AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, görüşmelerin yeniden başlaması çağrısında bulunarak, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i de bu yönde girişimde bulunmaya davet etti.

Haravgi gazetesine göre Kiprianu, kendisinin çağrıları üzerine Anastasiadis’in, diyaloğun yeniden başlamasına hazır olduğuna dair yaptığı açıklamaları yorumladı.

Kiprianu, Anastasiadis’in ya söylenenleri duymadığını, ya da anlamadığını belirterek, krizin ilk başından itibaren hedefin herhangi bir lidere sorunluluk yükleme olmadığını ifade etti.

Krizin başlangıcından itibaren AKEL’in görüşmelerden çekildiği iddiasıyla Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya da eleştirilerde bulunduğunu söyleyen Kiprianu, aynı zamanda sorumluluklardan bağımsız olarak müzakerelerin yeniden başlamasının yolunun bulunması gerektiğini dile getirdiğini belirtti.

Anastasiadis’in muhalefetteyken  Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas’a çözüme ulaşma önkoşulları yaratmak için inisiyatifler üstlenme cesaretinin olmadığı yönünde eleştirilerde bulunduğunu hatırlatan Kiprianu, Anastasiadis’ten inisiyatifler üstlenmesi ve Hristofyas’a yaptığı eleştirileri pratikle uygulamasını istediklerini ifade etti.

Kiprianu “Bu nedenle Anastasiadis AKEL’i eleştirmek yerine, ona, müzakerelerin yeniden başlamasının yolunun bulunmasına yönelik çabasından ötürü teşekkür etmesi gerekirdi” sözlerini de kullandı.

Bir soru üzerine Anastasiadis’in krizi yatıştıracak şekilde davranmadığı eleştirisinde bulunan Kiprianu, hatta açıklamaları, çelişkileri ve ileri geri hareketleriyle ateşe körükle gittiğini kaydetti.

Kiprianu, Anastasiadis’i eleştirdiği tek noktanın, krizi yatıştıracak şekilde davranmak yerine muhalefetteyken Hristofyas’a yapmasını tavsiye ettiklerinden çok farklı şekilde davranması olduğunu söyledi.

RUM SÖZCÜ HRİSTODULİDİS’TEN YANIT

Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Kiprianu’ya yanıt olarak yaptığı açıklamada, Anastasiadis’in, aynı fikirde olmasa da her türlü görüşe saygı duyduğundan, herhangi bir siyasi güçle karşılıklı kavgaya girme niyetinin olmadığını belirtti.

Herhangi bir tez dile getirilirken gerek gerçek koşulların, gerekse Kıbrıs Türk tarafı ve bilhassa Türkiye tarafından dile getirilen tezlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini savunan Hristodulidis, ayrıca Anastasiadis’in, AKEL’in Kıbrıs sorununun çözümüyle adanın yeniden birleşmesi ve ileri sürdükleri “işgalin” sona ermesi yönündeki olumlu katkılarını görmezden gelmediğini ifade etti.