Rum basınında bugün yer alan bir haberde, “BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Kıbrıs sorununda yalnızca stratejik anlaşma-ara çözüm imzalanması perspektifi olması durumunda, Kıbrıs sorunundaki iyi niyet misyonlarını yeniden başlatacağı” ileri sürüldü.

Fileleftheros gazetesi “Ara Çözüm Dar Çember- Stratejik Anlaşma İmzalanmasına İlişkin Taahhüt Antonio Guterres’in Şartı” başlıklarıyla yayımladığı haberinde, bunun tüm müdahil taraflara yönelik mesaj olduğunu ve Guterres’in müdahil taraflardan yeşil ışık beklediğini yazdı.

“Yabancı diplomatik kaynaklara” dayanarak, bunun Guterres’in ortaya koyduğu tek ön şart olduğunu yazan gazete, BM Genel Sekreteri’nin bir anlaşma imzalamaya hazır oldukları konusunda, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in taahhüdünü isteyeceğini öne sürdü.

Gazete, anlaşmanın, Crans Montana’da gerçekleştirilen konferansta sözlü olarak ortaya konulan ve altı maddeyi içeren çerçevesine dayanacağını da öne sürdü.Bu maddelerin, BM’nin her iki tarafın görüş ve endişelerinin yer alması çabasıyla, bir çerçeveye dahil edildiklerini yazan gazete, devletin işleyişiyle ilgili olarak, bunun önerilen şeylerle birlikte (örneğin veto, mülkiyet) sorunlu olduğunun görüldüğünü ifade etti.

BM yetkilisi Jane Holl Lute’un bölgedeki misyonunun bu amaca sahip olduğunu da yazan gazete, bir diğer ifadeyle bunun, müdahil tarafların, BM’nin önündeki tek senaryoya ilişkin niyetlerini kayda geçirmek olduğunu belirtti.

Gazete, “BM’nin hedefini başarmak için baskı kullanacağının açık olduğunu, aksi takdirde BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonunu rafa kaldıracağı imasında bulunduğunu” da öne sürdü.

Tabii ki birçok şeyin bugün Türkiye’de gerçekleştirilecek seçimlere bağlı olacağını yazan gazete, Türkiye’nin, seçimden çıkacak sonuçlardan ötürü art arda seçime girmesi durumunda, planlamaların donacağını ileri sürdü.

Gazete, BM’nin, Kıbrıs sorununu geleneksel olarak yakından izleyen ve role sahip olan ülkelerin de hem fikir olduğu başlangıçtaki senaryosu temelinde, Genel Sekreteri temsilcisinin bölgeye gerçekleştireceği gezide taahhütler almasının akabinde “ara anlaşma imzalanması için önümüzdeki Eylül ayında New York’ta sahnenin kurulacağını” iddia etti.

“Esas oyuncuların New York’ta bulunacağını ve BM Genel Kurulu çerçevesinde konferansa davet edileceklerini” öne süren gazete, “Böyle bir gelişmenin Kıbrıs sorununun nihai çözümüne ilişkin olarak, üzerinde fikir olunan prosedürü büyük ölçüde bozduğunu” ileri sürdü.

"Stratejik anlaşmanın esasında nihai çözüm olacağını” iddia eden gazete, “geçmişte denenen bu uygulamanın (Zürih-Londra Anlaşmaları) temel olarak yolun sonu olacağını ve bunda geri dönüş olmayacağını” öne sürdü.

“Anlaşmanın imzalanacağını ve geriye tartışılıp üzerinde hem fikir olunması için ‘teferruatların’ kalacağını” iddia eden gazete, “çerçevenin imzalanması halinde, ki bu uluslararası aktörlerin de yer alacağı şenlik havasındaki bir beşli konferansta gerçekleşecek, nihai plan üzerinde çalışılması için bir yol haritası üzerinde mutabakata varılacağını ve bunun ise eş zamanlı olarak ayrı referandumlara sunulacağını” öne sürdü.

“Esasında yol haritasının oldu-bittiler meydana getireceğini ve bunların referandumlar olacağını” ileri süren gazete, “bunun nedeninin ise, her şeyin taahhütlerin geri alınmasının taşıyacağı etkilerin baskısı ve şantajı altında gerçekleşecek olması olduğunu” öne sürdü.

Gazete “anlaşıldığı üzere, imzaların uluslararası varlık yüzünden resmiyet ve meşruluk kazanmasıyla, herkesin Kıbrıs sorununun bittiğini, kapandığını düşüneceğini” savundu.

“Bunun da ötesinde, ara çözüm ilerlese de ilerlemese de, imza anından itibaren hiçbir şeyin artık aynı olmayacağını” ileri süren gazete, “ilk kez BM’deki temaslarda, başarısızlık durumunda ne olacağının tartışıldığını” yazdı.

“Bunun retorik bir soru olduğunu ve bunun yapılacak tartışmaların gündemine dahil edileceğinin açık olduğunu” ileri süren gazete, “bunun Kıbrıslı Türklerin statüsüyle alakalı olduğunu” öne sürdü.

Gazete, “üçüncü şahıslar tarafından perde gerisinde gerçekleştirilen çeşitli hareket ve faaliyetlerin, Kıbrıs Türk varlığının tanınması aracılığıyla kademeli olarak Kıbrıs Cumhuriyetiyle eşitliğin ileriye götürülmesinin istendiğini teyit ettiği” iddiasında bulundu.

LUTE, YENİ BİR GİRİŞİM DURUMUNDA DAİMİ ROLE SAHİP OLACAK İDDİASI

Öte yandan, gazete, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından Kıbrıs sorunundaki müdahil tarafların nabzını tutması için seçilen BM yetkilisi Jane Holl Lute’nin, sürecin ilerlemesi durumunda, daimi danışman rolünü üstlenmesinin beklendiğini ileri sürdü.

Lute’un, Crans Montana’nın ardından görevinden ayrılan Espen Barth Eide’nin yerine geçecek kişi olacağını öne süren gazete, Rum kesiminin Lute’un seçilmesine yeşil ışık yakmak için aceleci davrandığını ifade etti.

Rum kesiminin, sahip olduğu niyetlerle ilgili olumsuz çağrışımları önleme çabasıyla bunu yaptığını yazan gazete, Türk tarafının ise buna yanıt vermediği gibi, Lute’un ziyaretini de kabul etmediğini iddia etti.

Politis gazetesi ise “Türk Seçimlerinden Sonra Çözüm Çerçevesi İçin Yeniden İleriye” başlıklı manşet haberinde, Birleşmiş Milletler ile ekonominin, Türk seçimlerinden sonra diyaloğun yeniden başlamasına ilişkin çalışmaları ileriye doğru ittiği yorumunda bulundu.

Amerikalı temsilci Jane Holl Lute’un bölgeye keşif amaçlı gelişiyle ilgili geri sayımın başladığını yazan gazete, Türk tarafının ise BM’nin atılacak bir sonraki adımlara ilişkin temaslarını, aynı zamanda Türkiye’deki siyasi liderliğin netleşmesini beklediğini ekledi.

Simerini gazetesi ise “Kesin Netlik Vakti- Lute, Kıbrıs’a Sert Bir Yaklaşım ve Kararlı Bir Şekilde Geliyor” başlıklı haberinde, Lute’un Kıbrıs’a yalnızca manzarayı netleştirme konusunda değil, durumu inceleme konusunda da kararlı bir şekilde geleceğini yazdı.

Gazete, Amerikalı diplomat Lute’un, bir yandan ortak zemin meydana getirerek anlaşmazlıkların çözümü konusunda ünlü olduğunu, diğer yandan da üstlendiği misyonun tamamlanmasına izin vermeyenleri parmakla göstermeye korkmayan bir kişi olarak tarif edildiğini izah etti.

BM GENEL SEKRETERİ’NİN RAPORU BİR DEĞİŞİKLİKLE RESMİ BELGE OLARAK YAYIMLANDI

Bu arada, gazeteler, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Kıbrıs sorunuyla ilgili iyi niyet misyonu raporunun dün resmi metinde yapılan bir değişiklikle, BM resmi belgesi olarak yayımlandığını yazdı.

Gayri resmi belgenin üyelere 15 Haziran’da dağıtıldığını anımsatan Alithia, resmi metinde, gayri resmi olana göre enerji konusundaki gelişmelerle alakalı bir değişiklik yer aldığını belirtti.

Gazete, ENI şirketinin yüzer platformunun Türk savaş gemileri tarafından engellendiğinin anlatıldığı, raporun 10’uncu paragrafındaki şirketin isminin çıkarıldığını ekledi.