ikinci bir duyuruya kadar rafa kalktığı” iddia edildi.

Fileleftheros gazetesi “Kıbrıs Sorunu İkinci Bir Duyuruya Kadar Rafa Kalktı- Kıbrıs Sorunu Erdoğan’ın Gündeminin Dışında Kaldı- Lefkoşa Eylül’de Gelişmeler Yaşanmasını Bekliyor” başlıklı manşet haberinde, Kıbrıs sorununun Türkiye hükümeti için uzun bir zamandır şu veya bu şekilde bir kenarda kaldığını ve sürecin ilerletilmesine dair bir niyet de bulunmadığını iddia etti.

Türkiye’nin, Kıbrıs Türk tarafının masasına “iki devlet çözümü ile konfederasyon” konularını koyarak, tartışmaları ve müzakereleri başka bir temele sevk etmeye çalıştığını iddia eden gazete, Türkiye’nin, BM’nin, müzakerelerin yeniden başlaması perspektiflerini gözden geçirmesi için, adaya Genel Sekreter temsilcisi gönderilme çabasını da kilitli tuttuğunu öne sürdü.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi konusunda aldığı baskıların, kendisini işbirliklerini güçlendirmeye ittiğini ileri süren gazete, Orta Doğu’da yaşanan gelişmelerin de Erdoğan’ın ilgisinin odağında bulunduğunu belirtti.

Erdoğan’ın kısa zaman önce Londra’ya gerçekleştirdiği ziyaretin, Ankara’nın önceliklerinin ne olduğunun açık bir örneği olduğunu da öne süren gazete, bunların arasında Kıbrıs sorununun bulunmadığı iddiasını yineledi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Sofya’da gerçekleştirilen AB-Batı Balkanlar zirve toplantısı çerçevesinde, İngiltere Başbakanı Therese May ile gerçekleştirdiği görüşmenin ise, Rum kesiminin önceden bildiklerini teyit ettiğini kaydeden gazete, bir diğer ifadeyle, Kıbrıs sorununun İngiliz-Türk görüşmesinin gündeminin dışında olduğunu belirtti.

Rum kesiminin ise, Kıbrıs sorunundaki esaslı hareketlilik ve gelişmelerin Eylül ayında olacağını düşündüğünü ileten gazete, bu süre zarfında, BM Genel Sekreteri’nin temsilcisinin gönderilmesi dışında, esaslı bir gelişme yaşanmasının beklenmediğini ifade etti.

Bunun ise ancak Türkiye’deki seçimlerin ardından olabileceğini yazan gazete, Rum kesimindeki muhalefetin ise, Kıbrıs sorunundaki çabaların canlanması konusunda Anastasiadis’in de sorumluluk taşıdığını düşündüğünü, çünkü Anastasiadis’in, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın jestlerine yanıt vermediğini belirtti.

Gazete iç sayfadan da yer ayırdığı haberinde, Türkiye’nin gündeminde, Kıbrıs sorununun dışında, daha önemli başka öncelikler bulunduğu iddiasını yineledi.

PRODROMU

Habere göre, Rum Hükümeti Sözcüsü Prodromos Prodromu ise açıklamasında, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Sofya’da gerçekleştirilen AB-Batı Balkanlar zirve toplantısı çerçevesinde İngiltere Başbakanı Therese May ile bir görüşme yaptığını ve Anastasiadis’in May’ı mevcut durum ve BM Genel Sekreteri’nin temsilci atama niyeti hakkında bilgilendirdiğini söyledi.

Kıbrıs’taki iki taraf ve Yunanistan gibi, İngiltere’nin de bu atamaya rıza gösterdiğini hatırlatan Prodromu, geriye Türkiye’nin fikrinin kalmış göründüğünü ifade etti.

May ile Erdoğan arasındaki görüşmenin kısa sürdüğünü ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ise bu vesileyle, Rum kesiminin, Guterres çerçevesi temelinde müzakerelerin yeniden başlamasına hazır olduğunu yinelediğini ifade eden gazete, Anastasiadis’in, müzakerelerin yeniden başlamasını isteyerek bizzat defalarca BM’ye hitap ettiğini vurguladığını da ileri sürdü.

Gazeteye göre Prodromu, İngiltere Başbakanı May’in Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’i Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğon’la gerçekleştirdiği temaslar konusunda bilgilendirdiğini, ancak detaylara girmekten kaçındığını belirtti.

Rum kesiminin edindiği genel izlenimin, Kıbrıs sorununun şu an Türkiye hükümetinin öncelikleri arasında bulunmadığı şeklinde olduğunu da yazan gazete, Prodromu’nun, bunun Türkiye’de yaklaşan seçimlerle ilgili olabileceğini söylediğini iletti.

Gazeteye göre bunun, Rum kesimini, kendi çabasını istikrarlı bir şekilde sürdürmesi konusunda engellemediğini ve önlemediğini ifade eden Prodromu, BM Genel Sekreteri’nin de dediği gibi tarihi bir fırsat sunan Guterres çerçevesi temelinde ilerleyip ilerleyemeyecekleri olasılığının araştırılması için, gerçekten müzakere olması gerektiğini savundu.

Politis gazetesi ise “Biz Hazırız, Fakat…” başlıklı haberinde, Prodromu’nun Anastasiadis’in gerçekleştirdiği temaslarla ilgili açıklamalarına yer verdi.

Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in, AB-Batı Balkanlar zirve toplantısı çerçevesinde görüşme fırsatı bulduğu Avrupalı liderlere, Rum kesiminin Guterres çerçevesi temelinde müzakere masasına gelmeye hazır olduğunu ilettiğini yazan gazete, Anastasiadis’in toplantı çerçevesinde Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Theresa May ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’la görüştüğünü anımsattı.

Gazeteye göre Prodromu, Anastasiadis’in Merkel ve Macron’la gerçekleştirdiği görüşmelerde ikili konular veya Rum kesiminin enerji planlamalarıyla ilgili konular haricinde, Kıbrıs sorununun da ortaya konduğunu ekledi.

AKEL’DEN ANASTASİADİS’E ELEŞTİRİ

Fileleftheros gazetesine göre, AKEL partisi ise açıklamasında, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e Kıbrıs sorunundaki tutumundan ötürü yeni eleştirilerde bulundu.

Habere göre, AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temcilsici Elizabeth Spehar’ın geçtiğimiz gün Kıbrıs sorunuyla ilgili yaptığı açıklamanın “ne olması gerektiğine dair net bir mesaj teşkil ettiğini” savundu.

Gazete Spehar’ın geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada “adanın geleceğinin ilk ve esas olarak Kıbrıslıların elinde olduğu, BM’nin kendi payına düşeceğini yapacağını ve aynı şeyi garantör güçlerin de yapması gerektiğine” dair bir söylemde bulunduğunu anımsattı.

“Crans Montana’daki konferansın başarısız olmasının akabinde, BM Genel Sekreteri’nin kaldığı yerden devam edecek ve belirlediği altı konunun çapraz ele alınacağı ve bir anlam ifade edecek görüşmeler yapılmasını istediğini” öne süren Stefanu, “hedefin, geriye kalan belirsizlikteki konuların müzakere edilmesini önemli ölçüde kolaylaştıracak olan stratejik bir karşılıklı anlayışa varılması olduğunu” ileri sürdü.

“Yakın zamana kadar, iki liderden hiçbirinin, BM Genel Sekreteri’nin önerdiği şekilde ilerlemeye niyeti olmadığını, çünkü her ikisinin de farklı koşullar ve şartlar ortaya koyduklarını” iddia eden Stefanu, bununla birlikte Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın BM Genel Sekreteri’nin önerisini kabul ettiğini söyledi.

Bundan ötürü, Anastasiadis’in de bunu yapmakla yükümlü olduğunu ifade eden Stefanu, Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri’nin önerisi temelinde hareket etmeye niyeti olduğuna dair net bir açıklama yapmadığı sürece, çıkmazın süreceğini, Rum kesiminin bunun sorumlusu olarak addedilmesi tehlikesinin ise aşikâr olduğunu kaydetti.

Spehar’ın açıklamasının tesadüf olmadığını da savunan Stefanu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis BM’nin çağrılarına yanıt vermemeyi sürdürdükçe, hiçbir inisiyatifin üstlenilmesinin söz konusu olmadığını ve kesin bölünmenin de hızlı bir tempoda pekişeceğini iddialarına ekledi.