Politis “10 Yıl Sonra Aynı Acı Aynı Vaatler” başlığıyla aktardığı haberde yine bu tür trajedilerin bir daha tekrarlanmaması yönünde “tutulmayacak vaatler verildiğine” dikkat çekti.

Anastasiadis’in törende yaptığı konuşmada “devlet, kurban yakınlarının yanında durmaya devam edecek” dediği,  siyasi partilerin de yayımladıkları açıklamalarda, patlamada denizci ve itfaiyecileri andığı ancak hiçbirinin olayın “sorumluluğuna” değinmediği vurgulanan haberde “bütün sorumluluk müteveffa Kostas Papakostas’a yüklendi” ifadesi kullanıldı.

Gazete 2011’de meydana gelen megatonluk patlamanın, siyasi ve bürokratik düzeydeki kötü yönetimin sonucu olduğunun “şüphe götürmez” olduğuna dikkat çekerek özetle şunları hatırlattı:

“Bir Rus gemisi ile BM ambargosu hilafına İran’dan Suriye’ye götürülürken 2009’da el konulan 96 konteynır, içerisindeki tehlikeli maddelerle birlikte neredeyse iki yıl dış mekânda istiflendi. Tehlikeler küçümsenmeseydi, öngörülecek olan bu trajedi engellenebilirdi. 

Açıklanan belgelerden, Hristofyas hükümetinin Esat yönetimine, yükün imha edilmeyeceği ve daha sonraki bir zamanda bir şekilde kendisine teslim edileceği sözü verdiği anlaşılıyor.

Megatonluk patlamadan 24 saat önce çekilen fotoğraflarda konteynırlarda değişim olduğu, bazılarının da güya tehlikeli olmadığını göstermek için konteynırlar üzerinde dans ettiği görülüyor.  İlk patlamalar başladığında ‘su serpin de ısı düşsün’  emri verilmişti. 11 Temmuz 2011 sabahı konteynırlarda alevlenme görüldüğünde üs boşaltılsın emri vermek yerine, söndürmek üzere İtfaiye çağrıldı. Saat 04.00’te, bölgede çok sayıda insan varken konteynırlar, ölüm ve yıkım saçarak infilak etti”