Rum Yönetimi’nin, Doğu Akdeniz’de tek yanlı “Münhasır Ekonomi Bölge” ilan ettiği deniz bölgesindeki “güvenlik açıklarını” kapatmak için koştuğu, İsrail ile daha önce vardığı iki adet destroyer alma anlaşmanın çökmesinden sonda, şu anda yüzer imkânlar satın almayı düşündüğü bildirildi.

Simerini haberi “Şimdiki Aklım Olsaydı...  İsrail’den Destroyer Satın Alımının ‘Çökmesinden’ Sonra Şimdi Yetişmeye Koşuyorlar” başlığıyla aktardı. Gazete şu anda Rum Yönetimi’nin üst makamlarında sözde ‘MEB’in denetim ve güvenliğinin artırılması gereğini zaruri görmeye başlandığı, üst düzeyli bir kaynağın; bu düşüncelerin, ihtiyaçların yeni olgulara göre güncellenmesi çerçevesinde olduğunu yazdı, özetle şunları ekledi:

“MEB’İN DENETİM VE GÜVENLİĞİNİ ARTIRMAK ZARURİ”

“Üst düzeyli bir kaynak, doğrudan teyit etmemesine rağmen, MEB’in denetim ve güvenliğini artırmak için gemi satın alınması gerektiğini Nikos  Anastasiadis’in de düşündüğünü ima etti. Kaynak, zamanını ve şeklini belirtmemesine karşın bu yöndeki siyasi kararın top yükün alınacağına işaret etti. Tam da Başkanlık Komiseri Fotis Fotiu’nun Savunma Bakanlığı zamanında olduğu İsrail’den iki destroyer alımı anlaşmasındaki gibi bir bakanlar kurulu kararı akla geliyor.

Öğrendiğimize göre, siyasi karar alınması halinde, askeri gemi satın alımı oyununa Avrupa ülkeleri de giriyor, en azından perde gerisinde, Kıbrıs Cumhuriyeti ile bu yönde anlaşma yapmaya istekli görünüyorlar. Hal böyleyken, bütün ihtimaller açıktır çünkü İsrail’in iki adet destroyer verme önerisi tamamen kenara itilmiş değildir.

Kıbrıs Cumhuriyeti ve İsrail 100 milyon Euro karşılığında 2 adet destroyer satın alımı ve Kıbrıslı askerlerin eğitilmesi konusunda anlaşmışlardı.  Ancak meclisin, ülke ekonomisinin durumunu gerekçe göstererek tepki göstermesi yüzünden ilgili anlaşmaya hiç imza atılmadı.

İSRAİL İLE YAPILAN RADARLARIN DENİZLERİ KAPSAMA ALANININ ARTIRILMASI ANLAŞMASI GÜNCELLENİYOR

İsrail ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin radarlarının denizleri kapsama alanının artırılmasıyla ilgili anlaşmanın güncellenmesi prosedürü de beklenen hızda olmamasına karşın ilerliyor.  İyileştirilmelerinin başarılması halinde Kıbrıs MEB’inin yüzde 70’i radarların kapsama alanında olacak. Bugüne kadar sadece yüzde 40’ını kapsıyordu.

Kıbrıs hükümetinin, AB ödeneklerinden de yararlanarak satın almak istediği en az iki açık deniz devriye (karakol) gemisi, şu anda araştırma aşamasında bulunan ‘Kıbrıs Sahil Güvenliği’nin teçhizatı olacak. Ancak öğrendiğimize göre mesele araştırma ve ilgili bakanlık ve daireler tarafından görüşlerin sunulması aşamasındadır.

Umman Sultanlığı’nın Umman Deniz Kuvvetleri’ne ait gemiyi Kıbrıs’a hediye etme niyeti, Ankara’nın çeşitli girişimlerle engellemesi üzerine buzdolabına kaldırılmış, bu müdahale Savunma Bakanlığı makamlarını harekete geçirmişti. Ancak gazetemiz, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, -eski olduğundan- Umman gemisinin arama kurtarma gemisi halinde getirilmesi karşı önerisinde bulunduğunu bilebilecek durumdadır.  Kıbrıs’ın önerisi  Umman hükümeti tarafından kabul görmüş görünse de henüz mesele askıda bulunuyor.”

“HAVA HAREKÂTLARI MERKEZİ” KURUP RMMO’NUN ELİNDEKİ, HAVA SAVUNMA FÜZE SİSTEMLERİ DAHİL BÜTÜN RADAR VE TELSİZ İLETİŞİM İMKANLARINI BU NOKTADAN İDARE EDECEKLER

Öte yandan Fileleftheros “Havacılık Sistemleri Bağlantısı... Mevcut Bütün Kara-Hava telsiz İletişimleri Bağlanacak” başlıklı haberinde, Rum Savunma Bakanlığı’nın, Rum İhale Değerlendirme Makamı tarafından yayınlanan ‘Hava Harekâtları Merkezi’ ile ilgili açıklamasına yer verdi.

Gazeteye göre açıklamada “iletişim protokolleri kullanılarak, Milli Muhafız Ordusu’nun mevcut Erken Uyarı Radarları, Sivil Havacılık Uçuş Kontrol Merkezi radarı ve Milli Muhafız Ordusu’nun elindeki hava savunma füze sistemlerinin radarları birleştirilecek. Kara-hava bütün mevcut telsiz iletişimleri de Hava Harekatları Merkezi’ne bağlanarak, yönetimleri merkezileştirilecek” denildi, devamla şu detaylar aktarıldı:

“Radarların bağlantılarının kurulabilmesi için  söz konusu radarın iletişim protokollerinin kullanılması gerekiyor. Cumhuriyeti Kriz Yönetim Merkezi düzeyine kadar dağıtımı yapılacak/iletilecek işlenmiş hava görüntüleri üretilecek ve bunlar, en üst düzeyde karar alınabilmesi için ülkenin askeri ve siyasi liderliklerinin zamanında bilgilendirilmesi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sorumluluğu altındaki hava sahasının denetimi,  erken uyarı sisteminin ve hava savunma füze sistemlerinin de dahil olduğu hava kuvvetlerinin denetim ve koordinasyonunun sağlanması için kullanılacak.

Hava Harekatları Merkezi’nin kurulması programının (protokoller, frekanslar, işleyiş şekli) içerdiği bilgiler çok gizlidir ve Milli Muhafız Ordusu’nun savaş kabiliyeti ile doğrudan alakalıdır. Programın uygulanmasına, Cumhuriyet’in âli çıkarlarının korunması maksadıyla büyük güvenlik tedbirlerinin eşlik etmesi şarttır.”

RUM SAVUNMA BAKANLIĞI, “GİZLİDİR”DEN BAŞKA HİÇBİR GEREKÇE GÖSTERMEDEN İTALYAN SELEX ES S.P.A’YI İHALE DIŞINA ATTI

Rum Savunma Bakanlığı’nın 2009 yılında “Hava Harekatları Merkezi Programı” başlığıyla çıktığı ve şirketlerden teklif kabul ettiğini açıkladığını, ihale için seçtiği şirketler arasında İtalyan SELEX ES S.P.A’nın da bulunduğunu yazan gazete, adı geçen İtalyan şirketinin, Rum Yönetimi’nin başarısızlıkla sonuçlanan Lefco projesinde Cyta ile Londra’da tahkimde bulunduğunu hatırlattı.

Gazete Rum İhale Değerlendirme Makamı’nın, Rum Savunma Bakanlığı’nın yukarıdaki açıklamasını gerekçe göstererek, SELEX ES S.P.A. şirketini “Hava Harekatları Merkezi” (yarışma) ihalesinden –başka gerekçe göstermeden- çıkardığını, ancak söz konusu şirketin Lefco nedeniyle Rum Savunma Bakanlığı’nın yasaklılar listesinde mi olduğunun anlaşılamadığını haberine ekledi.