Kıbrıs Rum tarafının müzakere grubunda yer alan Erato-Kazaku Markulli, Kıbrıs sorununun çözümü süreci ve Türkiye’deki referandumun çözüm sürecine etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Alithia gazetesinde yer alan söyleşisinde Markulli özetle, Türkiye’de gerçekleştirilecek referandum sonrasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istediği sonucu alması durumunda Kıbrıs sorununa ilişkin “olumsuz tutumunu” değiştireceğini düşünmediğini iddia ederek, ileri sürdüğü olumsuz tutumun daha da artmasından endişe ettiğini ifade etti.

Markulli, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in geçtiğimiz Perşembe günü yaptıkları görüşmede, yönetim başlığını ele alarak yeniden müzakerelerin özüne girdiklerini belirtirken Akıncı’nın son dönemde sürekli röportajlar verme taktiği izlediğini öne sürdü.

“Akıncı’nın açıklamalarında, Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerde sunduğu tezleri uzlaşılar gibi aktardığını ancak bunların çoğunda bir uzlaşının söz konusu olmadığını, müzakere edilmekte olduklarını” iddia eden Markulli, “ son dönemde Kıbrıs Türk tarafından maksimalist tezler duyulduğunu ve bunların arkasında, Kıbrıs Türk lider aracılığıyla istediklerini elde etmeye çalışan Türkiye’nin olduğunu” savundu.

Markulli söyleşisinde ayrıca, “dini bina ve alanların iadesine ilişkin varılan uzlaşıya” da değinerek, dini alanların iadesi ifadesinin sadece Rum kilisesi veya Evkaf’a ait olan alanları kapsamayacağını, Maronitler, Ermeniler ve Latinlere ait dini bina ve alanları da kapsayacağını açıkladı.

Markulli örnek olarak, “Kutsovendis’te” (Güngör) bulunan ve Kudüs Patrikliğine ait “Ayios Hrisostomos” manastırını göstererek, dini bina ve alanların iadesinin Annan Planı’nda da öngörüldüğünü ancak bu sefer kapsamın genişletildiğini vurguladı.

Markulli, Güney Kıbrıs’ta seçim dönemine girilmesiyle müzakerelerin ertelenmesinin kaçınılmaz olacağını, bu yüzden en kısa sürede çözüme götürecek ilerlemenin sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi.