Alithia gazetesi “Lute, Kıbrıs’ta Bekleniyor” başlıklı haberinde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un haziran ayının son on gününde Kıbrıs’a beklendiğini, Güney Kıbrıs’ın aynı zamanda, AB- Türkiye ilişkilerinin de ele alınacağı Avrupa Konseyi toplantısı için hazırlık yaptığını yazdı.

Güney Kıbrıs’ın, olumlu ajanda çerçevesinde AB-Türkiye ilişkilerinin ele alınacağı Avrupa Konseyi toplantısı sırasındaki tavrının, Türkiye’nin gerek Kıbrıs sorunu gerekse Maraş konusundaki tutumuna bağlı olacağını net bir şekilde ifade ettiğini anımsatan gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, 24-25 Haziran’da gerçekleştirilecek Avrupa Konseyi zirvesi ışığında, yakın zamanda Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile iletişime geçeceğini belirtti.

Anastasiadis’in, Avrupa Konseyi zirvesi nedeniyle 23 Haziran’da adadan ayrılacağını 26 Haziran’da ise döneceği olgusunun göz önünde bulundurularak, Lute’un ziyaret tarihinin belirleneceğini yazan gazete, Anastasiadis’in ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Mannuel Macron’un davetlisi olarak, 30 Haziran’da Paris’te yapılacak  Eşitlikle ilgili Forum’a katılmak ve konuşma yapmak için Fransa’ya da gideceğini belirtti.

HACIHRİSANTHU

Alithia gazetesi bir başka haberinde ise, Güney Kıbrıs’ın BM’deki Daimi Temsilcisi Andreas Hacıhrisanthu’nun, Güvenlik Konseyi’nin 2020 raporunun ele alındığı BM Genel Kurul oturumunda, Maraş ile ilgili yaptığı açıklamaya yer verdi.

Habere göre Hacıhrisanthu,  Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmaması ve bunlara uyulmaması konusunda daha fazla hesap verme gerekliliğinden söz etti.

Hacıhrisanthu, bu parametrenin, Güvenlik Konseyi’nin yıllık raporunda eksik olmaması gerektiğini belirtti.

Kıbrıs sorunundan özellikle söz eden Hacıhrisanthu, Güvenlik Konseyi’nin bunca yıldır gündeminde kalmasının nedeninin, öncelikle Güvenlik Konseyi tarafından benimsenen çok sayıdaki kararın uygulanmaması olduğunu savunarak, şu andaki faaliyetlerin, bahse konu kararların iptalini ve erozyona uğratılmasını amaçladığını da ileri sürdü.

Hacıhrisanthu,  Güvenlik Konseyi’nin böylesi gelişmeleri, kararların uygulatılması ve bunları ihlal edenleri sorumlu tutmasıyla önlemesinde fayda bulunduğunu savundu.